Responsive Ad Slot

Erbaa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Erbaa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eskiden Yeniye Erbaa

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Depremle Taşınan Şehir: Erbaa
T
ürkiye'de depremlerin yoğun yaşandığı bölgelerden biri, hatta en önemlisi Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde Kelkit havzasında yer alan Tokat ve ilçeleri son 2000 yılda en az 30 depremle sarsılmış, en acılarını ise 1939, 1940, 1942 ve 1943'de yaşamış, taş üstünde taş kalmamış, şehirler haritadan silinmiştir. 1939 yılı ve sonrasında art arda meydana gelen yıkıcı depremler; çok sayıda can ve mal kaybı yanı sıra demografik, ekonomik ve sosyal açıdan oldukça etkilemiş, merkezi ve yerel yönetimleri çareler aramaya sevk etmiştir.

Tarih boyunca dünyada ve ülkemizde şehirlerden bazıları bu güne kadar kurulduğu yerde yaşama olanağı bulduğu halde, bazıları da kuruldukları ve uzun süre yaşadıkları ilk yerleri, çeşitli nedenlerle terk ederek başka bir yerleşim yerini değiştirmek zorunda kalmıştır. Korunma, ekonomik ve askeri nedenlerin yanında, doğa olayları da yer değişiminde önemli etkenlerden biridir. Doğa olaylarının başında ise depremler gelmektedir. Ülkemizde bugüne kadar deprem nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalan şehirlerin başında Erzincan,  Kütahya'nın Gediz ilçesi ve Tokat ekonomisinin can damarı olan Erbaa ilçesi yer almaktadır. 

Erbaa, Orta Karadeniz Bölümü’nde Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak adını aldığını Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde "ab-ı hayat" diyerek övdüğü Kelkit Irmağı'nın alüvyonlarının oluşturduğu verimli topraklar üzerinde kurulmuştur. Erbaa, sahip olduğu coğrafi konum avantajlarına bağlı olarak giderek bir cazibe merkezi haline gelmiş, şehrin sosyal ve ekonomik gelişimine, nüfus artışı eşlik etmiştir. 

Erbaa'nın Depremle İmtihanı
Erbaa, ülkemizdeki en uzun fay zonlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer almaktadır. Batıda Saroz körfezi ve Marmara denizi ekseninden İzmit körfezi, Adapazarı, Düzce, Bolu, Kastamonu dolaylarından geçerek Kelkit vadisine oradan Erzincan ovasından geçerek Varto deprem bölgesine ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Van gölü kuzey kenarından İran’a kadar uzanır. 

Erbaa ve yakın çevresindeki yerleşim yerleri tarih boyunca bu fay hattından kaynaklı bir çok depreme sahne olmuştur. Geçmişte en az beş defa (1045, 1268, 1458, 1482, 1498) depremlerin ağır ve yıkıcı etkisi ile karşı karşıya kalan Erbaa, depremlerin en acısını ise 1939 ve sonrasında yaşamıştır.

1939 Depremi: 1939 yılı Aralık ayının 26'sını 27'sine bağlayan soğuk bir kış gecesinde 7,9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, kayıtlara Erzincan depremi olarak geçen bu deprem, Kelkit havzasında yer alan Erbaa ile birlikte Niksar, Reşadiye, Suşehri, Koyulhisar, Erzincan ve Erzurum'u sarsmıştır. Depremde Erbaa merkezde 319 kişinin hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir.

1940 Depremi: Henüz 1939 Erzincan depreminin yaraları sarılmadan, 1 Ocak 1940 tarihinde 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremde Erbaa'nın yanı sıra, Niksar ve Tokat merkezde de can kayıplarına ve yıkımlara yol açmış, Erbaa'da 881 can kaybı yaşanırken, 1659 bina yıkılmıştır. 

1942 Depremi: Merkez üssü Erbaa, Niksar hattı olan, 20 Aralık 1942 tarihinde yerel saat ile 17.03'te meydana gelen, 7.0 büyüklüğündeki deprem, 1939 ‘daki depremden daha fazla can ve mal kaybına sebep olmuş, Erbaa adeta haritadan silinmiştir. Deprem, Niksar’ın doğusu ile Erbaa kuzeyi arasında yaklaşık 50 km'lik bir yüzey kırığı oluştururken Erbaa'da büyük hamam ile bir kaç ahşap yapı ancak ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Depremde 3000 kişi can verirken, 6300 kişi yaralanmış, 2295 ev yıkılmış, 4 otel, 4 fırın, 127 dükkân, 8 kahvehane, 13 depo ve belediye binası yerle bir olmuştur. 1942 depreminde 16 yangın olmuş, tutuşan evlerin hemen hemen tamamı yanarak yok olmuştur. 

1943 Depremi: 26 Kasım 1943 günü Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun orta kesiminde, Ladik ile Tosya arasında 7.2 büyüklüğünde çok yıkıcı bir deprem olmuştur. Batıda Erbaa'dan doğuda Ilgaz'a kadar uzanan 300 km uzunlukta ve 20 km genişlikte bir zon içerinde yer alan geniş bir alanı etkilemiş, büyük kayıpların olduğu bu depremde, binaların yüzde 75’i yıkılmış, kamu binaları ve tarihi binalar tamamen yıkılmış, karayolları, tren yolları ve telgraf hatlarında onarılamayacak hasar meydana gelmiştir. 1939, 1940 ve 1942 depremleri sonrasında halkı zaten baraka, çadır tarzı derme çatma meskenlerde oturan Erbaa'da, toplam 12 can kaybı kaydedilmiştir.

Erbaa ve yakın çevresinde 1939 yılı ve sonrasında art arda meydana gelen yıkıcı depremler şehrin mevcut durumunu ve daha sonraki gelişimini etkileyen çeşitli demografik, ekonomik ve kültürel sonuçları da ortaya çıkarmıştır. Depremlerde yaşanan can kaybı, yaralanmalar, psikolojik travmalar, insan kaynakları açısından büyük bir kayba neden olurken, yıkılan binalar ve işyerleri ile birlikte şehrin ekonomik hayatı durma noktasına gelmiştir. Erbaa'nın 1940'lara kadar artan nüfusu birden durmuş, hatta azalma sürecine girmiştir. 

Depremin ekonomik ve sosyal etkilerinin azaltılması mümkün olmamakla birlikte merkezi hükumet ve çevre il ve ilçelerden gelen yardımlarla yaraların sarılmasına çalışılmış, depremzedelere devlet tarafından nakit para yardımı ile yeni yapılacak evlerde kullanılmak üzere çivi, cam, kereste, kiremit, çimento, kireç ve taş yardımında bulunulmuştur. Ayrıca, bir hızar fabrikası kurularak, buradan evini yapacak kişilere kereste verilmiştir. 

Eskiden Yeniye Erbaa
Erbaa'da art arda yaşanan yıkıcı depremler sonrasında bölgeye gelen heyetler tarafından jeolojik ve tektonik araştırmalar yapılmış, şehrin bulunduğu yerde ayakta kalmasının mümkün olmayacağı, taşınmasının kaçınılmaz olduğunu öneren bir rapor hazırlanmış ve Bakanlar kuruluna sunulmuştur.

1944 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Erbaa’nın bulunduğu yerden 2 km. kadar güneyinde ve İmbat Deresi'nin batısında yere alan “Ardıçlık” olarak adlandırılan yere taşınması kararlaştırılmıştır. 15 Nisan 1944 tarihinde Hükümet Konağı'nın temelinin atılmasıyla taşınma devlet eliyle başlatılmıştır. Erbaa şehir merkezi yeni yerinde Alman bir şehir planlamacısının çizimleriyle düzenli bir yerleşimle yeniden kurulmaya başlamıştır. Günümüzde Erbaa şehir merkezinde "tarihi eser" olarak nitelenebilecek hiç bir yapı bulunmayıp en eski bina 1944 yapımıdır.

O dönemin tanıklarından Şahap ATEŞ, deprem sonrası Erbaa’nın taşınmasını şu şekilde anlatıyor:
1939 yılındaki depremde evimiz yıkılmadı. İkincisinde (1940 depremi) ben evde yoktum. 1942 yılında zelzele oldu. Daha önce yıkılmayanlar yıkıldılar. Komşularımız evlerinde öldüler. Bir sene sonra 1943’te de bir daha oldu. On dakika içerisinde büyük bir gürültü ile yıkıldı. Ondan sonra karar verdiler. Artık buranın tadı tuzu kalmadı diye. Toprak gevşek. Yukarıyı keşfetmişler, oraya karar veriyorlar. 1944 yılında temel atılıyor. Dördüncü ayın on beşinde saat dörtte temel atıldı. Bir katlı bir kaymakamlık binası yapıldı, Eksel yolunda. Daha sonra da belediye binası yapıldı. Göçtükten iki yıl sonra hükümet binası yapıldı. Hem adliye, askerlik şubesi oldu. Hepsi yetti. 1100 haneydi göçenler. Göçmeyen 20 hane civarında kalmıştı. Fakirlere barakalar yaptılar. Taş verdiler, ağaç verdiler. Kendi enkazlarını da götürdüler. Bazıları tamamlamadan göç ettiler. 4-5 sene barakalarda geçti. Eski zenginlerin evinde mobilyalar, meyve bahçeleri, çifte havuzlar, şadırvanlar, şato gibi evler. Bunlar göçmek istemediler. 200-400 dönüm arazileri, tütünleri, ahırları vardı. Gidenleri de caydırmağa çalıştılar. Vali İzzeddin Çağpar “İhtiyarların bedduasını, gençlerin duasını alacağım” demiş. Yedi sene İmbat Deresi’nin suyu ile idare etmişler. Halk bu su ile çamaşırını yıkardı. İçmek için de çeşmeler yapıldı. Biz dört sene sonra gittik. Evleri planlı olarak yaptılar.
 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Twitter/hergezgin
 Afad.gov.tr
 Tr.wikipedia.com
 Türkiyede Yer Değiştiren Şehirler Hakkında Bir İlk Not, Doç. Dr. Metin TUNCEL
Bu yazı için Sayın Ali YILMAZ'ın Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi için kaleme aldığı "Depreme Bağlı Yeri Değiştirilen Bir Şehir: Erbaa, Tokat"  başlıklı yazısından yararlanılmıştır. 

Gönüllerden Göklere Bağış Uçaklar

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Gönüllerden Göklere Bağış Uçaklar
Ü
lkemizde, Osmanlı döneminde dünya havacılık tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen 1911 yılının hemen ertesinde Türk Askeri Havacılık Teşkilatı ile başlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” ifadesiyle Türk Tayyare Cemiyeti ile devam eden havacılığın bu coğrafyada kökleşmesinde, ekonomik imkansızlıklar içindeki halkın, ordusuna gönülden yaptığı yardımlarla 10 yılda alınan 351 uçak ile Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile'nin içinde yer aldığı bir çok ilin ve ilçenin ismini göklere taşındı.

Havacılığın temelini oluşturan insanoğlunun uçma arzusu yüzyıllar boyunca devam çalışmaların temelini oluşturur. İnsanlık 18’inci asırda balonlarla başladığı uçmaya, 19’uncu asırda planörlerle, 20’nci yüzyılın ilk yıllarından itibaren uçaklarla gerçekleştirmiştir. Dünya tarihinde havacılıkta baş döndürücü gelişmelerin başlangıcı olarak 17 Aralık 1903 tarihinde Wright Kardeşler’in yaptıkları hava aracının motor gücü ile yerden kesilmesi ve kısa süre havada kalması uçakla yaptığı ilk uçuş kabul edilmektedir.

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına rast gelen bu gelişmelere Osmanlı idarecileri duyarsız kalmamış, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, 1910 yılı başında Kur. Bnb. Ali Fethi Okyar’ı Paris’e, Kur.Bnb. Enver Bey’i de Berlin/Almanya’ya ataşemiliter olarak göndermiş ve havacılık hakkında bilgi toplamalarını istemiştir. 1910 yılından itibaren Osmanlı Ordusu havacılık ile ciddi olarak ilgilenmeye başlamış, 14 Şubat 1911 tarihinde Genelkurmay emri ile Teğmen Yusuf Kenan ve Yüzbaşı Fesa Bey’in Fransa’da Bleriot Okulunda pilotaj eğitimine göndermiştir.

Uçağın ilk defa askeri maksatla kullanıldığı Trablusgarp Harbinde, Trablus’a saldıran İtalyanların 1 Kasım 1912’de havadan uçakla bomba atmaları Osmanlı askeri idarecilerinin dikkatlerini uçakların üstüne çekmiş ve onları havacılıktan askeri bir güç olarak yararlanmanın yollarını aramaya sevk etmiştir.  Dünya havacılık tarihi, 1911 yılında Tayyare Komisyonu adı altında idari olarak çalışmalar yapmış, Hava Okulu kurulması için o dönemde Barutcubaşızadelere ait Yeşilköy'deki arazi tespit edilmiş, 1912 yılında ise envantere alınan REP, Deperdussion, Bleriot ve Bristol tipi uçak gücü ile fiili olarak Türk havacılığı ile tanışmaya başlamıştır.

Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, 12 Mart 1912 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında “Askeri Havacılık” hakkında bir kanun projesini hükümete kabul ettirmiş, ancak Osmanlı bütçesinde uçak satın almak için yeterince kaynak bulunamayınca Donanmay-ı Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyetine müracaat edilerek bağış yoluyla para talebinde etmiştir. Sultan Reşat bir tayyarelik bağışta bulunmuş, Mahmut Şevket Paşa uçak alımı için 30 altın bağışlamış, ayrıca altı aylık maaşının dörtte birini de bu işe tahsis etmiştir. Padişahın ve Harbiye Nazırının ilk bağışları yapmaları halk arasında büyük bir sevinç yaratmış ve teşvik unsuru olmuştur. Kampanyaya İstanbul’dan ve diğer bölgelerden başta her rütbedeki asker ve sivil devlet memurları olmak üzere esnaf, sanatkar ve diğer mesleklerden vatandaşlar katılmıştır.

Kısa süre büyük gelişmeler gösteren Türk askeri havacılığı, itilaf devletlerinin 1. Dünya Savaşı’nın galibi olarak uçaklara el koyması ise akamete uğrasa da bir avuç havacının İstanbul'dan Konya'ya kaçırdığı uçaklarla hava gücünün devamlılığı sağlanarak, Kurtuluş Savaşı sırasında, ülkenin doğusu ve batısındaki cephelerde başarılı hava görevleri icra edilmiştir.

Kurtuluş savaşının yoksul bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti tüm imkansızlara rağmen 1925 yılında kurulan ve Atatürk’ün "İstikbal Göklerdedir" ifadesiyle vücut bulan Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) ile hava kuvvetlerinin kısa sürede yüzlerce uçak edinmesini sağlayacak bir kampanya başlattı. "Hava Gücünü Kuvvetlendirme" kampanyasına katılan Anadolu halkı, 1925-1935 yılları arasında 50 milyon TL bağışta bulundu. Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın yaptığı bu fedakarlığı yaşatmak için her bir uçağa alınmasına katkıda bulunan il ve ilçelerin isimleri başlangıçta eski yazıyla, Harf Devrimi’den sonra da yeni harflerle Cumhuriyet ve Zafer bayramlarında "İsim Konma Töreni" adıyla düzenlenen törenlerle verildi.

Kampanya yurdun dört bir yanında büyük ilgi görürken, bu heyecana ortak olan İstanbul ve İzmir'deki Musevi ve Ermeni vatandaşlar da kurdukları dernekler aracılığıyla Hava Kuvvetleri'ne uçaklar hediye etti.

Kampanya kapsamında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilen ilk uçak, Adana Ceyhanlıların yardımlarıyla İtalya'dan alınan A 300-4 tipi uçak oldu. İnönü ve Sakarya savaşı sırasında keşif ve destek uçuşları gerçekleştiren Vecihi Hürkuş'un test ettiği "Ceyhan" uçağıdır. Bunun hemen ardından Ankaralıların 7 ay gibi bir sürede topladıkları yardımlarla alınan ikinci uçak ise "Ankara" oldu. İsim verme töreni 29 Ekim 1926'daki Cumhuriyet Bayramı'na denk getirilirken, törene, Başkent'in yakın köyleri dahil bütün halk katıldı. Cumhuriyet Bayramı tören alanından geçiş yapan "Ankara" uçağı, şehrin üzerinden "Ankara tayyaresinden muhterem Ankaralılara tebrikler" yazılı kartlar attı.

Kampanyaya ilerleyen yıllarda İzmir 9, Manisa 6, Adana, Ödemiş, Trabzon, Edremit, İstanbul, Samsun 4'er, Bartın, Konya, Ereğli, Akhisar, Zonguldak, Fatsa, İnegöl, Giresun, Sürmene, Uşak, Bursa 3'er,Ankara, Muğla, Burdur, Çine, Milas, Sındırgı, Kemalpaşa, Eskişehir, Orhaneli, Bakırköy, Pınarbaşı, Çarşamba, Balıkesir, Menemen, Torbalı, Görele, Beşiktaş, Ayancık, Edirne, Keşan, Afyon, Geyve, Düzce ve Bafra 2'şer, Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile uçakla katıldı.

Kampanyaya Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile uçakla katıldı. 1927 yılında Erbaa Belediye Başkanı Sururi SAY öncülüğünde önemli bir bölümü zengin tütün tüccarlarının desteği ile toplanan yardımlarla alınan 1012 numaralı uçağı Türk Hava Kurumuna hediye edildi, uçağa "Erbaa Tayyaresi" ismi verildi. Uçak, 1929 yılında Erbaa harmanlar mevkisine indirilerek sergilendi. Bugün Erbaa Kent Müzesi duvarında fotoğrafı sergilenen uçak, Erbaa'nın gurur kaynakları arasında yerini almıştır.

Kampanya destek olan Niksarlılar topladıkları paralar ile 30 Ağustos 1931 tarihinde aldıkları uçağı Türk Hava Kurumuna bağışladılar, uçağa "Niksar Tayyaresi" adı verildi. Tokatlılar da bu seferberliği destek olmuş, toplanan yardımlarla alınan uçak, "Tokat Tayyaresi" adıyla Ankara açıldıktan sonra Kazova Üçtepeler mevkine iniş yapmıştır. 1935 yılında Zileliler kendi aralarında topladıkları para ile Çekoslovakya'dan T16 tipi savaş uçağı alarak, Türk Hava Kurumuna bağışlanan uçağa "Zile Tayyaresi" adı verildi.

Türk Hava Kurumu çok kısa bir sürede büyük mesafeler kat etti. Tayyare Makinist Mektebi, Kayseri Uçak Fabrikası peş peşe faaliyetlerine başladı. Alman Junkers lisansıyla A-19 ve A-20 uçakları üretilerek bakım ve onarımları yapıldı, halkın büyük desteğiyle 10 yıl içinde 351 uçak satın alındı veya imal edildi.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Tayyareci.com      Osman Yalçın,Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları Yenidenergenekon.com Airporthaber.com

1936 Yılında Erbaa

Hiç yorum yok
Tokattan.net | 1936 Yılında Erbaa
T
ürk basınının köklü gazetelerinden biri olan Cumhuriyet, 15 Ağustos 1936 tarihli sayısında "Orta Anadolu’nun Mümbit Bir Kazası: Erbaa” başlığıyla 1939, 1942 ve 1943 depremleriyle yıkıma uğrayan ve yeniden yapılanan eski Erbaa'nın 1936 yılındaki sosyal, ekonomik ve spor yaşamına dair geniş bir habere yer veriyor. O dönem Erbaa'nın en önemli sorunu görülen olarak su problemine değinen gazete "Erbaa'nın su işi halledilecek olursa burası büsbütün inkişaf edilecektir." ifadelerini spottan okuyucusuna aktarıyor.

Erbaa'nın 1936 yılındaki nüfus sayısı ile başlayan haberde, yetiştirilen tarım ürünleri ve ederi, Erbaa'da spor yaşamı, Erbaa belediyesinin o dönem ki çalışmaları ve Erbaa'da iktisadi hayata dair detaylar yer alıyor. Erbaa'nın su problemine değinen gazete, ovadan susuzluk nedeniyle yeterli verim alınamadığını, sulu tarım için Kelkit ve Yeşilırmak’tan istifade edilmesini öneriyor.

Ayrıca, Erbaa'nın Kale köy Boğazkesen bölgesinde Kelkit ırmağı ile birleşen Yeşilırmak’ın Samsun Çarşamba'da döküldüğünü belirten dönemin Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri, Hasan Uğurlu Barajının inşa edilmesiyle yapılabilen nakliyatların hayata geçirilmesi için öneride bulunmayı ihmal etmiyor.

Cumhuriyet Gazetesi'nin 15 Ağustos 1936 tarihli sayısının 6 sayfasında“ Orta Anadolu’nun Mümbit Bir Kazası: Erbaa ”  başlığıyla yayınlanan haberin içeriğinde şu ifadelere yer veriliyor;
Bin, bin beş yüz evli, 8–10 bin nüfuslu Erbaa kazası geniş ve mümbit bir ova üzerine kurulmuş, şark ve şimalden karayaka ve Karınca dağları ile cenubdan ufak tepeler ve yaylalarla muhat garbi Kelkit ırmağının takip ettiği ova ile açık, güzel bir kazadır.

Kelkit, Kale Köyünün Boğazkesen kısmında Yeşilırmak ile birleşerek Çarşambaya dökülür. Bu ırmağa Erbaa - Çarşamba arasında nakliyata müsait bir şekil verme imkânı vardır.

Erbaa’nın 160 köyü vardır. Bu köylerin içinde hava, su ve manzara itibariyle çok güzelleri olmakla beraber birkaç yüz sene evvelisi gibi kalanları da mevcuttur. Erbaa’da tütün, afyon, kendir, pamuk, hububat, çay ve ipek böceği yetiştirilmektedir. En büyük servet membaını tütün teşkil eder. Her sene asgari bir buçuk milyon kilo tütün yetiştirilir. Ve tütünden her sene 750 bin lira para girer. Tütünden başka afyon, kendir, pamuk ve zer’iyatı da mühim bir servet membaı olmakla beraber her nedense köylü afyon zer’iyatına fazla ehemmiyet vermekte, pamuğu da ancak kendi ihtiyacına göre yetiştirmektedir. Erbaa’nın bazı köylerinde ipek böceği yetiştiren köylüler mevcutsa da bu kısma da lazım gelen ehemmiyet verilmemektedir. Tababetle kullanılan (mahleb) de epeyce para getirmektedir. Bu işi de ehemmiyetsiz telakki etmemek lazım gelir. Yumurta, deri ve yapağı işi de epeyce bir yekun tekil eder. 

Bunlardan başka Amasya’nın (çiçekli bamyası) diye şöhret kazanan kuru bamya Erbaa’nın Zuday köyünde (Şimdilerde Alparslan Kasabası) yetişir ve Amasya’ya yakın olan Teke nahiyesinde ve köylerinde yetişen misket elması Amasya’ya şöhret kazandıran elmadır.

Son zamanlarda Mercimek Köyü ve civarında bağcılığa fazlaca ehemmiyet verilmektedir. Kısaca diyebiliriz ki Erbaa’da yetişmeyen ve yetişmeyecek olan hiçbir mahsul yoktur. Fakat suyun azlığı bu mahsullerin de noksanlığını intaç etmektedir. Eğer Erbaa’yı ve susuz olan köylerini Kelkit ve Yeşilırmak’tan istifade ederek sulama imkanı hasıl olsa bu mümbit arazi bir Mısır olur.

Erbaa’nın suya ihtiyacı olduğu kadar temizlik ve yola da çok büyük ihtiyacı vardır. Çok sıcak olan bu muhitte yağmursuz mevsimler bunaltıcı bir kuraklık yapar ve bu kuraklık, zaten bakımsız ve az temizlenen Erbaa’yı toza boğar. Yağmurlu mevsimlerde ise, kaldırımsız sokaklar geçilmeyecek bir hale gelir. 

Bu zengin toprakların suya, temizliğe ve bakıma çok ihtiyacı vardır. Biraz gayret ve biraz çalışmakla istenilen her şey elde edilebilir. Erbaa Belediyesinin, hiç olmazsa bundan sonra olsun fazla paraya mütevakkıf olmayan temizlik işlerine ehemmiyet vermesini dileriz. 

Erbaa'da Spor
Erbaa spor işleri, her yerde olduğu gibi, birkaç şahsın varlığına bağlıdır. Faaliyet devriyesi bu çalışkan kimselerin işleri icabı yazın Erbaa’da bulundukları müddete inhisar eder. Ondan sonra faaliyet durmasa bile yokluğunu hissettirecek kadar azdır.

Diğer Belediye İşleri
Şahsi bir teşebbüs sayesinde vücuda getirilmiş olan elektrik teşkilatının bir çok noksanları olmakla beraber takdire değer bir teşebbüs sayılabilir. Belediyenin şimdiye kadar yapamadığı elektrik işine bir kaç zengin yardım etmiş olsa, daha istifadeli bir şekle sokulabilir ve Erbaa bugün ki yarı karanlık vaziyetinden biraz daha aydınlığa kavuşmuş olur.

İtfaiye Belediyenin başaracağı işlerin en ön safında bulunması icap eden işlerden biridir. Zira, kerpiç ve tahtadan yapılmış ve yapılmakta bulunan Erbaa evlerinin ve Erbaa’nın sigortası ancak bu teşkilatın esaslı ve işe yarar bir hale getirilmesiyle kabildir. bu teşkilattan da istifade ciheti gene bol suya bağlıdır. 

İktisadi Hayat
1935 rökoltesinin iyi fiyatla satılması Erbaa’da tütün ekimiyle uğraşan köylüyü ve halkı, bu sene daha fazla tütün ekmeye teşvik etmiştir. Geçen sene 6300 küsür zürradan ibaret olan ekisi miktarı bu sene 9500 -10,000 zürraa kadar yükselmiştir. Yetişecek tütün miktarının üç buçuk milyon kilo olacağı tahmin edilmektedir. Yalnız ova ve ovaya yakın köylerde, bazı hastalıkların zuhur etmesi bu sene de Erbaa’da iyi tütün miktarını azaltacaktır. Havalar müsait gidip diğer kısımlar iyi kurursa ancak o zaman dip ve dip üstlerinin fenalığı pek zararı mucip olmayacaktır.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
  HaberErbaa.com

Tokat'ın Ferhat'ı Ebediyete Uğurlandı

Hiç yorum yok
Tokat'ta özel bir hastanenin yoğun bakım servisinde bağırsak iltihaplanması nedeni ile bir süredir tedavi görürken ambulans helikopter ile Ankara'ya sevk edilen,
yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden Tokat'ın her ilçesinde her kasabasında her köyünde başarılı bir çok projeye imza atan ve çalışkanlığıyla Tokat halkının sevgisini kazanan DSİ 72. (Tokat) Şube Müdürü Mehmet KARACA, memleketi Erbaa'da Tokat Valisi Cevdet CAN, Tokat Milletvekilleri ve vatandaşların katıldığı cenaze töreniyle ebediyete uğurlandı. 

  Bağırsağındaki bir ince alanın delinmesi sonrası yediklerinin kana karışması sonucu üç-dört gün sonra zehirlendiği şüphesiyle acil olarak Tokat'ta özel bir hastaneye kaldırılan ve burada tedavi altına alınan DSİ 72. (Tokat) Şube Müdürü Mehmet KARACA, 6 Nisan 2017 Perşembe günü ambulans helikopter ile Ankara'ya sevk edildi.

Tokat Milletvekili Prof. Dr. Celil GÖÇER'in bizzat sevk işlemleri takip ettiği Şube Müdürü Mehmet KARACA, Ankara Lokman Hekim Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmıştı. 8 Nisan 2017 Cumartesi Günü yapılan tüm müdahalelere 54 yaşında rağmen hayatını kaybeden  Mehmet KARACA için önce görev yaptığı Tokat DSİ Müdürlüğünde sonra memleketi Erbaa Merkez Camiinde öğlen namazına müteakip bir cenaze töreni düzenlendi.

Ankara'dan Tokat'a getirilen KARACA'nın cenazesi, hastane morgundan alınarak 14 yıldır müdür olarak görev yaptığı Devlet Su İşleri 72'nci Şube Müdürlüğü’ne getirildi. DSİ Müdürlüğü bahçesinde Mehmet KARACA için düzenlenen törene Tokat protokolü başta olmak üzere milletvekilleri, mesai arkadaşları, ailesi ve çok sayıda vatandaş katıldı.

9 Nisan 2017 Pazar günü saat 10:00'da Tokat DSİ'de düzenlenen törende konuşan Samsun DSİ 7. Bölge Müdürü Ahmet KANIKKARACA'nın görevi süresince önemli işlere imza attığını ve yaptığı çalışmalarla takdir topladığını ifade ederek, değerli bir insanı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi.

Tokat Valisi Cevdet CAN ise konuşmasında, KARACA'nın mesai mefhumu gözetmeksizin gece gündüz çalışmış birisi olduğunu belirterek, "Bu topraklarda basmadığı yer yoktur. Aramızdan ayrıldı; ancak eserleri ile buradaki namı ile yaşayacaktır" diye konuştu.

Yapılan konuşmaların ardından Tokat İl Müftüsü Ahmet ERDEM tarafından dua okunarak helallik alındı.

Törenin ardından Mehmet KARACA'nın cenazesi Erbaa ilçesindeki Merkez Camisi'ne getirildi. Burada Erbaa İlçe Müftüsü Mehmet CEYLAN'ın kıldırdığı ve protokol ile vatandaşların yoğun katılım gösterdiği cenaze namazının ardından Mehmet KARACA, Erbaa Şehir Mezarlığında bulunan Aile kabristanında toprağa verildi.

Merhum Mehmet KARACA için DSİ 72’nci Şube Müdürlüğü önünde düzenlenen törene ve Erbaa’da kılınan cenaze namazına iştirak eden Vali Cevdet CAN, merhuma Allah’tan rahmet ailesi, yakınları ve mesai arkadaşlarına da başsağlığı diledi.

Mehmet KARACA Kimdir?
  15 Şubat 1963 tarihinde Tokat ili Erbaa İlçesi Şükür Köyü doğdu.

1985 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olan Mehmet KARACA, 2003 yılında DSİ 72'nci Şube Müdürü olarak göreve başladı. Kısa bir süre siyaset için istifa etse de 14 yıl boyunca Tokat'ta DSİ 72'nci Şube Müdürü olarak görev alan Mehmet KARACA, Tokat'ın her ilçesinde her kasabasında her köyünde başarılı bir çok projeye imza attı, çalışkanlığıyla Tokat halkının sevgisini kazandı.

8 Nisan 2017 tarihinde Ankara'da vefat eden Mehmet KARACA, evli ve iki çocuk babasıydı


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Tokattan.net      Tokat.gov.tr Tokatgazetesi.com

Erbaa'da Dostluk Kazandı

Hiç yorum yok
Tokat'ın iki büyük ilçesinin köklü geçmişe sahip futbol takımları Erbaaspor ve Turhalspor lig öncesi hazırlık maçında karşı karşıya geldi. Ev sahibi Erbaaspor'un 2-1 kazandığı mücadeleyi Erbaasporlu futbolseverlerin Turhalspor atkılarıyla izlerken saha içindede centilmenlik ön plana çıktı, skordan çok dostluk kazandı.

  Tokat'ın iki büyük ilçesinin köklü geçmişe sahip futbol takımları Spor Toto 3. Ligte mücadele edecek olan Erbaaspor ile Bölgesel Amatör Ligte mücadele edecek Turhalspor lig öncesi hazırlık maçında karşı karşıya geldi.

28 Ağustos 2016 Pazar günü Saat 17.00'de Erbaa Şehir Stadında başlayan maçta ilk yarı 1-1 tamamlanırken 2. yarının sonunda ev sahibi Erbaaspor mücadeleyi 2-1 kazandı. Erbaasporlu futbolseverlerin Turhalspor atkılarıyla mücadeleyi takip ederken saha içindede centilmenlik ön plana çıktı, skordan çok dostluk kazandı. Erbaaspor Kulübü yönetimi, maç sonrası Turhalspor yönetimini, teknik heyetini ve futbolcularını Erbaaspor Sosyal Tesislerinde misafir etti, iki takımım temsilcileri birlikte yemek yedi.

Turhalspor Kulübü resmi Facebook sayfasında Erbaaspor Kulübüne Teşekkür Ederizbaşlığıyla yayınlanan teşekkür mesajında şu ifadelere yer verildi; Bugün Erbaa'da Oynanan ve Dostluğun Kazandığı Hazırlık Müsabakasının Ardından; Takımımızı, Erbaaspor Sosyal Tesislerinde Misafir Eden ve İki Takımımızın Birlikte Yemek Yemesine Olanak Sağlayan Erbaaspor Yönetimine Teşekkür Ederiz.

Erbaaspor Yönetim, Teknik Heyet ve Taraftarlarına Spor Toto 3.Lig Müsabakalarında Başarılar Dileriz.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
   KOLAJ | Tokattan.net   KAYNAK | Facebook.com/TURHALSPOR1966

Erbaa'ya Şehit Acısı Düştü

Hiç yorum yok
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Hakkâri Çukurca Taşbaşı köyü bölgesinde, bölücü terör örgütü mensubu teröristlerle çıkan silahlı çatışma esnasında yaralanan 3 askerin daha şehit olduğunu açıkladı. Şehit askerlerin sayısı 8'e yükseldi. Tokat Erbaa doğumlu Jandarma Uzman Çavuş Hüsnü ERKUT ve 7 askerin şehit düştü, 25 asker yaralandı, bölgede süren operasyonlarda ise şu ana kadar 35 terörist öldürüldü.

  Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 29 Temmuz 2016 Cuma günü saat 17.45 sularında Hakkâri Çukurca Taşbaşı köyü bölgesinde, bölücü terör örgütü mensubu teröristlerle çıkan silahlı çatışma esnasında yaralanan 3 askerin daha şehit olduğunu açıkladı. Şehit askerlerin sayısı 8'e yükseldi. Çıkan çatışmada Tokat Erbaa doğumlu Jandarma Uzman Çavuş Hüsnü ERKUT ve 7 askerin şehit düştü, 25 asker yaralandı, bölgede süren operasyonlarda ise şu ana kadar 35 terörist öldürüldü.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından bu sabah yapılan açıklamanın devamında;"İlk anda irtibat kurulamayan bir silah arkadaşımız yaralı olarak bulunmuş, ayrıca çatışmaların devamında 19 kahraman silah arkadaşımız yaralanmıştır. Bölgedeki söz konusu çatışmada yaralanan toplam 25 kahraman silah arkadaşımızın hastanede tedavilerine devam edilmektedir. Müteakiben bölgede icra edilen hava destekli operasyonda, 8 bölücü terör örgütü mensubu terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah’tan rahmet, şehitlerimizin değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri ile Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz." denildi.

Hakkari-Çukurca Karayolunda PKK'lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan askerler için Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanlığı'da tören yapılacak. Törenin ardından şehit cenazeleri memleketlerine uğurlanacak.

Törenlerin ardından 25 yaşındaki Şehit Jandarma Teğmen Selim COŞKUN Adana Kozan, 28 yaşındaki Jandarma Astsubay Kıdemlı Çavuş İbrahim BETİN Afyonkarahiser Sandıklı, 25 yaşındaki Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mustafa TÜNEL İstanbul, 23 yaşındaki Şehit Uzman Çavuş Hüsnü ERKUT Tokat Erbaa, 25 yaşındaki Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sercan ÖZKUL Balıkesir Gönen, 23 yaşındaki Şehit Jandarma Uzman Çavuş Hasan KELEŞ Sakarya Karasu, 23 yaşındaki Jandarma Astsubay Çavuş Bekir Eren DENİZ Çorum ve 25 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş Samat AKTAŞ Bursa Kemalpaşa'ya uğurlanacak.

Nişanlısı Keriman KURT ile 1 yıl sonra evlenmeyi planlayan şehit Hüsnü ERKUT'un geçtiğimiz Mart ayında nişanlısının doğum gününü kutlayarak "Kalbimdesin iyi ki doğdun ömrüm" yazısını gönderdiği ortaya çıktı.

Askerilik görevini tamamladıktan sonra uzman çavuş olarak bir yıldır Hakkari'de görev yaptığı şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Hüsnü ERKUT'un cenazesi 31 Temmuz 2016 Pazar günü Erbaa merkez camiinde kılınacak öğle namazını müteakiben kılınacak cenaze namazının ardından Zilfor Mahalle mezarlığında toprağa verileceği öğrenildi.

      DERKENAR      
Şehitlerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine Allah'tan sabrı cemil niyaz ediyor, yaralananlara Allah'tan acil şifalar dileriz. Türk milletinin başı sağ olsun.      Tokattan.net     

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 KOLAJ | Tokattan.net  KAYNAK | Facebook.com/taner.yesilsu | Milliyet.com | Habererbaa.com

Erbaa İlçesi

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Erbaa İlçesi
E
rbaa Tokat ilinin Ocak 2016'da yayınlanan 2015 sonu ADNKS kayıtlarına göre 65.027 ilçe merkezi, 92.654 toplam nüfus ile hem ilçe merkez nüfusu hem de köylerle birlikte toplam nüfus bakımından Tokat'ın en büyük ilçesi olan; bereketli Erbaa Ovası, konumu, iş olanakları, sanayisi ve OSB gibi önemli etkenler sayesinde göç almaya devam eden bölgenin cazibe merkezi olmuş bir ilçesidir.

Rakamlarla Erbaa

Kuruluş Yılı: 1872
Rakım: 240 m
Yüz ölçümü: 1111 km2
İl Merkezine Uzaklığı: 85 km
Toplam Nüfus92,654
İlçe Nüfus: 65.027
Belediye Sayısı: 7
Köy Sayısı72

Erbaa Tarihi

  Osmanlı arşivlerinde bulunan tarihi vesikalara göre, daha 18. Yüzyılın başlarından itibaren KAZA-İ ERBAA' dan söz edilmektedir. Ancak sözü edilen Kaza-i Erbaa, Sonusa, Karayaka, Taşabat ve Erek adlı dört nahiyenin meydana getirdiği bir idari yapılanmadır. Bu dört nahiyeden biri olan Erek nahiyesinin zamanla büyüyerek gelişmesi, diğer nahiyelerin yanında kendisine müstesna bir yer kazandırmıştır. Nitekim Erek nahiyesi zamanın devlet idaresinde 1872 yılında Amasya sancağına bağlı bir kaza (ilçe) olarak teşkilatlandırılmış, daha önce nahiyenin genel adı olan Erbaa adı da yeni kazanın-ilçenin adı olmuştur. Böylece 1872 yılında tesis bulunan Erbaa Kaymakamlığı, 1892 yılında Tokat'a bağlanmıştır.

Erbaa'nın Coğrafi Yapısı
  Erbaa İlçesi Orta Karadeniz bölgesinde Tokat iline bağlı olup, Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak (İris) adını aldığını yerde bereketli topraklar üzerinde kurulmuş şirin bir ilçedir. İlçe toprakları, kısmen Tozanlı çayı olmak üzere özellikle Kelkit Irmağı boyundaki bir ova ile bunu çevreleyen dağlık yerleri içine alan 1111 Kilometrekarelik yüzölçümüne sahiptir.

Kuzeyden Samsun'un Çarşamba ilçesi ile Ordu ilinin Akkuş ilçesi, batıdan Amasya'nın Taşova ilçesi, doğudan Tokat'ın Niksar ilçesi, güneyden Tokat merkez ve güneybatıdan Turhal ilçesi ile çevrilidir. ilçenin üzerinde bulunduğu ovanın kuzeyinde; Canik dağı içerisinde değerlendirilen Karınca dağı, güneyinde Sakarat ve Boğalı dağları, doğu ve batısında da bu dağların uzantıları yer almaktadır.

Erbaa'nın Ekonomik Yapısı
  Erbaa Tokat'ın en zengin ilçelerinden biridir. İlçe Ekonomisi geniş ölçüde tarım ve sanayiye dayalıdır. Mikro Klima özelliğine sahip İlçemizde, iklimin uygunluğu dolayısıyla narenciye dışında hemen hemen tüm ürünler yetişebilmektedir.

Bunlardan başlıcaları; Hububat, Endüstri bitkileri, yem bitkileri, meyve ve sebze ürünleridir. Son yıllarda bağcılık, fındık ve kivi yetiştiriciliğinde gelişmeler olmaktadır.

Örtü altı sebze yetiştiriciliği ve kesme çiçek yetiştiriciliği ile beraber, sırık domates yetiştiriciliği önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır.

Yüksek yerleşime sahip köylerimizde ise; besi hayvancılığı, süt inekçiliği ve arıcılık önemli yer tutmaktadır. Gökal Beldesi ve civar köylerde de fındık ve çilek üretimi her geçen gün artmaktadır.
Erbaa'da bulunan mevcut sanayi sektörüne dikkat edildiğinde ise tekstil, toprak ve orman sanayinin ağırlığı açıkça görülür. Önceleri istihdamda lokomotif görevini üstlenen toprak sanayi son yıllarda yerini tekstil sanayisine bırakmıştır. Erbaa 1950'den başlamak suretiyle ve bilhassa 1990'lardan itibaren sanayi alanında yaşadığı hızlı gelişim Erbaa'nın ekonomik değerleri bakımından tarımsal ekonomi ile denge sağlamış ve bu gelişim tarımsal ekonomiyi geride bırakacağı öngörülmektedir.

Erbaa'nın Sosyal Yapı
  Erbaa'da Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi bulunmaktadır. Bu merkezin amacı sanat ve kültürümüzün gelişimini sağlamak çağdaş ve geleneksel kültürümüzün ürünlerini araştırmak arşivlemek milletimizin tanıması yararına sunmaktır. Erbaa Halkına her yaş seviyesinde müzik resim tiyatro ve el sanatları gibi vb. Alanlarda kurslar düzenlenir. Bu merkezde sergi salonu kütüphane, sinema salonları ve satış reyonları bulunur. Her yıl Temmuz ayında düzenlenen yayla şenlikleri kapsamında sergiler, konserler, şenlik ve yarışmalar gibi etkinlikler olmaktadır.

Erbaa'da ramazan geceleri Belediyemizin geleneksel olarak düzenlediği ramazan etkinliklerinde ortaoyunu, ateşbaz ve ilizyon gösterileri Erbaa Cumhuriyet meydanında sahnelenmektedir.

Erbaa'nın güneydoğusunda toplumun doğayla iç içe yaşabileceği ve dayanışmayı arttıracağı, vatandaşlarımızın bol oksijenli bir hava teneffüs edebilecekleri çam ağaçlarıyla kaplı alanda mesire yeri olup, içinde tenis kortu, olimpik yüzme havuzu, huzurevi ve aşevi tesisleri olan güzide bir mekândır.

Çamlık aile mesire yeri önceden planlanmamış bir semaver ya da mangal keyfinin kilometrelerce yol gitmeye gerek kalmadan yapılabildiği bir mekândır. Ayrıca Erbaa'ya 2013 yılının sonuna kadar bitmesi planlanan yeni bir kültür merkezi yapılmakta olup içerisinde sinema salonları, toplantı salonları ve kafeterya bulunmaktadır.

  Foto | www.tokat.gov.tr 
  KAYNAK | tr.wikipedi.com  | www.tokat.gov.tr 
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net