Responsive Ad Slot

Metin KILIÇ: "Başçiftlik’in çehresini Halıcılık değiştirdi."

1 yorum
Tokattan.net | Metin KILIÇ: Başçiftlik’in çehresini Halıcılık değiştirdi.
E
ğitime ve hayatımıza kattığı değerlerle 2021 yılında aramızdan ayrılan, Samsun Başçiftlikliler Derneği Eski Başkanı, 43 yıllık eğitimci, değerli büyüğümüz Rahmetli Metin KILIÇ’ı rahmet ve özlemle bir kez daha anıyoruz. Metin KILIÇ’la 2013 yılında Basciftlik.net sitesi için Başçiftlik tarihine yolculuk yaptığımız "Dünden bugüne Başçiftlik" söyleşinin üçüncü ve son bölümünde; 1989 yerel seçimlerinden Başçiftlik'in ilçe olma serüvenine, halıcılığın bitmesiyle başlayan göçlerden gurbetteki Başçiftlik derneklerine, 1989'dan günümüze Başçiftlik'in sosyo-kültürel ve ekonomik değişimini konuştuk.

2 Eylül 2013 tarihinde Basciftlik.net sitesine yayınlanan "Dünden bugüne Başçiftlik" söyleşinin 3. (üçüncü) ve son bölümü sizlerle...

Hasan AÇIKEL Metin Bey, 1986’da kurulan Başçiftlik Spor Kulübü ile başlayalım söyleşimizin 3. bölümüne.
Metin KILIÇ : Başçiftlik spor denilince benim aklıma gelen tek bir isim vardır, Tahsin DEMİR. Bir spor kulübü kurmak ve bunu tescillendirmek 80’li yılların son yarısında gündeme geldi. Tahsin DEMİR önderliğinde bir grup tarafından kurulmuş ve beden terbiyesi (il Gençlik ve Spor Müdürlüğüne) tescil yapılmıştır. Öncelikle kurulan futbol takımı komşu köy ve kasabalarla maçlar yapmış turnuvalar düzenlemiştir, daha sonra voleybol maçlarımızda olmuştur.

Hasan AÇIKEL : 1989 yerel seçimlerinde ihsan ŞEN Belediye Başkanlığına aday olmuyor, 1984’den 1989’a kadarki ihsan ŞEN dönemine dair kısaca neler söylersiniz?
Metin KILIÇ : Demokrasiye geçiş yılları her yerde olduğu gibi Başçiftlik’te de zor olmuştur. Değişik isimler atama yöntemi ile iş başına gelmiştir. ihsan ŞEN’li yıllar Başçiftlik’in değişim ve gelişim yıllarıdır. Halıcılık dolayısı ile köye bol para girmiş bu para köyü önce belde sonra ilçe yapmıştır görüntümüzü değiştirmiştir denilebilir.

Hasan AÇIKEL : 1989 seçimlerinde 
ihsan ŞEN’in aday olmamasının özel bir nedeni var mı?
Metin KILIÇ : Bu konuda bir şey söylemem mümkün değil. Her dönemde olduğu gibi o dönemde de kapalı kapılar arkasında konuşmalar olduğu kesin. Ancak bunlar ispatı mümkün olmayan şeylerdir konuşmak tekrar gündeme getirmek yanlış olur düşüncesindeyim.

Hasan AÇIKEL : 1989 yerel seçimlerinde Anavatan Partisi Adayı Ali KAPUSUZ Belediye Başkanı seçiliyor, devamını sizden dinleyelim.
Metin KILIÇ : Kurucu meclisin dağılmasından sonra kurulan partilerle seçime girilmiş Turgut ÖZAL başkanlığındaki ANAP iktidara gelmiştir. 1989'da yapılan yerel seçimde Başçiftlik’te Ali KAPUSUZ belediye başkanı oldu. Ancak görev süresini tamamlayamadı, çeşitli nedenlerle İç işleri bakanlığı tarafından görevden alındı.

Hasan AÇIKEL : Başçiftlik, Ali KAPUSUZ döneminde ilçe oldu değil mi?
Metin KILIÇ : Evet, Başçiftlik’in İlçe olması yolunda Ali KAPUSUZ’un büyük emeği vardır, bunu kimse inkar edemez. O’nun döneminde müracaat edilmiş, yoğun kulis faaliyetleri yürütülmüştür. Aklı eren gücü yeten herkes bu uğurda çaba sarf etmiştir. Samsun’da Rasim KAPUSUZ’un çalışmaları takdire şayandır. Her kim ne yaptı ise Başçiftlik için yapmıştır, emeği geçenlerden Allah razı olsun.

Hasan AÇIKEL Metin bey, hep anlatılır ya hani Turgut ÖZAL Niksar’a Köklüce barajı açılışına geliyor, Başçiftlik'ten insanlar yollara düşüyor... Kimilerine göre İlçeliğe giden sürecin başlangıcı o karşılamadır. Detayları sizden öğrensek.
Metin KILIÇ : O olayları organize eden Başçiftlik’in akil insanlarıdır. Yazılan pankartlar ve atılan sloganlarla Başbakanın (Turgut ÖZAL) dikkati çekiliyor. Orada söz alınıyor. Bizi destekleyen Metin GÜRDERE (Tokat Milletvekili) ve Erkan YÜKSEl’in (Tokat Milletvekili) katkıları da inkâr edilemez. İçişleri Bakanlığına verilen dilekçenin altında Mehmet Zeki UZUN, Metin GÜRDERE, Talat SARGIN ve Erkan YÜKSEL’in imzaları var. Bunların hepsi de dönemin Tokat milletvekilleri, dilekçenin tarihi 07.12.1988’dir.

Hasan AÇIKEL : Siyasete ara verip 1989’da biten Halı festivallerinden sonra halıcılığın bir değerlendirmesini yapacak olsak neler söylersiniz?
Metin KILIÇ : 90’ lı yıllar halıcılığın duraklama yaşadığı yıllardır. Artık çırak bulmak imkansız derecede zordur. Artan maliyetler halı fiyatlarına yansımamıştır. Piyasada bir durgunluk, doygunluk yaşanmaktadır. Halı üreticileri ne yazık ki bir araya gelip kendi birliklerini oluşturamadılar. Ortaya bir standart konulmadığından piyasa başıboş bırakılmış, sahte tüccarlar, kalitesiz malzeme, hileli işçilik halıcılığın sonunu hazırlamış, Başçiftlik’te halı sektörü ölmüştür.

Burada unutmamak gerekir ki halıcılığın bu kadar hızlı yayılmasındaki en büyük etmenlerden biri de çevre köylerde çalışan Başçiftlikli öğretmenlerdir. Onlar çalıştıkları köylerde açtıkları tezgahlarda onlarca çırak çalıştırıp yüzlerce usta yetiştirmişlerdir.

Halıcılık zamanında köye çok bol para girişi oldu. Vatandaşın cebi ancak bu yıllarda para gördü. Bu parayla da Başçiftlik’in şehircilik alt yapısı oluştu. Barınabilecek evler bu para ile yapıldı. Eski yapılar yıkıldı yerine betonarme çok katlı evler dikildi. Evlerdeki çul çecim-kilim yerini halıya bıraktı, mobilya ile tanışıldı. Başçiftlik’in çehresini Halıcılık değiştirdi. Elbette hepsi bu kadar değil. Başçiftlik halıcılığı Karadeniz bölgesindeki ekonomiyi canlandırmış, binlerce aile halıcılıktan ekmek yiyerek durumunu düzeltmiştir.

Başçiftlik’te Karacaören’de ve yakın köylerde birçok kişi tüccar oldu. Marangozluk demircilik gibi sanayi canlandı.

Hasan AÇIKEL : Halıcılığın bitme noktasına gelmesi Başçiftlik’ten göçleri hızlandırdı diyebilir miyiz?
Metin KILIÇ : İnsan hayatını idame ettirebilmek için bir şeyler üretmek ürettiğini kazanca çevirmek zorundadır. Halıcılığın bitmesiyle Başçiftlik’in para muslukları kapanmıştır. Coğrafi konum ve iklim, tarımsal çalışmalara izin vermediğinden yetişen genç nesil büyük şehirlerde iş ve aş derdine düşmüştür. Ne yazık ki buda büyük göçü başlatmış, Başçiftlik insanı ekmeğinin peşinde gurbet ellere düşmüştür.

Hasan AÇIKEL : 1990’lardan sonra yönetime gelen siyasiler Başçiftlik'in ekonomisinin gelişime adına neleri eksik bıraktı ki, göçler hızlandı.
Metin KILIÇ : Halıcılık organize bir birlik altında toplanıp işvereniyle işçisiyle tüccarıyla malzemecisiyle koordine kurulamamıştır. Takipsiz bırakılmıştır. Siyasiler en azından 2 yıllık Meslek Yüksek okullarının açıldığı dönemde bile bir Halıcılık Meslek Yüksek Okulunu açamamışlardır. Tarım ve hayvancılık ihmal edilmiştir. Yaylalarımız, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı için çok uygun olduğu halde desteklenmemiş, kaderine bırakılmıştır. 

Başçiftlik florasındaki çiçek çeşitliliğine hiçbir yerde rastlanmaz buna rağmen arıcılık ihmal edilmiş, balımız için patent alınmamıştır. Her türlü yürüyüş parkurlarına sahip ormanlarımız, kış sporuna uygun olan yaylalarımız değerlendirilmemiştir. Patates tarımı ihmal edilmiştir. Ormanlık bir alanda olmamıza gale deresinin köy içinden akmasına rağmen sulama suyu sıkıntısı çekiyoruz, kanaletlerle bu su araziye taşınamamıştır. İlk aklıma gelenler bunlar…

Hasan AÇIKEL : Siyaset demişken 1992 yerel seçimlerinde Refah Partisi Adayı Recep GÖKÇE’nin Belediye başkanlığına giden o soğuk kış günlerinde yaşanan sıcak seçim sürecine dair aklınıza gelenler.
Metin KILIÇ : Ali KAPUSUZ’un görevden alınmasından sonra boşalan bu makam için 1992’de ara seçim yapıldı seçimler çok ateşli geçti. Necmettin ERBAKAN ve Bülent ECEVİT Başçiftlik’te miting yaptılar. Heyecan içinde geçen seçimin galibi Refah Partisinin adayı Recep GÖKÇE oldu.
1992 Başçiftlik’te üç dönemi kapsayan Recep GÖKÇE’li yılların başlangıcıdır.

Hasan AÇIKEL Recep GÖKÇE'li yıllar Başçiftlik’teki göçlerin hızını azalttı mı?
Metin KILIÇ : Bunu söylemek için elimizde istatistik bir veri olması lazım. Böyle bir veri var mı bilmiyorum, benim fikrim göçler azalmamış artarak devam etmiştir. Halen de devam etmektedir. Çünkü Başçiftlik göçünün nedeni siyasi değil ekonomiktir. İnsanlar doğduğu yerde aş, iş buluyorsa kalıyor yoksa ekmeğinin peşinde gurbet yollarına düşüyor.

Hasan AÇIKEL : Göçlerin sonucu gurbetteki Başçiftliklilerin buluşma noktaları Başçiftlik derneklerinden bahsedecek olursak
Metin KILIÇ : Memleket, insanın makro düzeydeki kimliğidir. Her ne kadar İstanbul, İzmir, Ankara Samsun da otursak ta biz hemşeriler köylüler birbirimizi çok iyi tanırız. Hastanede, pastanede, otobüste, durakta Selamın Aleyküm’le başlayan sıcak bir muhabbet “Hemşerim nerelisin” sorusuyla devam eder. Kimlerdensin? içinden mi köylüğünden mi? diye devam eder, bizi doğduğumuz yere kadar götürür. Gurbet kültürü içinde bizde örgütlendik, bugün İstanbul da samsun da Tokat ta Niksar da hemşerilerimizin buluştuğu kaynaştığı derneklerimiz var. Ferdi olarak yapamadığımız birçok şeyi dernekler vasıtası ile yapıyoruz.

Dernekçilik çok önemlidir. Şehirlerde hemşeri derneklerinin rolü de çok önemlidir. 90’lı yılların başına kadar kentlerde kişisel girişimlerle halledilmeyen pek çok sorun dernekler vasıtası ile halledilmekte ve çözüme kavuşturulmaktadır. Kişiler belki dikkate alınmayabilir ama bir şehrin derneği hiçbir zaman yok sayılamaz.

Hasan AÇIKEL : Başkanı olduğunuz Samsun Başçiftlikliler Derneğiyle devam edelim isterseniz.
Metin KILIÇ : Samsun Başçiftlikliler Derneği, önceki yıllarda SAMSUNLULAR GURUBU adı altında hemşerilerimize hizmet ederken 04.03.2010 tarihinde dernek statüsü kazanmıştır. Samsun da yaşayan her Başçiftlikli derneğimizin doğal üyesidir. 

Dernek merkezimiz; Mimar Sinan Mah.127. Sok. No:18 Atakum/SAMSUN adresinde olup, Tokat ilinin Samsun sınırları içinde faaliyet gösteren tek faal derneğiyiz. Dernek merkezimiz sadece Başçiftliklilere değil bütün Tokatlı hemşerilerimize açıktır. Fahri üye de kabul ediyoruz.

Hasan AÇIKEL : Samsunda kaç Başçiftlikli var ve bunun kaçıyla irtibatlısınız?
Metin KILIÇ Takriben 150 civarında hemşerimiz var, bunun yanı sıra özellikle köylerden irtibat kuramadıklarımızın da mevcut olduğunu biliyoruz.

Hasan AÇIKEL : Başkanı olduğunuz Samsun Başçiftlikliler Derneğinin faaliyetleri nelerdir?
Metin KILIÇ : Dernek faaliyeti olarak Tokat ilinden ilimize gelen her bürokrata hoş geldin ziyareti yapıyor, çiçek götürüyoruz, aynı şekilde hastaneye gelen hemşerilerimizi ziyaret ediyor, kendilerine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. İlin üst bürokratlarını yöneticilerini makamında ziyaret ediyor, onları derneğimizdeki etkinliklere davet ediyoruz, gelenlere ilçemizi tanıtıyoruz. Bu davetler neticesinde pek çok yönetici ve bürokrat derneğimizi ziyaret etmiştir.
 
Samsunda veya diğer il ve ilçelerde üyelerimizi ilgilendiren düğün-nişan-ölüm gibi haberleri mesaj yolu ile üyelerimize anında duyuruyoruz. Gerekirse toplu taşıma durumunda araç temin ediyoruz. Hemşeriler arasında ev ziyaretleri hanımların altın günleri gibi etkinlikler yapılıyor. Her yıl Şubat ayının ilk haftasında (Yarı yıl tatilinin içinde) Belediye düğün salonunda bir KEŞKEK GÜNÜMÜZ var. Bu yıl Allah izin verirse 3. sünü düzenleyeceğiz. Yine bu yıl ilkini yaptığımız ve geleneksel hale getirmeyi planladığımız KIR PİKNİĞİ kızılay kampında yapılmış ve çok muhteşem geçmiştir. Pikniğe katılan herkese dernek tarafından döner ayran ve pilav ikram edilmiştir.
 
Bütün bu faaliyetlerimiz Samsun yerel basınında ve yerel TV kanallarında geniş bir şekilde yer aldı. Başçiftlik’in adı duyuruldu, reklamı yapıldı. Biz Samsunda en etkin çalışan yerel derneklerden biriyiz.
 
Samsunda yerel yönetimin (il ve ilçe belediyelerinin) her etkinliğine davet ediliyoruz. Derneğimiz siyasi partilerin de ilgi odağı halindedir. AKP il ve ilçe başkanları, MHP İl başkanı ve yönetim kurulu, Atakum belediye başkanı Sayın Metin BURMA derneğimize nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.
Ayrıca Samsun milletvekilleri Sayın Çağatay KILIÇ, Ahmet YENİ, Önceki Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa DEMİR, Gençlik ve Spor Bakanı Suat KILIÇ'ta derneğimizi ziyaret ederek bizleri onurlandırmışlardır. Katılım olursa sonbaharda bir doğu Karadeniz ve Gürcistan gezisi düzenlemeyi düşünüyoruz.
 
Sizin aracılığınızla Başçiftlikli yetkililerden de derneklerimize ilgi bekliyorum. Belediye Başkanımız ve Kaymakamımız henüz bizim derneğimize teşrif etmediler. Bizleri onurlandırmalarını en azından yılda bir kez yaptığımız KEŞKEK GÜNÜ veya KIR PİKNİĞİMİZE gelmelerini arzu ediyoruz. Bu bulunduğumuz il ve ilçelerde bizi daha güçlü kılar. Biz kendimizi ciddiye almazsak el hiç almaz. Belediye Protokolünde derneklerimizin bir yeri olmalıdır.

Hasan AÇIKEL Metin Bey, 3 bölümlük söyleşimizin sonunda öncelikle bize zaman ayırdığınız teşekkür ederiz, son olarak neler söylemek istersiniz?
Metin KILIÇ Sanal dünyada güvenilir bilgilerle Başçiftliklilere gönüllü hizmet veren BAŞÇİFTLİK.NET ekibine canı gönülden teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. 3 bölümlük Başçiftlik ile ilgili söyleşide benim penceremden gördüklerimi ve yaşadıklarımı anlattım. Eksik ve yanlış bilgide vermiş olabilirim. Kimseyi kırmak ve üzmek istemem, böyle bir durum oluştu ise kişilerin hoşgörüsüne sığınıyorum. Unutmamak gerekir ki bu bir söyleşi verilen cevaplarda benim penceremden görünenler. Yeni söyleşilerde buluşmak üzere sevgi ile kalın...

 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Tokattan.net
 Basciftlik.net

İbrahim BEYAZIT | Niksar Kale Lastikleri

Hiç yorum yok
Tokattan.net | İbrahim BEYAZIT | Niksar Kale Lastikleri
Y
oksulluğun, garibanlığın sembolü olan "kara lastik" Anadolu’da hala giyilmektedir. Kırsal kesimlerde daha çok tercih edilen kara lastikler her türlü hava koşullarına dayanıklıdır.

Dağda çobanın ayağında, okulda öğrencilerin ayaklarında ve gençlerin ayaklarında rengarenk görmek mümkünüdür kara lastikleri. Türkiye’de birçok ilde ayakkabı vitrinlerinde lastikleri bulabiliriz, su geçirmez, dayanıklı ve kolay temizlenme özelliğiyle ünlü ayakkabı markalarıyla rekabet edecek düzeydedir.

Toprakla haşır neşir olan insanımıza en sadık dosttur kara lastik. Çocukluğumuzun en moda ayakkabısı olan bu lastikler yaz kış demeden her mevsime göre tasarlanmıştır. Top oynarken, koşarken verdiği rahatlık gerçekten mutluluk vericiydi.

Anadolu insanının tabiriyle; kara lastik bizim için çarıktan daha gönüllüdür. İnsanımızın talihi kara, ayaklarına giydiği lastik kara ama gönlü aktır. Yolların asfalt olmadığı, çamurlu yollarda günümüz AVM insanının bulamadığı konforu ve huzuru mazide kısıtlı imkanlarla hayatına devam eden nesil bu durumu iyi bilir. 

Yediden yetmişe her kesime hitap eden kara lastiklerin en bilinenleri Emek ve Tor markalarıydı. Lakin Tokat’ın incisi Niksar’da ise Hacı Süleyman Erdem tarafından, küçük bir atölyede üretime başlanılan, Niksar tarihinde önemli bir yeri olan "Niksar Kale Lastikleri"'ni çoğumuz bilmeyiz. 

Hacı Süleyman Erdem (Kale Hacı)
1920 yılında Niksar’da dünyaya gelen Süleyman Erdem, beş kız çocuktan sonra ailenin tek erkek çocuğudur. Babası Abdullah Kasım, annesi Mehriban Hanım’dır. 

Baba Abdullah Efendi, Niksar’da çiftçilikle geçimini sağlayan saygın biriydi. Ailenin çocuklarına yoğun bir ilgisi vardı, Hacı Süleyman hem evde hem okulda zekası ve davranışlarıyla dikkatleri üzerine çekiyordu. Yardım severliği ve başarılarıyla okulda öğretmenleri tarafından takdir ediliyordu. 

Niksar’da 1930’lu yıllarda kısıtlı imkanlarla eğitimini tamamlayan Hacı Süleyman, bir süre Sivas’a halasının yanına gider. Sivas’ta yaşadığı süre içinde farklı alanlarda çalışıp para kazanmış, aynı zamanda ailesine de katkıda bulunmuştur. Gerek çocukluk gerek gençlik döneminde tarihe damga vuran birçok olaya şahit olmuştur. 

1930’lu yıllarda Niksar’da eğitim veren okullar; 5 sınıflı Gaziahmet Danışmend İlk Mektebi, 5 sınıflı Albayrak Mektebi ve 3 sınıflı olduğu için buçuk kabul edilen Ulucan İlk Mektebi (Mekteb-i kebir)’dir. Niksar Ortaokulu’nun yapımı 1943 yılında bitmiş, 1944 yılında alınan kararla, Niksar Hususi Ortaokulu adını alarak eğitim ve öğretim faaliyetine devam etmiştir. Niksar’da eğitim imkanlarının kısıtlı olması sebebiyle öğrenciler Tokat’a veya Sivas’a gönderilirdi. 

27 Aralık 1939 Erzincan depremi 7.9 şiddetinde meydana gelmiş ve 32.962 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 100.000 kişide yaralanmıştır. 20 Aralık 1942’de Niksar’da 7.3 şiddetinde meydana gelen depremde 3000 kişi can verirken 6300 kişi yaralanmıştır. Bu talihsiz olaylara, Hacı Süleyman Erdem şahitlik etmiş ve olaylardan çok etkilenmiştir. 

Geçen zaman içinde Hacı Süleyman Efendi askerliğini yapmış, evlenmiş ve iş hayatına atılmıştır. Askerden geldikten sonra tütün ve leblebi ticareti yapsa da aklındaki işi hayata geçirmek için planlar programlar kurmaktadır. Bir süre Niksar’da at koşum takımı yapar, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ham madde sıkıntısı çekmiş ve istediği başarıyı yakalayamamıştır. 

Açtığı dükkanda eski araba lastiklerinden sandalet ve lastik imalatı yapmaya başlayan Hacı Süleyman Efendi, yaptığı kara lastiklerle Niksar’da büyük bir başarıya imza atar. Yeteneği ve zekasıyla ürettiği lastikler, başta Niksar olmak üzere birçok bölgede giyilmeye satılmaya başlanmıştır. Aklında daha büyük bir işletme ve onlarca çalışanla hizmet vermek vardır, bunun için Ankara’ya lastik imalatı yapan fabrikalara işin detayını öğrenmek için yola çıkar ve Nabi Dalbudak’la tanışır. Ankara’dan Niksar’a dönen Hacı Süleyman atölye açma fikrini ısrarla söylese de çevresinden destek bulamaz ta ki Rasim Erdemir işe ortak olana kadar. 

1952 yılında Niksar Bengiler’de Rasim Erdemir’le birlikte atölye açmak için gerekli malzemeleri toplayan Hacı Süleyman, üretime başlamak için yoğun bir çalışma içine girmiştir ve "Niksar Kale Lastikleri" markasıyla sektörde yerlerini alırlar. Aylar yıllar derken marka haline gelen kara lastikler model ve renkli üretimiyle yediden yetmişe, köylüden şehirde yaşayan insanların tercihi haline gelmiştir. 

Rasim Erdemir ve Hacı Süleyman Erdem’in ortak girdikleri lastik üretim işi zamanla çok karlı bir işe döner. Niksar’ın ismi çevre köy kasaba ve illerde duyulmaya başlanır. Deri işlemeciliğinde önemli bir yeri olan Niksar’da Çanakçı Deresi, Arasta Çarşısı deri işleyen tabakhanelerle doludur. İşlenen deriler başta Tokat olmak üzere çevre illere gönderiliyordu. İşlenen deriler mamül eşyaya dönüştürülüyordu. Gelişmiş el işçiliği, boyama işlemleriyle Niksar Tokat’ta önemli ticaret merkezine dönüşmüştür. 

1956 yılında Niksar’da un fabrikası satın alarak atölyeyi buraya taşırlar. 1960 yılında sadece lastik değil terlik imalatına da başlatırlar. Rasim Erdemir sağlık sorunları sebebiyle işlerine ara verir ve 1986 yılına kadar fabrikanın kontrolünü Hacı Süleyman Erdem alır. 

İşlerini her geçen gün büyüten ortaklar onlarca insana ekmek kapısı olan işletmeleri Niksar’ında kaderini etkilemiş, insanları istihdam ederek göçün azalmasını sağlamıştırlar. 1950’li, 1960’lı ve 1970’li yıllarda yoğun bir üretim gerçekleştiren Süleyman Efendi ve Rasim Efendi 1980’li yılların ortalarında farklı sebeplerden ortaklıklarını bitirmişler, kendilerine ait üretim merkezi ve markalarla yollarına ayrı devam etmişlerdir. 

Hacı Süleyman Erdem insanları kırmadan, incitmeden sabırla dinleyerek saygınlığından ödün vermemiştir. Her daim gelişime açık ve memleketin kalkınmasında elinden geleni yapmaya gayret göstermiştir. Kazandığı parayı iyi kullanmış, savurgan birisi olmamıştır. Yaşamı boyunca çok sayıda ödül alan Süleyman Erdem, Niksar Devlet Hastanesi için yaptığı yardımlar sonrasında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Çankaya Köşkü’ne davet edilecek kadar değerli bir insandı. 

25 Şubat 1999’da Rasim Erdemir, 12 Nisan 2003 yılında ise Hacı Süleyman Erdem hayatlarını kaybederek Rahmeti Rahmana kavuşmuşlardır. 

Memleketimize yaptıkları hizmetlerinden dolayı bu önemli şahsiyetleri unutmamak ve hatıratlarını yaşatmak önemli bir vazifedir. 

Rahmet ve minnetle...

   İbrahim BEYAZIT  Araştırmacı Yazar
 
 Tokattan.net
  ibrahimbeyazit60@gmail.com


Yazarın Diğer Yazıları

Ali Canip OLGUNLU, Milliyet'e 'Üç Mevsimlik Şehir' Tokat'ı Yazdı

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Ali Canip OLGUNLU, Milliyet'e 'Üç Mevsimlik Şehir' Tokat'ı Yazdı
A
nadolu medeniyetleri, kültürü ve tasavvuf üzerine odaklanarak yaptığı çalışmalar ile tanınan Türkolog ve Yazar Ali Canip OLGUNLU, Milliyet gazetesindeki köşesinde "Üç mevsimlik şehir" başlığıyla beyaz zambaklar şehri Tokat'ı yazdı. OLGUNLU yazısında; "Zengin kültürel miras eserlerine sahip olan Tokat’ın mavi renkleri çoktur; aynı zamanda sufi kişilikleri ve dergâhlarıyla da ruhu kırmızı renkli bir şehirdir.." ifadelerine yer verdi.

Anadolu medeniyetleri, kültürü ve tasavvuf üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınan Türkolog ve Yazar Ali Canip OLGUNLU, Türk basınının köklü gazetelerinden Milliyet'teki köşesinde Tokat'ın zengin tarihi ve kültürel yapısını yazdı.

3 Nisan 2022 tarihinde OLGUNLU'nun  Milliyet Gazetesi'nde "Üç mevsimlik şehir" başlığıyla yayınlanan köşe yazısının detayında şu ifadeler yer aldı;
Anadolu’nun hem mavisi hem de kırmızısını taşır bu şehir. Lale akla İstanbul’u, gül Isparta’yı getirir; Tokat ise beyaz zambaklar şehridir. Hacı Bektaş-ı Veli’ye göre “Âlimler konağı, şairler yurdu” Tokat ilklerin şehridir

Zengin kültürel miras eserlerine sahip olan Tokat’ın mavi renkleri çoktur; aynı zamanda sufi kişilikleri ve dergâhlarıyla da ruhu kırmızı renkli bir şehirdir. Anadolu’da bu iki sembol rengimizi en iyi taşıyan ve yansıtan nadir şehirlerdendir Tokat.

Hem dinî hem sivil hem askerî hem de ticari nitelikteki mimari eserleriyle Anadolu’nun en karakteristik şehirlerinden olan Tokat, su mimarisinin en önemli eserlerinden hamam ve çeşmelerle de süslüdür. Ulemalar ve şairler şehri olan Tokat’a Yeşilırmak hayat verir. Taşhan (ticari yapı), Şifahane (tıp medresesi), surlarıyla ayakta kalan Kale (askerî yapı), Ali Paşa Hamamı, Saat Kulesi, Mevlevihane, Latifoğlu Konağı ve daha onlarca kültürel miras eserleri kimi yerde yan yana kimi yerde ise iç içedir bu kadim şehirde.

Öte yandan ilkler şehridir. Anadolu’nun ilk astronomi ve matematik eğitimi ağırlıklı medresesi, Niksar’da Yağıbasan adıyla günümüze kadar bütün görkemiyle gelebilmiştir. Danişment Beyliği’nin başkenti Niksar olmakla birlikte bu ilim, irfan meşrepli beyliğin birçok eserini Tokat’ta görebilirsiniz. Anadolu’da sadece Tokat, Beylikler Dönemi’ni en iyi şekilde ifade eder. Günümüzde Bey Sokağı, Sulusokak olarak bilinen bölgeler, Danişmenliler’in, Osmanlılar’ın, Cenevizliler’in, Geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin yüksek nitelikli eserleriyle bezenmiştir.

Tokat bir kara gümrüğü şehriydi. Samsun, Trabzon, İzmir gibi şehirlerde deniz gümrükleri olurdu Tokat, Antep, Urfa gibi şehirler ise İpek Yolu güzergâhından ötürü kara gümrüğüne sahip önemli menzil şehirleriydi. Cenevizliler’in dahi Tokat’ta ticaret için kullandıkları han, günümüze kadar gelebilmiştir. Sağlı sollu duran iki arslan armaları, Sulusokak Caddesi’ndeki bu hanın giriş kapısı üzerinde görülebilir. Bununla birlikte 12’nci yüzyılda varlıklı tüccarların hanlardan ziyade, konaklayacakları konaklar dahi bu şehirde vardır. Bir anlamda butik otellerin ilk örneklerinden biri Tokat’tadır ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından orijinaline yakın bir şekilde ziyarete açılmış durumdadır.

Topkapı Sarayı’na Niksar suyu

Tokat gerçek anlamda, nitelikte ve lezzette bir gurme şehridir. Sebze ve meyve cennetidir. Yaylalarının çiçek örtüsü hayvanlarını leziz yapar ki, bu Tokat kebabı olarak sofraları süsler. Elbette birçok Tokat yemeğini leziz kılan en önemli unsur, aynı anda birden fazla ana yemeğin odun ateşinde pişirilebildiği Tokat’a özgü fırındır. Bakırcılık, dokumacılık, yazmacılık ve özellikle ahşap oymacılığı ön plandadır. Latifoğlu Konağı’nın tavan göbeği ahşap süslemesi ahşap oyma sanatının şaheser örneklerindendir. 

Hacı Bektaş-ı Veli’ye göre “Âlimler konağı, şairler yurdu”dur; Evliya Çelebi’ye göre ise “Halkı zevk sahibi, iyi huylu, fakir dostu”dur. Hz. Mevlânâ, “Fîhi mâ Fîh” adlı eserinde Tokat’ı, âdeta cancağızlarına vasiyet eder: “Tokat’a gitmek gerek, çünkü Tokat’ta insan ve iklim mutedildi.” Tokat’ı boş bırakmayın, diye buyurmuşlardır. Son dört yıldan itibaren yürütülen çalışmalar nihayet bu yıl sonuçlandı ve Tokat Mevlevihanesi çok başarılı bir tadilatla yenilendi. Şahsımda Hz. Mevlânâ’nın vasiyetine boyun eğer ve bu yıl Konya’daki Mevlevi meşrepli canlar ile Tokat Mevlevileri ile sema ayin-i şerifi düzenlemek için hem çaba hem neşe hem de heyecan içindeyiz. 

Tokat’ın kasabaları en az Tokat kadar önemli eserlere sahiptir. Erbaa’da Horoztepe Höyüğü, Niksar’da Roma dönemi “arsenal”i (silah deposu), Danişmentlilerin başkenti olması münasebetiyle birçok kültürel miras ve elbette abıhayat suyu... Topkapı Sarayı’na Niksar suyu gönderilirdi. Mineral değerleri açısından âdeta müzelik bir sudur Niksar suyu. Zile ise Roma İmparatoru Sezar’ın Pontus kralı Mitridates’i yendikten sonra “Geldim, gördüm ve yendim” dediği yerdir. 

Beyaz zambaklar şehri

Sille ile Tokat arasındaki ticaret yolunda çanak ve çömlekler önemli bir üründü. Sille ve Tokat çanak çömlekleri, form açısından birbirlerine benzerlik gösterir. Sille’den Tokat’a doğru uzanan bu ticari güzergâh, yüzyıllar sonra “sille- tokat”, yani dövmek anlamında kullanıldığından anlam kaymasına uğramıştır. Halkbiliminin bütün içeriklerini taşıması ve yansıtması, kimliğini koruyan bir şehir dokusu ile mutfağı ve zengin bitki örtüsüyle Tokat, Anadolu’nun hem mavisi hem de kırmızısını taşıyan bir yerleşkedir. Lale deyince akla İstanbul gelir, gül deyince akla Isparta; zambak deyince ise akla Tokat gelmelidir. Beyaz zambaklar şehri olan Tokat’a artık yeni açılışı yapılan havaalanıyla çok yakınsınız.

Mavi gözlü dev adam Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, kurtuluş yolunda uğradığı Tokat’ta, önemli çalışmalar yaptığı ve kaldığı konak, müze olarak ziyaretinizi bekliyor. Öte yandan müze olarak inşa edilen ilk arkeoloji müzelerinden biri yine Tokat’tadır.

 

 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Tokattan.net
 Milliyet.com.tr

Metin KILIÇ: "İhsan ŞEN’in başkanlık yıllarına Başçiftlik’in yükselme dönemi diyorum."

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Metin KILIÇ: İhsan ŞEN’in başkanlık yıllarına Başçiftlik’in yükselme dönemi diyorum.
E
ğitime ve hayatımıza kattığı değerlerle 2021 yılında aramızdan ayrılan, Samsun Başçiftlikliler Derneği Eski Başkanı, 43 yıllık eğitimci, değerli büyüğümüz Rahmetli Metin KILIÇ’ı rahmet ve özlemle bir kez daha anıyoruz. Metin KILIÇ’la 2013 yılında Basciftlik.net sitesi için Başçiftlik tarihine yolculuk yaptığımız "Dünden bugüne Başçiftlik" söyleşinin ikinci bölümünde; Başçiftlik Ortaokulunun açılışında halıcılık serüvenine, 1970 ve 1980 darbesinden ilkinde sunuculuk yaptığı Halı festivallerine, Başçiftlik'in 1969 ile 1989 yılları arasındaki sosyo-kültürel değişimini konuştuk.

2 Eylül 2013 tarihinde Basciftlik.net sitesine yayınlanan "Dünden bugüne Başçiftlik" söyleşinin 2. (ikinci) bölümü sizlerle...

Hasan AÇIKEL Metin Bey 1960’lı yıllara dair söyleşimizin 1. Bölümünde unuttuğumuz bir konu var. 1966 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel Almus Barajı açılışına geliyor. Başçiftlik köyünden bir ekip Niksar’da Demirel’e bir talep mektubu veriyor, devamını sizden dinleyelim.
Metin KILIÇ : Zamanın başbakanı Süleyman DEMİREL Almus barajını açmak üzere Tokat’a geldiğinde bunu fırsat bilen Başçiftlik ileri gelenleri örgütlenip Niksar’a da uğrayan DEMİREL’i karşılamaya gitmişler. Yazdıkları bir mektubu DEMİREL’e vererek kendisinden yol, su ve elektrik bunun yanında köye birde Ortaokul açılmasını istemişler. Mustafa GÜLER, İsa ŞEN ve o zaman herkese sonsuz teşekkürler. Ben o okuldan mezun oldum..

Hasan AÇIKEL : 1968 İhsan ŞEN Belediye Başkanı seçiliyor. Ama Başçiftlik’te geçim tarım, hayvancılık ve gurbete çalışmaya gidenlerin kazandıklarından sağlanıyor. 1970 Başçiftlik ekonomisi desek ilave ne söylersiniz.
Metin KILIÇ : 1970’li yıllar sadece Başçiftlik’in değil Türkiye’nin zor yılları. Kuyrukların yoklukların olduğu yıllar. Köylerin büyük bir bölümünde elektrik, yol ve su yok. İnsanların geliri yok, çalışacak iş sahası yok. Sanıyorum yerel yönetimlere bütçeden ayrılan para da bir hayli azdı ki onlarında eli kolu bağlı. 1960’lı yılların son yarısında Almanya işçi göçü başladı. 1970’li yıllarda bu azaldı. Başçiftlik’te de İhsan ŞEN önderliğinde bir kalkınma kooperatifi kurularak Almanya'ya işçi gönderme çalışmalarına başlandı. Birkaç kişinin de bu kooperatif sayesinde Almanya'ya gittiğini biliyorum.

Hasan AÇIKEL Metin Bey, 1971’deki yoklukta halıcılık fikri kimden çıkıyor?
Metin KILIÇ : Halıcılık fikrinin temelleri Tokattaki bir yol hikayesinden sonra başlıyor. Vali Yusuf YAKUPOĞLU sanıyorum. Halıcılık fikrini ilk ortaya atan O. Babamdan ve o günün büyüklerinden dinlediklerim bunlar.

Hasan AÇIKEL : Halıcılık için bir kurs açılıyor, Tokat'a Başçiftlik'ten 40 kız kursiyer olarak gidiyor.
Metin KILIÇ : Başçiftlik’in kaderi yoksullukla yoğrulmuş. Halıcılığın temelinden önce o yıllara bir dönmek lazım. O zamanki köyün durumuna bir göz atacak olursak; ekili dikili alan yok, arazi engebeli ekime dikime uygun değil ayrıca verimsiz, %90’ı kıraç, iklim uygun değil 8 ay kış 4 ay yaz, sanayi ve ticaret yok, bizi büyükşehirlere bağlayan yol da yok. Bu nedenle her şey ateş pahası. Gücü kuvveti yerinde olan erkeklerin %90’ı GURBET KUŞU, kışın İstanbul’da amale…

Halk ne yapacak? Buna çözüm arayan Belediye Başkanı İhsan ŞEN’e zamanın valisi Yusuf YAKUPOĞLU bir öneride bulunur. 
Başkan yoksulluğu önlemek için insanlara iş ve aş temin etmek lazım… köydeki her aileden bana 40 kız çocuğu getir, bunlara halıcılık öğretelim, halı dokuyarak ailelerine ekonomik bir katkıda bulunurlar. 
der. Teklif İhsan ŞEN’in aklına yatar ama kızlarını okula bile göndermekten imtina eden Başçiftlik’ten 40 kız nasıl bulunacak, babaları nasıl razı edilecek.

Hasan AÇIKEL : Peki sonra 40 kursiyer kız bulunuyor değil mi?
Metin KILIÇ : O kalkınma gönüllüsü 40 kız bulunur. (Bunlardan biride benim ablam) kızların başına bekçi olarak Karagızın kör, aşçı olarak da Nurittin’in karısı tutularak Tokat’a gönderilen kızlar, bir sene sonra halı ustası olarak köye dönerler. Bunların öncülüğünde başlayan halıcılık faaliyeti 1971 yılından sonra büyük bir ivme kazanarak çevreye dağılmış, yakın vilayetlerde ve bölgede büyük bir iktisadi potansiyel oluşturmuştur. Başçiftlik merkezdeki tezgâh sayısı 1970’li yılların ortasında 1200'ün üzerindedir. Başçiftlik’te ilk halı dokuyan müteşebbis Asım YILDIZ dır.

Hasan AÇIKEL : Siz o dönemde Başçiftlik'te değil, öğretmen okulundasınız.
Metin KILIÇ : Elbette, ben Öğretmen okulunu parasız yatılı okudum, ama bütün tatillerim Başçiftlik’te geçmiştir. Aynı zamanda o kızlardan biri de benim ablam, babam da belediyede encümen. Babamın terzi dükkanını siz hatırlamazsınız ama hatırlayanlar bilir, siyasetin şekillendiği, güncel olayların konuşulduğu, köy halkının toplandığı bir mekan. Benim çocukluğum ve gençliğim o mekanda geçti.

Hasan AÇIKEL Metin bey siyaset derken, halıcılığa ara verelim. 1977 yerel seçimlerinde İhsan ŞEN Belediye Başkanlığını kaybediyor, Cemal BAYRAM seçiliyor.
Metin KILIÇ : Lakabıyla Garacamal Cemal amca bizim komşumuzdu, sert mizaçlı, otoriter bir adamdı. Nur içinde yatsın. Bilindiği gibi Başçiftlik’te mahalle, sülale çekişmesi öteden beri var olagelmiştir. Aşağı mahalle, yukarı mahalle ve halkın isteğiyle Cemal BAYRAM Niksar’dan getirildi ve reis seçildi. Kendisi bir dönem başarılı bir şekilde başkanlık yaptı. İhsan ŞEN’in elinden reisliği almak kolay bir iş değildi. Karşısına sevilen karizmatik bir adayın çıkartılması gerekiyordu. Öylede oldu. Ama sağlık sorunları çeken (böbrek yetmezliği) olan bir abimizdi. Bir dönem ancak dayanabildi.

Hasan AÇIKEL : 1977 yerel seçimleriyle Belediye Başkanlığını seçilen Cemal BAYRAM’ın Başçiftlik için en büyük icraatı sizce nedir?
Metin KILIÇ : Bir toplumu idare edenler o toplumun kaymağıdır. Halkın seçtiği kişilerdir, saygımız var. Bütün başkanlarımızın Başçiftlik’e elbette katkıları olmuştur. Düzenli bir geliri akarı olmayan belediyelerde takdir edersiniz ki iş yapmakta zordur. Cemal BAYRAM’ın en büyük icraatı bence komşu köylerle aramızda oluşan husumetlerin giderilmesinde, arabuluculuk ve hukuki mücadelede olmuştur. Kendisini saygı ile anıyoruz.

Hasan AÇIKEL Metin Bey, 1970’lerde bir yaylaların ayrılma muhabbetti var, hatta manisi var “Ayırdı yaylaları” diye biten.
Metin KILIÇ : Aşağı yayla bizim ilk yaylalarımızdandır. Buraya sadece belli aileler gidiyor, çok geniş yaylaklarda onların koyunları, malları otlanıyordu. Orta yayla ise aşağı yaylaya göre otlakları daha az olan ve tez kuruyan bir yayla idi. Kimse kimsenin yaylasında da koyun otlatamazdı, bu kuralı koyan koymuş. Yaylaların ayrılmasının ana sebebi bence mahalle olayından kaynaklanır. Pöğnek adı verilen koyun sürülerinin aynı sülale ve şahıslara ait olması, yaylak durumunun hayvan sayısına yetersizliği, daha verimli ve otlu yaylaların güdülme ihtiyacı gibi şeyler.

Hasan AÇIKEL : 1980 darbe oluyor, askeri yönetim Cemal BAYRAM Belediye başkanlığından alınıyor. Yerine Kazım KOÇ atanıyor. Kazım KOÇ döneminde Başçiftlik.
Metin KILIÇ : 1980 ihtilalinden sonra biliyorsunuz bütün başkanlar görevden alındı. İhtilal Hükumetinin gösterdiği kişilere başkanlık verildi. Yani başkanlıklara atama yapıldı. Samukgil sülalesinden bir asker emeklisi Kazım KOÇ Belediye başkanı olarak atandı. 

Kazım KOÇ dönemi ülkenin de durumu nedeniyle biraz sıkıntılı geçti. Darbe demokrasinin kesintiye uğramasıdır. Seçilmişlerin yerine atanmışlar. Tabi bu atanmışlarda doğal olarak halkın değil kendini atayanların isteklerini yerine getirir. Darbe yönetimlerinde demokrasi ve anayasal hak ve özgürlükler rafa kalktığı için kimse haktan hukuktan bahsedemez. Kazım KOÇ döneminde her ne kadar çok büyük haksızlıklar hukuksuzluklar oldu, denemezse de çok iyi geçtiği de söylenemez. Sadece resmi yazışmalar düzeyinde belediye idare edilmiştir, hepsi o kadar.

Hasan AÇIKEL : Hem 1970 hem de 1980 darbesinde Başçiftlik dersek.
Metin KILIÇ : Türkiye’de 70’li yıllar sağ sol çatışması ile geçmiştir. Bu yüzden ülkemizin kayıp yıllardır. Yakın çevremizde çıkan Fatsa olayları, THKP ve TİKKO’nun karadeniz yapılanması, Kızıldere olayları bir bütün olarak incelendiğinde yakınınızda olan olaylardan etkilenmemeniz mümkün değil.

Hasan AÇIKEL : Başçiftlik'te bu olaylara karışan, bundan yargılanan oldu mu?
Metin KILIÇ : 1980 öncesi Başçiftlik’te faaliyet gösteren sol bir görüşlü bir dernek yoktur, Ülkü ocakları vardır. Ben de ülkü ocaklarının kurucularından biriyim. İhtilal döneminde Amasya’da öğretmendim. Derneğimiz kapatıldı, fakat dernek faaliyetleri için yargılanan ceza alan hiçbir arkadaşım olmadı. Başçiftlik ülkü Ocakları konusu suç teşkil eden hiçbir hareketin içinde olmamıştır.

Hasan AÇIKEL Kazım KOÇ dönemi 1983 sona eriyor, Remzi BOLAT geliyor bu süreci anlatır mısınız?
Metin KILIÇ : Remzi BOLAT da seçilmiş biri değil ihtilal yönetiminin atadığı belediye başkanlarından birisidir. Asker emeklisidir, arkasında ihtilal yönetimi olduğu için verdiği emir ve direktifleri onu atayan güçten almıştır.

Hasan AÇIKEL : 1984 de yerel seçimler yapılıyor, İhsan ŞEN tekrar Belediye Başkanı seçiliyor.
Metin KILIÇ : İhtilal dönemi bir kaos ve boşluk dönemi olarak geçmiştir. Başçiftlik’in otoriter ve çalışkan bir başkana ihtiyacı vardır. Buda 2. dönem başkanlık yapmış herkes tarafından sevilen sayılan İhsan ŞEN'den başkası olamaz. Halkın bu yönde bir arzusunun olduğu kesin seçilmesi de bunu göstergesidir. İhtilalden sonra yapılan ilk demokrasiye dönüş seçimlerinin galibi İhsan ŞEN olmuş. Başçiftlik’te İhsan ŞEN’li yıllar yeniden başlamıştır.

Hasan AÇIKEL : 1984 yılı 1. halı ve spor festivali sunuculuğuna giden süreçte festival fikri nereden çıktı ? O günlere dair aklınızda kalanlar.
Metin KILIÇ Ben o yıllarda tatillerimin tamamını Başçiftlik’te geçiriyordum. Festival fikri nereden çıktı nasıl gelişti bilmiyorum. Belediyeden verilen bir ilanla Başçiftlikli memurlar olarak ortaokulun salonunda toplandık, reis (İhsan ŞEN) bir konuşma yaptı. Festival fikrini ortaya koydu, saatlerce tartışıldı ve karar kılındı. Daha sonra etkinlikler için komiteler oluşturuldu. Bizde sunucu olarak seçildik. Daha sonra birkaç toplantımız daha oldu.

Hasan AÇIKEL : 1984 yılı 1. halı ve spor Festivale katılanlar, dönemin Tokat valisi Recep YAZICIOĞLU, sanatçılar Mihrican BAHAR ve Murat AKKAYA… bizim aklımıza gelen davetliler, diğerlerini hatırladığınız kadarıyla paylaşır mısınız?
Metin KILIÇ : Sayın valimizin annesi ve babası da gelmişlerdi. Sadece yöresel sanatçılar değil Canan BAŞKAYA, Fatma EĞİLMEZ gibi THM sanatçılarının yanı sıra Kırkpınar’ın büyük pehlivanları da davet edildi. Türkiye’nin çok namlı pehlivanları Başçiftlik er meydanında uzun yıllar kozlarını paylaşmışlardır. Başçiftlik güreşlerine katılan ünlü pehlivanlardan bazıları: Fevzi ŞEKER, Reşit KARABACAK, Recep KILIÇ, Servet AYDEMİR, Mehmet UZUN, Sebahattin ÖZTÜRK, Zekeriya GÜÇLÜ ve adı şu anda aklıma gelmeyen pek çok ünlü pehlivan… Festivalimiz Türkiye çapında bir üne kavuştu. Daha sonra da pek çok ünlü sanatçı yöre halkına konserler verdi.

Hasan AÇIKEL : 1984 yılı 1. Halı ve Spor Festivalini biz cumhuriyet meydanına serilmiş halıları gösteren resimle hatırlıyoruz, halıcılığa ve Başçiftlik’e katkısı ne oldu?
Metin KILIÇ 70 ve 80’li yıllar Başçiftlikli’nin yoksulluk zincirlerini kırıp refah ve medeniyete tanıştığı, sosyalleşip kapılarını sonuna kadar dışarı açtığı yıllardır. Halıcılık sayesinde artık herkesin cebinde tomarla para vardır. Geceleri sokakları halı dokuyan kızların kirkit ve türkü sesleri doldururken gündüzleri çevre il ve ilçelerden gelen çırak minibüsleri meydanlarda durmaktadır. Cıvıl cıvıldır Başçiftlik. Bu yıllar evde, okulda, sokakta, kahvede halı ve çıraktan başka bir şeyin konuşulmadığı zirve yıllarımızdır. Ben İhsan ŞEN’in başkanlık yıllarına Başçiftlik’in yükselme dönemi diyorum.
 
1980 de ihtilal olmuş. Ülkede her şeyin durağanlaştığı bir dönemde 100 yıllardır yapılan geleneksel festivallerinin dışında yöresel bir etkinlik yok denecek kadar az iken köyümüzde panayır ağırlıklı bir festival düzenlenmesi o dönemde kültür bakımından nerelere yükseldiğimizin bir göstergesidir…
 
1984 öncesinde de köyümüzde çevre köylerin katıldığı panayır türü eğlenceler ve güreşler düzenlenmiştir. Ancak 1984’teki Festival içinde kültür, halıcılık ve güreş dahil birçok spor dalının olduğu yarışmaların yapıldığı, organize bir hareket. Bölgenin etkilendiği kültürel bir eylemdir.
 
Daha ne olsun. Hasan bey, bu Festivalden sonra Karadeniz'in her yerinde Başçiftlik konuşulur oldu. Festivalimiz yerel ve ulusal basında geniş bir şekilde yer aldı. Tanıtımımız reklamımız yapıldı bize şan ve şeref verdi. Büyük bir organizasyondan alnımızın akı ile çıktık. Sonraki yıllarda Başçiftlikli’nin gittiği her köy ve ilçede kolay çırak bulmasında, yapılan bu festivallerin bıraktığı olumlu etkinin rolü çok büyük olmuştur.

Hasan AÇIKEL : 1984’de başlayan Halı festivalleri 1989’da neden bitti?
Metin KILIÇ Yapılan festivallerin getirisi ve götürüsü her dönemde tartışılmıştır. Yapılan harcamalar, pehlivanlara ödenen paralar, gelen konuklara yapılan ikramlar belediye bütçesine elbette hatırı sayılır bir yük getirmiştir. Ancak Başçiftlik imajına kattığı artı değer, trilyonlarla elde edemeyeceğimiz bir değerdir. 

Zor bir dönemde başlayan bu güzel hareket daha sonra gelen başkanlar tarafından desteklense idi, şimdi bizi dünyaya tanıtan uluslararası düzeyde bir etkinliğin sahibi olurduk. Ne yazık ki Festivalimizi Kültür Bakanlığına tescil ettirip geleneksel hale getiremedik…


"Dünden Bugüne Başçiftlik" 3. Bölümde;
* 1989 yerel seçimleri
* 1990‘de Başçiftlik’te halıcılık
* 1990’da Başçiftlik’in ilçe olma serüveni
* 1990’lardan sonra hızlanan Başçiftlik’ten göçler
* 1992 yerel seçimleri
* Gurbetteki Başçiftliklilerin buluşma noktaları Başçiftlik Dernekleri
* Ve Samsun’daki Başçiftlikliler…

 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Tokattan.net
 Basciftlik.net

İstanbul Başçiftlikliler Derneği'nde Yeniden İbrahim BEYAZIT Dönemi

Hiç yorum yok
Tokattan.net | İstanbul Başçiftlikliler Derneği'nde Yeniden İbrahim BEYAZIT Dönemi
M
erkezi İstanbul Esenyurt'ta bulunan, gurbette yaşayan Tokat'ın yeşil ve beyazı ile öne çıkan ilçesi Başçiftlik'in gurbetteki en büyük Sivil Toplum Kuruluşu olan İstanbul Başçiftlik Kültür ve Dayanışma Derneği'nin 15. Olağan Genel Kurulu 27 Mart 2022 Pazar günü İstanbul'da gerçekleştirildi. Tek aday ve tek listenin yer aldığı Olağan Genel Kurul'da yapılan seçimde, başkanlığa 6 yıl aradan sonra Derneğin eski başkanlarından İbrahim BEYAZIT yeniden seçildi.

İstanbul Başçiftlik Kültür ve Dayanışma Derneği'nin 15. Olağan Genel Kurulu, 20 Mart 2022 Pazar günü Avcılar Belediyesi Sosyal Tesislerinde yapılması planlanıyordu ancak 218 üye salt çoğunluğu sağlanamaması nedeniyle 27 Mart 2022 Pazar günü saat 10.30'da İstanbul Esenyurt'ta bulunan Dernek lokalinde gerçekleştirildi. 

Metin AYMAK divan başkanlığında Saygı duruşu, Yönetim Kurulu faaliyet raporu ile Denetim Kurulu faaliyet raporunun okunması ve müzakeresi, Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulunun ayrı ayrı ibrası sonrası olağan genel kurulda seçime geçildi. 

Tek liste ve adayın yer aldığı Olağan Genel Kurul'da 6 yıl aradan sonra Derneğin eski başkanlarından İbrahim BEYAZIToy birliği ile yeniden seçildi. Mevcut başkan Osman AVŞAR'a emekleri için teşekkür eden İbrahim BEYAZIT, kurul sonrası genel kurul üyelerine bir teşekkür konuşması yaptı.

Derneğin 15. Olağan Genel Kurulu sonrası oluşan yeni yönetimi şu şekilde;
Asil Üyeler;
1. İbrahim BEYAZIT (Başkan,Yönetim Kurulu Üyesi)
2. Ayhan YÜCE (Yönetim Kurulu Üyesi)
3. Hakan KARADENİZ (Yönetim Kurulu Üyesi)
4. Erek KOÇ (Yönetim Kurulu Üyesi)
5. Abdullah KESİCİ (Yönetim Kurulu Üyesi)
6. Ahat AYMAK (Yönetim Kurulu Üyesi)
7. Mustafa KAPUSUZ (Yönetim Kurulu Üyesi)

Denetleme Kurulu ;
1. İbrahim GÜMÜŞTEKİN
2. Mahmut KOÇ
3. Nurullah BEYAZIT

Geçmişten Günümüze İstanbul Başçiftlikliler Derneği
İstanbul Başçiftlik Kültür ve Dayanışma Derneği, 1991 yılında İstanbul ili Avcılar ilçesinde bağlı Merkez Mahallesinde 50 üye ile Rahmetli Şakir ŞİMŞEK'in başkanlığında kuruldu. Tüzüğünde yapılan değişiklerle dernek merkezi İstanbul, Küçükçekmece ilçesine bağlı Halkalı, Belediye Evleri adresine taşındı, 100-150 üye sayısıyla faaliyetlerine devam etti. Bir dönem maddi imkansızlıklardan dolayı dernek merkezi kapatılarak evlerden faaliyetlerine devam etti.

İstanbul'da yaşayan Başçiftliklilerin nüfus yoğunluğu Halkalı'dan Esenyurt ilçesine kayınca, 2009 yılında köklü değişiklere gidilerek dernek merkezi Esenyurt ilçesi Namık Kemal Mahallesindeki adresine taşındı, üye sayısını 338'e yükseltti. 2009 yılında İstanbul, Küçükçekmece ilçesine bağlı Halkalı, Belediye Evleri adresine lokal açtı.

1 Nisan 2011 tarihinden beri kendi mülkünü olan binada faaliyetlerini sürdüren İstanbul Başçiftlik Kültür ve Dayanışma Derneği,  31 yıllık birikimi, yaklaşık 434 üyesi ile gurbette yaşayan Başçiftliklilerin en büyük Sivil Toplu Kuruluşu konumda. Piknik, gezi, kültürel etkinlikler vb. faaliyetleri ile Başçiftliklileri gurbette buluşturan dernek, cenaze ve hastalık vb. hallerde İstanbul'da yaşayan hemşehrilerini yalnız bırakmayarak maddi ve manevi destekte bulunmakta.

Hasan AÇIKEL Tokattan.net
Tokattan.net
BasciftlikBlog.com

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net