A
nadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat, 6000 yıllık tarihi ile çok çeşitli ve zengin bir kültürel yapı ile yoğrulmuştur. Tokat sadece medeniyetlerin değil bu medeniyetlerin yansıması olan fazilet sahibi üstün kimseler yurdu¸ şairler yatağı haline gelmiş bir Anadolu şehridir. Başka hiçbir şehre nasip olmayan bu özelliği ile geçmişten günümüze alim, kahraman, bilim adamı, şair ve yazar olarak birçok değer yetiştirmiştir. Son yüzyılda Tokat'ın sosyal ve kültürel hayatına yön veren değerlerinden "Kuzum Dede" namıyla tanınan Mehmed Nuri SAYI'nın hayatından kesitleri derledik.
Hititlerden günümüze kadar, üzerinde yaşayan bütün medeniyetlerin izlerini taşıyan Tokat, çok zengin bir kültürel yelpazeye sahiptir. Geçmişte olduğu gibi bugünde bu medeniyetlerin izlerini Tokat'ta görmek mümkündür. Tokat'ı Hacı Bektaşi Veli; “Alimler konağı, fazıllar yurdu ve şairler yatağı” olarak tanımlarken, Evliya Çelebi’de seyahatnamesinde Tokat'ın insanını “halkı kin tutmaz, hile bilmez, yumuşak huyludur.” diye ifade etmiştir.
Osmanlı'ya 6 şeyhülislam, 1 sadrazam, dünya savaş tarihine adını altın harflerle yazdıran Gazi Osman Paşa gibi bir kahraman, onlarca bilim adamı, şair ve yazar yetiştiren Tokat, dünya güreş müsabakalarında 4 defa dünya şampiyonu olarak bayrağımızı göndere çektiren Hüseyin AKBAŞ, Ali Rıza ALAN, Vehbi AKDAĞ gibi güreşçilerimizin de vatanıdır.
Geçmişten günümüze birçok alim, devlet adamı, bilim adamı, sporcu, şair ve yazar yetiştiren Tokat'ın son yüzyıldaki sosyal ve kültürel hayatına yön veren değerlerinden "Kuzum Dede" namıyla maruf Mehmed Nuri SAYI'nın hayatından kesitleri derledik.
"Kuzum Dede" Mehmed Nuri SAYI
27 Mart 1919 Perşembe günü Tokat'ta Seyyid Necmeddin mahallesinde dünyaya geldi. Kuran-ı Kerimi ablasıyla beraber Anne isimli bir hanımdan öğrenen Mehmed Nuri SAYI, otobiyografisinde, doğumuna ve ilk eğitimine dair bilgileri şu ifadelerle anlatıyor;
Doğumum 1919 Mart 27 Perşembe sabahı güneş doğmazdan yarım saat evvel dünyaya gelmişim. Annem Tokat’ın Boyalı Köyünden Abid Saf Hasan’ın Kızı Sündüz, babam Muhammed Said El-Haşim Torunlarından Muhammed Ali Rüştü.Çocukluğumda Anne isminde bir hanıma ablamla beraber Kuran-ı Kerim dersine gitmekteydim. Merhume hocamız Anne’nin vefatı neticesi Gaybi Mahallesinde ikamet eden Çorak Hafız Halil Efendi’ye derse devam ettim. Daha sonra Gaybi Mahallesinde komşumuz olan yemenici Hafız Ali Gülü isminde usta babama ben Mehmed Nuri’yi çok sevdim, hem okutacağım hem de yemeniciliği öğreteceğim dedi. Hafızlık eğitimime de Aksu Camii hocası Hafız Salih Efendiye gitmeye başlamıştım.O tarihlerde Seyyid Necmettin mahallesinde oturuyorduk. O muhterem hocamın vefatıyla Ali Paşa camisinin Hocası Talip Efendiye ders almak üzere hafızlığa devam ettim (1932-1933).İlk hocam(ustam) Ali Gülü efendinin emriyle Zahba Mescidinde namaz kıldırdım. İlk defa namaz kıldırmıştım.
1934-1935 yılları arasında hem imamlık hemde ayakkabıcılık yapar. 1935’de Ali Paşa Camii Hocası Talip Efendi'nin talebi ile Ramazan ayında imamlık yapmak üzere Tokat merkeze bağlı Güğünlü Köyünde gider. Köye gitmeden önce evlenir.
1935-1936 yılları arasında her gece 1’er saat olmak üzere 20 gün kursa giderek yeni Türkçeyi öğrenir. Aynı yıllarda Tokat merkeze bağlı Binecik köyüne 3-4 aylığına Kuran-ı Kerim dersleri vermek için gider. Mehmed Nuri SAYI, Binecik köyünde yaşadıklarını otobiyografisinde şu ifadelerle anlatıyor;
O yıllarda yağmur çok az yağardı ve talebelerimle beraber yağmur duası okuyarak dua ederdik. Cenâb-ı Hakk masumların ricasını kabul eder yağmur yağdırırdı.8 ile 10 defa tarihi bir rüya gördüm. Ay gövdeme indi göğsümün üzerinde doğdu. Daha sonra muhabbetim aşkım ve sevgim arttı. Yaşlılar arasına gidip onların sohbetini dinlemeye devam ettim. Emsalim çocuklardan pek fazla arkadaşım yoktu. Sadece bütün arkadaşlarımın bana karşı sevgileri vardı. Ben onların hakemi olurdum. Kavga anında onları sulh yapardım.
1939 yılında babası Muhammed Ali Rüştü'nün talebi üzerine Tokat merkeze bağlı Avlunlar Kasabasının Kemkez köyüne imamlık vazifesini yapmak için gider. O dönemdeki köylülerin kötü alışkanlıkları ve camiye gelmemeleri O'nu çok üzer. 26/27 Aralık 1939'da büyük bir zelzele diye anılan depremde Erzincan ve Tokat’ta birçok köylerde olduğu gibi O'nun yaşadığı Kemkez köyünde de yıkımlar olur. Mehmed Nuri SAYI, o dönemi ve yaşadıklarını otobiyografisinde şu ifadelerle anlatıyor;
1939 senesinde Avlunlar Kemkez köyüne babam Hoca olarak gönderdi. Okumayı ve okutmayı çok seviyordum. Maalesef halkın kötü alışkanlıkları (kumar, zina, hırsızlık, cehalet) vardı. Onların yola gelmesi için çırpınıyordum. Bazen de ağlıyordum. Camiye de devam etmiyorlardı. Kahvelerine giderek onlarla konuşmaya çalıştım. Ama onlar beni dinlemedi. Çok üzüldüm ve kahveden çıktım ve Cuma namazına camiye gelmişlerdi.Cami çok kalabalıktı. Camide bir hutbe okudum son sözüm şu idi “Halimiz böyle devam ederse sizde kurtulamayacaksınız bende” dedim ve böylece hutbeyi bitirdim. 1-2 gün sonra 1939’u 1940’a bağlayan gece de büyük bir zelzele oldu. Erzincan ve Tokat’ta birçok köyler binalar yıkıldı. Benim imamlık yaptığım köyün alt tarafı tamamen yıkıldı. Daha evvel inancı zayıf olan halk 2 gün evvel söylediğim söz akıllarına geldi ne yapalım hocam diyerek karşımda ağladılar. Bende onlara cevap olarak “Size söylemiştim” dedim. Ondan sonra İslam’a ve insanlığa döndüler. Tevbe ettiler.
1942 yılında Tokat'a dönen ve Kuyumcular çarşında bir ayakkabıcı dükkanı açar. "Bizi evlatlığa kabul etti ve çok yakınlık gösterdi" dediği İhramcızâde İsmail Hakkı TOPRAK ile tanışır ve O'nunla birlikte Tokat, Ordu, Sivas ve Çorum'da bir çok yere seyahatler yapar. İsmail Hakkı TOPRAK ile tanışmasını ve duygularını otobiyografisinde şu ifadelerle anlatıyor;
O tarihlerde Pek Muhterem Sultanımız Üstadımız İhramcızâde İsmail Hakkı ile tanıştım. Bizi evlatlığa kabul etti ve çok yakınlık gösterdi.“Gülüm kurutmam Seni”,“Suda çürütmem Seni”,“Çok uzak gitsemde”,“Yine unutmam Seni”Bu büyük muhterem zat ile yolculuk yaptım. Bu yolculuk çok tarihi ve feyizli bereketli günlerimdi. O mübarek zat (Sivas'a bağlı) Çaykürt köyünde köprü yaptırmak maksadıyla Tokat’a gelmiştiler. O tarihlerde yol ve araba yoktu. Bu büyük zata Tokat’taki ihvanlardan hiç biri yardımcı olamadı. Onların en küçüğü bendim.Sözlerini dinlemiş ve üzülmüştüm durumumu edebim icabı söyleyemedim. Daha evvel sultanımızın mektep arkadaşı olan Sivaslı Mehmet Usta yanımda idi. İçimde yaşadığımı anlatmaya çalıştım. “Efendim beni kabul ederse ben atımla çilehaneye götüreyim dedim”, “efendi efendi Hafız Efendi ne diyor deyince” Merhum Mehmet Usta açık ifadeyle durumu İsmail Hakkı Efendiye anlattı. Efendi Hazretleri bu sözü işitir işitmez çok sevindi. .... Ramazanın 1. Gününden 11. Gününe kadar dolaşmış olduk. Bize bu vesile ile çok iltifat buyurdular. Muhterem üstadımız, sultanımızı 12. Günü Sivas’a yolcu ettik.
Mehmed Nuri SAYI, askerlik vazifesini İstanbul'da bir dönem askeri kışla olarakda kullanılan Rami'de yapar. Askerliği süresince imamlık görevini ifa eder.
Kuyumcular çarşısındaki dükkanında Ayakkabıcılık ile başladığı esnaflığa daha sonra hediyelik eşya, hac malzemeleri ve kitap-kırtasiye satışı ile devam eder. Asli olarak esnaflık yapsada ömrü boyunca kendisine verilen İrşad vazifesiyle gönülden gönüle, dilden dile sevginin ve muhabbetin yayılması için çalışır.
Tokat'ın Kuzum Dedesi Mehmed Nuri SAYI, 13 Haziran 2007 de hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Kuzum Dede'nin Ardından
2007 yılında aramızdan ayrılarak sonsuzluk alemine göçen Ehli Beytin son halkalarından Kuzum Dede'nin belirgin vasfı tatlı sözlülüğü ve tevazu idi. O, asrın getirdiği sorunlar karşısında, tanıdığı ve akıl danışan herkesin derdiyle dertlenen, onlara yol gösteren, bir büyük, bir gönül adamıydı. Kuzum Dede doksan yıllık ömrünü ziyadesiyle bu minval üzere yaşamış, kimseye karşı kırıcı bir harekette bulunmamış, kin duymamış, Allah rızasını hep önde tutarak bidatlara karşı olmuş tasavvuf ehli bir Allah dostuydu.
Gelen misafirlerine ve sevenlerine "Kuzucuklarım" diye hitap ederdi. Bu ifade sadece bir sevgi ifadesi değildi aslında, O'nun sizi sahiplendiğinin, şeytana karşı yem etmeyeceğinin, destek olacağının tezahürüydü. Bu vasıflarından dolayı Tokat halkı ismin ziyade onu "Kuzum Dede" olarak nitelendirmişti.
Kuzum Dede Tokat'ta huzurun da temsilcisi idi. Tokathaber60.com sitesi yazarı Cafer AKIN, geçmişte yaşanan acı olaylardan Tokat'ın neden etkilenmediğini ve şu ifadelerle anlatıyor;
Kutuplaşma ve aykırılık bilgi toplumlarında bir zenginliktir. Ama bilgi çağını yakalayamamış, ötekileştiren toplumlarda sosyal sancıların sebebi olur. Biz bu sancıları Tokat olarak ucuz atlattık… Bunun sebebi merkezi ve yerel yönetimin idarecileri ile akil insanların uyumlu çalışmalarıdır. Hiç unutmam, 1978‘de çatal dilli dış mihrakların tahrikiyle sergilenmek istenen oyunları bozan dönemin Vali’si Lütfi Tuncel, Belediye Başkanı Sermet Doğan Koç, Akil Çelebiler, Mustafa Temel, Vasfi Diren, Yaşar Sami Akın, Nuri Genç ve Kuzum Dede Nuri Sayı‘ya ülkemiz ve Tokat çok borçludur. Aramızdan ayrılanları rahmetle anıyoruz… Çünkü Tokat Bir Çorum, bir Kahramanmaraş olmadı… Kazanan ülkem oldu…
Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı ve Tokattan.net köşe yazarı Hasan AKAR ise Kuzum DEDE'yi şu ifadelerle anlatıyor;
Kuzum Dede Tokat halkının çok değer verdiği tasavvuf ehli bir insandı. Yazmacılar Hanına ulaşan sokağın köşesinde daha çok züccaciye, hac malzemeleri satan bir dükkanı vardı. Dükkanın bir köşesinde de dini ve milli kitaplar bulunuyordu. Bana göre milliyetçi mukaddesatçı bir kişiliğe sahipti. Sık sık lise yıllarında yanına uğrar onun nur yüzünü temaşa ederdik. Ayaküstü sohbetlerden sonra mutlaka bir kitap alırdım.Artvin'de öğretmen olarak çalışırken bir arkadaşıma Kuzum Dede'den ve kitapçılığından bahsetmiştim. Bana maaşının önemli bir kısmını verdi. Tokat'tan 1982 yılında o şartlarda iki koli milliyetçi-mukaddesatçı kitaplardan götürmüştüm. Siyasete karışmadı, hiçbir cemaatin içinde olmadı. Allah yolundan, Peygamber Efendimizin yolunu bildi ve öyle yaşadı. Allah rahmet eylesin.
Tokat halkının hafızasında yer eden Kuzum Dede'nin nasihatları ise şunlardır;
- Dünya tadı bal tadı, dünya bizi aldattı, Altına ağu koymuşlar, üstü yine bal tadı.
- İnsanlara hizmet etmeyi çok severiz, hizmet eden hizmet bulur.
- Sevenler kazanır, sevmeyenler kaybeder.
- Bilmek kadar güzel bir şey yok, bilmemek kadar da acı bir şey yok.
- Tokat bir dağ içinde, gülü çardağın içinde, Tokat’tan yar sevenin yüreği yağ içinde.
- Cahil cesur gibi görünse de ahmaktır.
- Hizmeti çok sev sevdiğin kadar da kazancın olur.
- Dünya ekim yeri, ekmeye geldik. Ahirette de biçeceğiz.
- Yaptığın hizmetlerle menfaat değil sevinç duy.
- Hizmet edenlere hizmet olunur.
** Tokattan.net olarak Tokatımızın manevi büyüklerinden Kuzum Dede'yi bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Hakkayolculuk.com
Hakkayolculuk.com
Cemal YAVUZ, Tokatlı Tarihi Şahsiyetler