Responsive Ad Slot

Tokat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tokat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

46 Yıllık Hayal Gerçek Oldu

Hiç yorum yok
Tokattan.net | 46 Yıllık Hayal Gerçek Oldu
T
okat Havalimanı projesi; 1976 yılına kadar süren bürokrasi mücadelesiyle başladı, dönemin Tokat Milletvekili Ali Şevki EREK’in yoğun talebi ile gündeme geldi ve 1980 darbesiyle rafa kalktı. 1987'de dönemin Tokat Valisi Recep YAZICIOĞLU'nun gayretleriyle 1700 metrelik tamamlanan pist inşaatı ile fiili, hukuki ve mali sebeplerden dolayı bir türlü tamamlanamayan ve bir işçi tarafından korunan ölü bir yatırım haline geldi. 1995 açılan Havalimanı, 2001 krizinde tasarruf tedbirleri nedeniyle kapatıldı, 2006 yılında tekrar açıldı. 2017 yılında tekrar kapanan Tokat Havalima'nın yeniden yapılması için başlanılan çalışmalara hızlandırıldı.

1976'dan 2022'ye belgeler ışığında dönemin tanıklarının mütevazı beyanları ile 46 Yıllık Hayal; Tokat Havalimanı'nın bilinmeyen trajikomik hikayesi...

Geçmişten Günümüze Tokat Havalimanı
Tokat Havalimanı'nın hikayesi 1976 yılında kadar süren bürokrasi mücadelesinin ardından başladı. Süleyman DEMİREL’in başbakanlığındaki 4.'üncü Demirel, 1. Milliyetçi Cephe (AP, MSP, CGP, MHP) Hükumeti (31 Mart 1975 - 21 Haziran 1977) vardı, iktidarda ve o dönem Tokat’tan Milletvekili olarak meclise giren Ali Şevki EREK, Gençlik ve Spor Bakanı idi.

Hava ulaşımın yurt sathına yayılması için Fee Der-Lines (Kısa menzilli iç hatlar ve besleyici havayolu şebekesi) projesi gündeme gelince T.B.M.M. ‘deki Tokat kamuoyunun temsilcisi Ali Şevki EREK, dönemin Eski Ulaştırma Bakanı Nahit MENTEŞE’ye Tokat’a Havalimanı yapılması için gelen iletti. Bakan MENTEŞE yoğun talep karşısında ilgili bürokratlardan Tokat'a havalimanı için bir rapor hazırlanmasını istedi ve 2 Ağustos 1976 tarih ve 307 sayılı raporun sonucu dönemin Gençlik ve Spor Bakanı Ali Şevki EREK’e iletti.

Ali Şevki EREK’e ileten raporda özetle şu ifadeler yer alıyordu;
Ankara-Samsun-Çorum-Amasya-Tokat hattında haftada karşılıklı 10 seferi gerektiren 14000 kişilik havayolu yolcusu potansiyelinin bulunduğu, DLH ve DHMİ Genel Müdürlük uzmanlarından kurulu bir heyet tarafından mahalli meydan yeri seçiminde Tokat - Turhal yolu 30. km'de Ovayurt mevkiinde bir sahanın havalimanı inşaatına elverişli olduğu ve belli aşamalardan sonra Fee Der-Lines projesinin tatbikatı ile Tokat ilinin de hava ulaşım hizmetlerinden yararlanmasının mümkün olacağı tespit edildi.
Hazırlanan uygundur raporuna rağmen 1977 milletvekili seçimleri, hükumet değişiklikleri (Haziran 1977, Ocak 1978, Kasım 1979) ve akabinde 1980 darbesiyle birlikte Tokat Havalimanı projesi rafa kalktı.

Tokat ve Tokatlı, Tokat'a havalimanı projesinden asla vazgeçmedi, dönemin Tokat Valisi Recep YAZICIOĞLU'nun girişimi ve il genel meclisinden 31.07.1987 ve 23 sayı ile alınan bir kararla konu yeniden gündeme getirildi. Uygun görülen bugünkü arazi önce Türk Hava Kurumu'na 49 yıllığına tahsis edildi ve irtifak hakkı kondu.

Turgut ÖZAL başbakanlığındaki 46.'ncı Hükumetin 1987-1988 dönemi programında yer alan ulusal ulaşım ağı projesine dahil edildi. ÖZAL hükumetinin 1988-1990 tarihlerindeki Ulaştırma Bakanları Ekrem PAKDEMİRLİ ve Cengiz TUNCER döneminde Ulaştırma Bakanlığı tahsisat takviyesi ve özel idarenin imkanlarıyla 1700 metrelik pist inşaatı tamamlandı. Pist inşaatından sonra Tokat Havalimanın eksiklerinin giderilmesi için sayısız yazışmalara konu oldu. “…alın sizin olsun…” mealindeki yazışmalardan bir sonuca ulaşılamadı. Ulaştırma Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Hava Kurumu meydanı tamamlamak ve açmak konusunda kendilerini geri çekerek Tokat Valiliğini yalnız bıraktı. Ve 1992 yılı başında tamamlanamayan, fiili, hukuki, mali sebeplerden dolayı işletmeye açılması söz konusu olmayan ve özel idareden görevlendirilen bir işçi tarafından korunan ölü bir yatırım haline geldi.

1991 yılında Tokat Milletvekili seçilen ve Tansu ÇİLLER hükümeti döneminde 27 Kasım 1993’te önce Gümrüklerden, sonra 20 Aralık 1994’te Türk Hava Yolları’nın bağlı olduğu Özelleştirmeden sorumlu devlet bakanlığına görevine getirilen Ali Şevki EREK, THY’den Tokat Havalimanı için tam ve yetkili olarak detay bir ön rapor hazırlattı. Dönemin Devlet Bakanı Ali Şevki EREK, 6 Nisan 1995 tarihli B.02.0.004/24/00824 sayılı yazı ile hazırlanan ön raporu dönemin Ulaştırma Bakanı Mehmet KÖSTEPE’ne iletti ve Tokat Havalimanı'nın ön raporda yer alan eksiklerinin giderilerek hizmete açılmasını talep etti. Ulaştırma Bakanlığı, havalimanı için eksiklerin giderilmesi için çalışmalara başladı. 30 Mayıs 1995’te Ali Şevki EREK’in Ulaştırma Bakanı olmasıyla çalışmalar ivme kazandı. Deneme uçuşları, güvenlik, iniş, kalkış, itfaiye, teknik aksanı ve iletişim vb. eksiklikler giderildi, hukuki alt yapı nihai çözüme bağlandı.

Tansu ÇİLLER başbakanlığındaki 51.'inci Hükumetin Tokatlı Ulaştırma Bakanı, Ali Şevki EREK'in desteğiyle yapımı tamamlanan Tokat Havalimanı'na, 25 Ağustos 1995 günü TOKAT isimli RJ 100 tipi 100 kişilik Türk Hava Yolları uçağının inmesiyle havalimanı resmen ve fiilen trafiğe açılmış oldu. Önceleri haftada bir sefer yapılan Tokat Havalimanı'na zaman zaman özel ve askeri uçaklarda indi.

1995 yılında ilk uçuş gerçekleştirilen ve 6 yıl hizmet veren havalimanı 2001 yılında dönemin koalisyon hükumetince tasarruf tedbirleri gerekçesiyle 31.01.2002 tarihine kadar kapatılan 7 havalimanından biri oldu.

5 yıla yakın bir süre kapalı kalan Tokat Havalimanı, pist, teknik aksam ve hizmet binaları itibariyle önemli ölçüde bakımsızlığın etkisinde kaldığından yeniden ulaşıma açılması için pist uzaması da dahil onarım ihtiyacı zaruri hale geldiği tespit edildi. Tokat milletvekilleri, yerel sivil toplum örgütlerinin önemli gayretiyle ve yapılan çalışmalarla Tokat Havalimanı pisti 1925 metreye çıkartılarak Atlas Jet firmasının uçuşu ile 03.12.2006 tarihinde dönemin Ulaştırma bakanı Binali YILDIRIM tarafından tekrar hizmete açıldı.

Atlas jet uçaklarının müsait olmaması nedeniyle Aralık 2008’de duran uçuşlar, 07 Mayıs 2010 tarihinde Borajet uçaklarının 7 Mayıs 2010’da Tokat Havalimanı'na inmesiyle tekrar başladı. 2017 Nisan ayında ise küçük gövdeli uçağa sahip şirketin iflasıyla birlikte pist ve altyapı sorunları kapsamında, uçuş güvenliği gerekçesiyle hava trafiğine kapatıldı.

Yeni Tokat Havalimanı Projesi
Tokat ve Tokatlının 1976 yılında başlayan havalimanı hayali 19 yıl sonra 1995'de kısmende olsa gerçekleşti, ama havalimanı sorunları bitmedi. Yıllarca Tokat Havalimanı dahil o dönemde yapılan havalimanları için; “…Hazinenin parası toprağa gömülmüştür…”, “…Havaalanlarında inekler otluyor…”, “…Bu kadar havaalanına ne gerek var?…”, “…Bu havaalanları oy için yapılmıştır…” ve“…Bu paralar başka ihtiyaçlar için sarf edilmeliydi…” eleştirileri yerel ve ulusal basında yer aldı. Kapandığı dönemde üzerinde uçurtma şenlikleri düzenlendi, uçuşların tekrar başlaması için cami minaresi bile tıraşlandı. Yenisi yapılsın diye yıllarca tekrar tekrar Ankara'ya mekik dokundu, tutulmayan sözlere rağmen vazgeçilmedi.

Tokat ve Tokatlının Havalimanı hayali 46 yıldır, yapılan mevcut havalimanına rağmen devam ediyordu. Yaşanan sıkıntıları aşmak için yeni ve modern bir havalimanı ihtiyacı olduğu muhakkak idi. Lakin siyasetçi ve bürokratlar için yıllardır verilen sözlere rağmen havalimanı yapılan bölgede şahıslara ait arazilerin olması, havalimanının genişlemesi için büyük rakamlara ihtiyaç duyulması ve yapılacak yatırımın ekonomik olmaması gibi nedenlerle yeni bir havalimanı yapılmaması için önemli bir gerekçe. Tokat ve Tokatlı yıllarca bu gerekçeleri aşmak için mücadele etti.

Tokat'ın havalimanı ihtiyacını 14.12.2012 tarihinde Tokat çevre yolu açılışına katılan dönemin Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM bu sözlerle birinci ağızdan şu ifadelerle dile getirsi;
Düzenli sefer olmayınca sizler hava yolunu tercih etmiyorsunuz. Vaz mı geçeceğiz? Elbette vazgeçmeyeceğiz. Arkadaşlarıma; Kazova’yı tarayın mutlaka güzel bir havaalanı Tokat’ın olacak, başka yolu yok. Hiçbir mazeret istemiyorum dedim. Şimdi çözümü bulduk. Kamulaştırmalar başlayacak, sizlerden destek istiyorum. Bu işin kısa sürede yapılması için bize yardımcı olmalısınız. Tokat’ı havalandıracak olan, Tokat’ın çok güzel bir hava limanına sahip olmasıdır. Bunu bir an önce yapabilmeniz için sizden destek istiyorum. İşimizi zorlaştırmayın, kolaylaştırın. İnşallah önümüzdeki senenin ortalarında Tokat Havaalanı’nın inşaatına başlayacağız.

Tokatlı, hali hazırda Tokat merkezde hizmet veren havalimanının yeni yerine yapılmasını beklerken Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM’ın 2016 yılında Yeni Şafak gazetesine yansıyan
Havayolu halkın yolu dedik. 2016 yılı içinde de 6 yeni havalimanı ile ilgili proje çalışmaları yapacağız. Bunlar, Artvin-Rize Havalimanı, Edirne- Kırklareli Havalimanı, Yozgat Havalimanı, Niğde Aksaray Havalimanı, Karaman Havalimanı ve Batı Antalya Havalimanı olacak.
açıklaması ile bir kez daha hayal kırıklığına uğradı ama pes etmedi.

Yeni Tokat Havalimanı projesi için kamuoyu desteği oluşturuldu. Sadece Tokat merkezli STK'lar değil İstanbul'da Tokatlıların en büyük STK'sı kısa adı TOKKON olan İstanbul Tokat Dernekleri Konfederasyonu da Binali YILDIRIM'ın 6 yeni havalimanı açıklaması üzerine bağlı olan Federasyon ve Dernek Başkanları ve üyeleri ile 26 Ocak 2016 Salı günü Ankara çıkarması yaptı. Parti grup toplantısı sonrası dönemin Başbakanı Ahmet DAVUTOĞLU ile bir araya gelerek dönemin Başbakan DAVUTOĞLU'na konunun hassasiyeti üzerinde sunum yaptı.

Toplantıya katılan TOKKON üyesi Esenyurt Tokat Dernekler Federasyonun o dönemki başkanı Salih YILMAZ; görüşmede dönemin Başbakanı DAVUTOĞLU'na şu ifadeleri paylaştı
Sayın Başbakanım, Tokat'ımızın çok sorunu var. Her şeyi anlatıp, hepsini isteyip, hiç bir şeyi alamamaktansa öncelikli sorunumuz yeni havalimanımızın yapılmasını ısrarla istiyoruz ve bu toplantıda sizden tek talebimiz budur.
Gerek Tokatlı siyasetçiler ve bürokratların gerekse STK, iş adamları ve medya baskısı sonuç verdi, 6 yeni havalimanı projesine Yeni Tokat Havalimanı da dahil edildi, kamulaştırma çalışmalarına başlandı. Yeni ve modern Tokat Havalimanı, mevcut havalimanı yakınlarında bulunan Söngüt ve Çerçi köyleri çevresindeki yaklaşık 2 bin 200 dönüm arazi üzerine yapılması planlanırken yaklaşık bin 200 civarında hak sahibi ile kamulaştırma çalışmaları için görüşmelere başlandı. Projenin Tokat ayağını; 25 Ağustos 1995 Cuma günü Tokat Havalimanın resmen ve fiilen trafiğe açılışında yer alan, o dönem Ali Şevki EREK’in basın danışmanlığını yürüten ve 2015 Aralık ayında Tokat Havalimanı DHMİ Müdürlüğü görevine getirilen Yücel Besim ALADAĞ takip etti.

2018 yılında yapımına başlanan proje kısmen tamamlansa da 2020 yılında pandemi nedeniyle askıya alınınca gerek Tokatlı siyasetçiler ve bürokratların gerekse Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri, iş adamları ve medya baskısı ile yeniden başlandı.

2018 yılından itibaren üst yapı işini yürüten firmanın pandemi de yaşadığı tedarik sıkıntısı ile 2021 yılında iflası nedeniyle proje sekteye uğrasa da yeni firma ile Tokat Havaliman'ın açılışı 2022 Mart ayına yetiştirildi.

25 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN'ın
Eski havalimanı ile mukayese edilemeyecek modern bir eser olan yeni havalimanımızın Tokat'ımıza ve burayı kullanacak herkese hayırlın olmasını diliyorum.
cümleleriyle açılışı yaptığı Tokat Havalimanı, yeni ve modern yüzüyle hem Tokat'ın hem de bölgenin ekonomik, sosyal ve turizm açısından kalkınmasında önemli bir kavşak haline gelecektir.

Tokat Yeni Havalimanı'nın Özellikleri
Havacılık Teşkilatı'nın yaptığı sınıflandırmaya göre yıllık 2.000.000 yolcuya hizmet verecek terminal kolaylıklarına ve düşük görüş şartlarında uçakların piste inişlerine imkan veren ILS CAT 1 hassas yaklaşma kategorisine sahiptir.

Güncel maliyetle yaklaşık 1.2 Milyar TL'ye mal olan yeni havalimanı; 240x120 metrelik 5 yolcu uçağı, 120x120 metrelik 2 kargo uçağı olmak üzere 7 uçak park kapasiteli apronu bulunan, 2 bin 700 metre pist uzunluğu 45 metre genişliğiyle uluslararası uçuşlara da elverişli olacak şekildi inşa edildi. Kargo terminali hariç 25 bin 500 m2 kapalı, 2 bin 500 dekar açık alana sahip Tokat Yeni Havalimanında, 16 bin 200 m2'lik iç ve dış hatlar terminali, 2 bin 300 m2'lik Teknik blok ve kule, 2 bin m2'lik ARFF binası ve 2 bin 500 Genel amaçlı garaj yer almaktadır.

Türkiye'nin 57.'nci havalimanı olan Tokat Havalimanı şehir merkezine 18 km uzaklıkta ve Kayseri ile birlikte şehir merkezine en yakın havalimanlarının başını çekmektedir.

Ve Tanıklar
Tokat ve Tokatlı'nın havalimanı hayali 1976 yılında o’nun talebi ile başladı, bir dönem siyasete ara vermek zorunda kalsa da bu hayalin takipçisi olmaktan vazgeçmedi.

19 yıl süren mücadelenin sonunda 1995‘de Tokatlının havalimanı hayali gerçekleştirerek açılışını yapmak Ulaştırma Bakanı olarak O’na düştü. Tokat Havalimanı hayali yüzünden gerek ulusal gerekse de yerel düzeyde birçok eleştiriye maruz kalan Tokat’ın unutulmaz siyasi yüzlerinden Eski Bakan Ali Şevki EREK’e Tokat Havalimanı ve yaşanılanları sorduk. Eski Bakan Tokat Havalimanın trajikomik hikâyesini doğrularken konuşmamızın sonunda şu ifadeleri paylaştı;
Bir şeyler yapabildiysem; Allah indinde zayi olmasın, devlete, millete ve değerli Tokatlı hemşerilerimize helali hoş olsun.
Tokat'a yeni ve modern bir havalimanı kazandırılması için yapılan çalışmaları diğer Tokatlı siyasetçiler, bürokratlar ve STK temsilcileri ile birlikte takip ederek projenin Ankara ayağını yürüten T.B.M.M. Anayasa Komisyonu Başkanı ve Tokat Milletvekili Yusuf BEYAZIT, Yeni Tokat Havalimanı için şu ifadeleri paylaştı;
Tokat'ımızın gelişimine katkı sağlayacak ve kalkınma seferberliğini daha da ileriye taşıyacak olan yeni Havalimanı, kavşak ve bağlantı yollarıyla şehrimizin dışa açılan dördüncü kapısı olacaktır, Tokat'ın üretim gücünü geliştirip arttırmak ve şehrin ticari hayatını daha da geliştirecektir. Havalimanı Tokat'ı dünyaya, dünyayı Tokat'a bağlayacaktır. Geçmişten günümüze emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Tokat'ımıza hayırlı olmasını diliyorum.
Hasan AÇIKEL Tokattan.net
Tokattan.net
BasciftlikBlog.com

Tokat'tan İstanbul'a Bir Başarı Hikayesi

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Tokat'tan İstanbul'a Bir Başarı Hikayesi
T
okat Reşadiyeli ÖZMEN ailesinin Tokat'tan İstanbul'a uzanan başarı öyküsü "Gurur Fotoğrafı" spotuyla Takvim Gazetesinin manşetinde, "Bu kareden vali yardımcısı 1 doçent, 3 öğretmen çıktı." spotuyla Sabah Gazetesi'nde de yayınlandı. Ali ALTUNTAŞ tarafından nostaljik bir fotoğraftan yola çıkılarak hazırlanan haberin girişinde; "Tokatlı Esat Özmen, oğluna torunlarını okutmasını vasiyet etti. Salih Özmen de babasını dinledi. Şoförlük yaparak, peynir satarak evlatlarını üniversite gönderdi. Onların hepsi de bu emeğin hakkını verdi. Kimi vali yardımcısı, kimi doçent, kimi de öğretmendi..." ifadeleri yer aldı.

Ulusal düzeyde yayın yapan Takvim Gazetesi 14 Şubat 2022 tarihli baskısında; Tokat Reşadiyeli ÖZMEN ailesinin ve aile fertlerinin Tokat'ın Reşadiye İlçesi Nebişeyh Köyünden İstanbul'a uzanan başarı öyküsünü "Gurur Fotoğrafı" spotuyla manşetine taşıdı. Nostaljik bir fotoğraftan yola çıkılarak hazırlanan haber, Takvim Gazetesi ile birlikte geniş haliyle "Bu kareden vali yardımcısı 1 doçent, 3 öğretmen çıktı." spotuyla Sabah Gazetesinde de yayınlandı.

Sabah Gazetesi'nde Ali ALTUNTAŞ tarafından kaleme alınan haberin detayında şu ifadeler yer aldı;
Tokat'ın Nebişeyh Köyünde ilkokul mezunu olan Salih ve Seher Özmen (68)  çifti, içlerinde bir ömür boyu uhde olarak kalan okuna aşkını çocuklarına aşıladı. Baba Salih Özmen şoförlük yaparak, anne Seher Özmen ise ineklerinin sütünden yaptığı peynirleri satarak 5 çocuğuna üniversite okuttu. O çocukların hepsi şimdi devlet memuru oldu.

İstanbul Üniversitesi'nde bahçıvanlık yapan ve okuma yazma bilmeyen Büyükbaba Esat Özmen'de torunlarının okuyup memur olmalarını istedi. İlkokula giden torunlarıyla fotoğraf çektiren Büyükbaba; "Sizler okuyup büyük adam olunca, birde o zaman fotoğraf çekinelim, söz mü?" dedi. 36 yıl önce köy evinde çekilen o fotoğraftan bir vali yardımcısı, bir doçent doktor üçte öğretmen çıktı. Sözlerini tutan çocuklar yıllar sonra aynı fotoğraf karesini tekrar çekse de fotoğraftaki tek eksik bugünleri görmeye ömrü yetmeyen büyükbaba Esat Özmen oldu.

Tokat'ın Reşadiye İlçesi Nebişeyh Köyü'nde yaşayan Esat Özmen, yarım asır önce ailesini geçindirebilmek için İstanbul'a gitti. İstanbul Üniversitesi'nde bahçıvanlık yapan Özmen, maddi imkansızlıklar nedeniyle oğlu Salih'e (68) ancak ilkokulu okutabildi. Üniversitedeki hocaları gördükçe okumanın önemini daha çok anlayan Esat Özmen oğlu Salih'e "Ben seni okutamadım ama sen torunlarımı okutacaksın" dedi.

GERÇEKLEŞEN HAYALİNİ GÖRMEYE ÖMRÜ YETMEDİ 

Babası gibi kendisi de okuyamayan Salih Özmen, ilkokul mezunu olan eşi Seher Özmen ile birlikte tüm zorluklara göğüs gererek çocuklarını okuttu. Özmen çiftinin çocuklarından Halil (50) Kırklareli Anadolu Lisesi'nde öğretmen, Necmettin (47) Sabahattin Zaim Üniversitesi'nde Doç. Dr. , Mevlüt (44) Manisa vali yardımcısı, Erhan (44) Sultanbeyli İmam Hatip Lisesinde coğrafya öğretmeni ve Aslıhan (37) ise sosyal bilgiler öğretmeni oldu. Şuanda Manisa Vali Yardımcılığı görevini yürüten Mevlüt Özmen "Büyükbabam ve babaannemle birlikte ilkokula giderken bir fotoğraf çektirmiştik. Büyükbabam o zamanki yoksulluk nedeniyle ne kendisi okuyabilmiş ne de babamı okutabilmiş. Tek hayali bizlerin okuyup büyük adam olmamızdı. 36 yıl önce fotoğraf çekinirken 'bize okuyup büyük adam olduğunuzda yine fotoğraf çekinelim' demişti. Bizde ona söz vermiştik. Sözümüzü tutup hepimiz okuduk, kimimiz doktor kimimiz öğretmen olduk. Büyükbabam bizim üniversite zamanlarımızı gördü ama mesleğe geçtiğimizi görmedi, ömrü yetmedi. 36 yıl önceki çektirdiğimiz fotoğrafı tekrar çektirdik ama o karedeki tek eksik büyükbabam ve babaannem oldu. Bizi üzende bu oldu. Keşke bizim onlara verdiğimiz sözü tuttuğumuzu görselerdi" diye konuştu.

KÖYDE EKİN BİÇEREK, ŞEHİRDE SU SATARAK OKUDU

Çocukluk yıllarında annesinin ineklerin sütünü satarak babasının ise şoförlükten kazandığı parayla 5 çocuğu birden okuttuğunu belirten Vali Yardımcısı Mevlüt Özmen; "Bizleri okumamız yönünde hep büyükbabam yönlendirdi. Çünkü kendisi okuma yazma bilmiyordu. Babamda ilkokuldan sonra okuyamadığı için bizim hep okumamızı istedi. Biz yazları köyde ekin biçerek babama yardım ediyorduk. 90 yılların başında ise İstanbul'a taşındık. Burada da kardeşlerimle Beyazıt meydanında su sattık. Bu şekilde hem ailemize destek olup hem de okul harçlığımızı çıkarıyorduk. Yoksulluk içinde geçen bir öğrenim hayatının ardından çok şükür tüm kardeşler bir yerlere geldik."

"KÖYE YÜRÜYEREK GİTTİKLERİNİ DUYUNCA BABAMA OTOMOBİL ALDIM"

Artvin Yusufeli Kaymakamı olduktan sonra babasının emekli olabilmek için çalıştığı minibüsü satmak zorunda kaldığını belirten Manisa Vali Yardımcısı Mevlüt Özmen; "Babam ve annem bizim okuyup bugünlere gelmemizin asıl mimarlarıdır. Onlar çok yokluk çektiler ama bir gün bile herhangi birimize çalışıp bize destek olun demediler. Babam son zamanlarda emekli olabilmek için yolcu taşıdığı minibüsünü satmıştı. Annemi bir gün aradığımda araba bulamadıklarını ve ilçeden köye yaya olarak gittikleri söyledi. O an cümleler boğazıma dizildi. Hemen Yusufeli'nde 2005 model bir otomobil satın aldım. Babalar günü aynı zamanda babamın doğum günüydü. O gün arabanını anahtarını hediye paketi yaptırıp babama verdim. Babam o an çok şaşırdı ve "Oğlum neden otomobilinin anahtarını bana verdin" dedi. Bende babamı balkona çıkartıp "Baba bu anahtar beyaz arabanın, beyaz arabada senin" dedim. Babam o an çok duygulandı ve gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Daha sonra babamı ve annemi hacca gönderdim. Ne yapsam onların hakkını ödeyemem" dedi....

 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Tokattan.net
 Sabah.com.tr

Gönüllerden Göklere Bağış Uçaklar

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Gönüllerden Göklere Bağış Uçaklar
Ü
lkemizde, Osmanlı döneminde dünya havacılık tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen 1911 yılının hemen ertesinde Türk Askeri Havacılık Teşkilatı ile başlayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal Göklerdedir” ifadesiyle Türk Tayyare Cemiyeti ile devam eden havacılığın bu coğrafyada kökleşmesinde, ekonomik imkansızlıklar içindeki halkın, ordusuna gönülden yaptığı yardımlarla 10 yılda alınan 351 uçak ile Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile'nin içinde yer aldığı bir çok ilin ve ilçenin ismini göklere taşındı.

Havacılığın temelini oluşturan insanoğlunun uçma arzusu yüzyıllar boyunca devam çalışmaların temelini oluşturur. İnsanlık 18’inci asırda balonlarla başladığı uçmaya, 19’uncu asırda planörlerle, 20’nci yüzyılın ilk yıllarından itibaren uçaklarla gerçekleştirmiştir. Dünya tarihinde havacılıkta baş döndürücü gelişmelerin başlangıcı olarak 17 Aralık 1903 tarihinde Wright Kardeşler’in yaptıkları hava aracının motor gücü ile yerden kesilmesi ve kısa süre havada kalması uçakla yaptığı ilk uçuş kabul edilmektedir.

Osmanlı Devleti’nin son zamanlarına rast gelen bu gelişmelere Osmanlı idarecileri duyarsız kalmamış, Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, 1910 yılı başında Kur. Bnb. Ali Fethi Okyar’ı Paris’e, Kur.Bnb. Enver Bey’i de Berlin/Almanya’ya ataşemiliter olarak göndermiş ve havacılık hakkında bilgi toplamalarını istemiştir. 1910 yılından itibaren Osmanlı Ordusu havacılık ile ciddi olarak ilgilenmeye başlamış, 14 Şubat 1911 tarihinde Genelkurmay emri ile Teğmen Yusuf Kenan ve Yüzbaşı Fesa Bey’in Fransa’da Bleriot Okulunda pilotaj eğitimine göndermiştir.

Uçağın ilk defa askeri maksatla kullanıldığı Trablusgarp Harbinde, Trablus’a saldıran İtalyanların 1 Kasım 1912’de havadan uçakla bomba atmaları Osmanlı askeri idarecilerinin dikkatlerini uçakların üstüne çekmiş ve onları havacılıktan askeri bir güç olarak yararlanmanın yollarını aramaya sevk etmiştir.  Dünya havacılık tarihi, 1911 yılında Tayyare Komisyonu adı altında idari olarak çalışmalar yapmış, Hava Okulu kurulması için o dönemde Barutcubaşızadelere ait Yeşilköy'deki arazi tespit edilmiş, 1912 yılında ise envantere alınan REP, Deperdussion, Bleriot ve Bristol tipi uçak gücü ile fiili olarak Türk havacılığı ile tanışmaya başlamıştır.

Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, 12 Mart 1912 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında “Askeri Havacılık” hakkında bir kanun projesini hükümete kabul ettirmiş, ancak Osmanlı bütçesinde uçak satın almak için yeterince kaynak bulunamayınca Donanmay-ı Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyetine müracaat edilerek bağış yoluyla para talebinde etmiştir. Sultan Reşat bir tayyarelik bağışta bulunmuş, Mahmut Şevket Paşa uçak alımı için 30 altın bağışlamış, ayrıca altı aylık maaşının dörtte birini de bu işe tahsis etmiştir. Padişahın ve Harbiye Nazırının ilk bağışları yapmaları halk arasında büyük bir sevinç yaratmış ve teşvik unsuru olmuştur. Kampanyaya İstanbul’dan ve diğer bölgelerden başta her rütbedeki asker ve sivil devlet memurları olmak üzere esnaf, sanatkar ve diğer mesleklerden vatandaşlar katılmıştır.

Kısa süre büyük gelişmeler gösteren Türk askeri havacılığı, itilaf devletlerinin 1. Dünya Savaşı’nın galibi olarak uçaklara el koyması ise akamete uğrasa da bir avuç havacının İstanbul'dan Konya'ya kaçırdığı uçaklarla hava gücünün devamlılığı sağlanarak, Kurtuluş Savaşı sırasında, ülkenin doğusu ve batısındaki cephelerde başarılı hava görevleri icra edilmiştir.

Kurtuluş savaşının yoksul bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti tüm imkansızlara rağmen 1925 yılında kurulan ve Atatürk’ün "İstikbal Göklerdedir" ifadesiyle vücut bulan Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) ile hava kuvvetlerinin kısa sürede yüzlerce uçak edinmesini sağlayacak bir kampanya başlattı. "Hava Gücünü Kuvvetlendirme" kampanyasına katılan Anadolu halkı, 1925-1935 yılları arasında 50 milyon TL bağışta bulundu. Cumhuriyetin ilk yıllarında halkın yaptığı bu fedakarlığı yaşatmak için her bir uçağa alınmasına katkıda bulunan il ve ilçelerin isimleri başlangıçta eski yazıyla, Harf Devrimi’den sonra da yeni harflerle Cumhuriyet ve Zafer bayramlarında "İsim Konma Töreni" adıyla düzenlenen törenlerle verildi.

Kampanya yurdun dört bir yanında büyük ilgi görürken, bu heyecana ortak olan İstanbul ve İzmir'deki Musevi ve Ermeni vatandaşlar da kurdukları dernekler aracılığıyla Hava Kuvvetleri'ne uçaklar hediye etti.

Kampanya kapsamında Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilen ilk uçak, Adana Ceyhanlıların yardımlarıyla İtalya'dan alınan A 300-4 tipi uçak oldu. İnönü ve Sakarya savaşı sırasında keşif ve destek uçuşları gerçekleştiren Vecihi Hürkuş'un test ettiği "Ceyhan" uçağıdır. Bunun hemen ardından Ankaralıların 7 ay gibi bir sürede topladıkları yardımlarla alınan ikinci uçak ise "Ankara" oldu. İsim verme töreni 29 Ekim 1926'daki Cumhuriyet Bayramı'na denk getirilirken, törene, Başkent'in yakın köyleri dahil bütün halk katıldı. Cumhuriyet Bayramı tören alanından geçiş yapan "Ankara" uçağı, şehrin üzerinden "Ankara tayyaresinden muhterem Ankaralılara tebrikler" yazılı kartlar attı.

Kampanyaya ilerleyen yıllarda İzmir 9, Manisa 6, Adana, Ödemiş, Trabzon, Edremit, İstanbul, Samsun 4'er, Bartın, Konya, Ereğli, Akhisar, Zonguldak, Fatsa, İnegöl, Giresun, Sürmene, Uşak, Bursa 3'er,Ankara, Muğla, Burdur, Çine, Milas, Sındırgı, Kemalpaşa, Eskişehir, Orhaneli, Bakırköy, Pınarbaşı, Çarşamba, Balıkesir, Menemen, Torbalı, Görele, Beşiktaş, Ayancık, Edirne, Keşan, Afyon, Geyve, Düzce ve Bafra 2'şer, Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile uçakla katıldı.

Kampanyaya Tokat, Erbaa, Niksar ve Zile uçakla katıldı. 1927 yılında Erbaa Belediye Başkanı Sururi SAY öncülüğünde önemli bir bölümü zengin tütün tüccarlarının desteği ile toplanan yardımlarla alınan 1012 numaralı uçağı Türk Hava Kurumuna hediye edildi, uçağa "Erbaa Tayyaresi" ismi verildi. Uçak, 1929 yılında Erbaa harmanlar mevkisine indirilerek sergilendi. Bugün Erbaa Kent Müzesi duvarında fotoğrafı sergilenen uçak, Erbaa'nın gurur kaynakları arasında yerini almıştır.

Kampanya destek olan Niksarlılar topladıkları paralar ile 30 Ağustos 1931 tarihinde aldıkları uçağı Türk Hava Kurumuna bağışladılar, uçağa "Niksar Tayyaresi" adı verildi. Tokatlılar da bu seferberliği destek olmuş, toplanan yardımlarla alınan uçak, "Tokat Tayyaresi" adıyla Ankara açıldıktan sonra Kazova Üçtepeler mevkine iniş yapmıştır. 1935 yılında Zileliler kendi aralarında topladıkları para ile Çekoslovakya'dan T16 tipi savaş uçağı alarak, Türk Hava Kurumuna bağışlanan uçağa "Zile Tayyaresi" adı verildi.

Türk Hava Kurumu çok kısa bir sürede büyük mesafeler kat etti. Tayyare Makinist Mektebi, Kayseri Uçak Fabrikası peş peşe faaliyetlerine başladı. Alman Junkers lisansıyla A-19 ve A-20 uçakları üretilerek bakım ve onarımları yapıldı, halkın büyük desteğiyle 10 yıl içinde 351 uçak satın alındı veya imal edildi.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Tayyareci.com      Osman Yalçın,Türk Havacılık Tarihinde Bağış Uçakları Yenidenergenekon.com Airporthaber.com

Evliya Çelebi'nin Gözüyle Şehr-i Tokat

1 yorum
Tokattan.net | Evliya Çelebi'nin Gözüyle Şehr-i Tokat
E
vliya Çelebi17. yüzyılda, yedi iklim, 18 padişahlık dönemi gezen, 71 yılı aşkın ömrünün 51 yılını seyahatlerde geçiren, bir diyardan bir başka diyara uzanan yollarda, farklı şehirlerde, farklı ülkelerde geçirmiş ve gördüklerini "Seyahatnâme" adlı eserinde toplamış, dünyaca ünlü bir seyyahtır. Ünlü gezgin seyahatleri sırasında Tokat ve çevresine de uğramış ve "Evvelâ Mısır ve Bağdad'dan başka Şam, Haleb, Aymtab, Diyarbakır, Tire, Manisa ve İzmir’dir. Sekizinci büyük şehir bu Tokat şehridir. Allah imar etsin." ifadeleriyle övgülerini dile getirmiştr...

Evliya Çelebi, 17. yüzyılda, Osmanlı topraklarını 40 yıldan uzun süren gezmiş ve gördüklerini Seyahatnâme adlı eserinde toplamış, dünyaca ünlü gezginlerden biridir. Evliya Çelebi seyahatleri sırasında Tokat ve çevresine de uğramış ve gördüklerini Seyahatname adlı eserinde okuyucusuna aktarmıştır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi adlı eserinde 17. yüzyılda Tokat ve çevresine dair gördüklerini okuyucusuna şöyle aktarıyor;
Evvelâ bu hoş-havalı şehrin dört tarafında olan bahçeleri, bostanları ve gülistan bağları içinde akan suları var ki her bir tatlı sulu ırmağın kıyısında direkli İrem Bağları gibi Rıdvan Cenneti bahçelerinde bülbüllerin figanları ve hoş sesli ötüşleri insanın ruhuna safa verir. Bütün meyveleri öyle ter ü taze ve suludur ki diğer beldelere türlü türlü meyvelerinden hediye götürürler. Henüz letâfeti ve tatlılığı bâki olup birkaç günde lezzeti değişmeyip yine taze ve tatlı kalır. 

 Ve her bağları birer çeşit köşk, havuz ve fıskiyeler ile süslenmiş ve türlü türlü ağaçlar ile bezenmiş olup bütün halkı zevk ve şevk ehli, garip insanları seven kimselerdir, kin ve hileden uzak, her şeyden temizlenmiş, derya gönüllü, cömert, yumuşak huylu ve sakin adamlardır. Herkes hakkımda iyi düşünüp genellikle bezirgân olduklarından herkes ile iyi geçinirler. Ve hayır işlemeyi ve imaret yapmayı severler. Her cami, saray ve imaretleri o kadar sağlam ve güzel yaptırırlar ki minnetsiz hanelerine ve hoş camilerine insan girse hayran olur. 

Bu şehrin yapılarında olan güzellik ve zariflik meğer Haleb şehrinde ola. Üstad mühendisler, var güçlerini harcayıp bu şehir yapılarını Amasya şehri yapılarından sanatlı olmak üzere tasarruflar, mukarnas, medine ve gilvîler etmişler ki bukalemun renkli dönen dünyada böyle işçiliği bir geçmiş mimar etmemiştir, zira bu şehir halkı gayetle varlıklı kimseler olduğundan hayrata çalışıp var güçlerini harcayarak Allah yolunda imaret ederler. O yüzden bu şehir günden güne büyük şehir olmadadır. Hatta kara ve deniz gezginleri içinde bu yeryüzü yedi iklim sayıldığında, bu Tokat şehri yedi beldedendir. 

Evvelâ Mısır ve Bağdad'dan başka Şam, Haleb, Aymtab, Diyarbakır, Tire, Manisa ve İzmir’dir. Sekizinci büyük şehir bu Tokat şehridir. Allah imar etsin. 

Bu şehrin zemini bir geniş bir ova ve verimli bir arazidir, asla dengi benzeri yoktur. Toprağı mamur ve her zaman halkı sevinçli, her tarafta mabedhaneleri güzel, amber kokulu pâk toprağı beğenilir, halkının ay ve yıl, gece ve gündüz nimetleri bol, her tarafta tatlı suları akar bir şenlikli şehirdir. Hâlâ Horasan Sultam Hacı Bektaş Velî duası bereketiyle bu eski şehir âlimlerin toplandığı yer, fâzılların kaynağı ve şairlerin meskenidir.

Bilginleri çoklukla felsefi ilimlerle ilgilenmezler. Ancak hadis ilmi, fıkıh ilmi ve feraiz ilmi görürler. Hepsi Numan ibn Sâbit (Hanefî) mezhebinde sâbit-kademlerdir. Tamamı pâk inançlı, mü'min, muvahhid, vera sahibi ve takva ehli kimselerdir.

Zengininin yoksulunun nimetleri gelene gidene açıktır. En aşağı derece kimseleri ve eğlenceye düşkün, hafif sayılan kimseleri bile kanaat sahibi olup yemeğini yalnız yemezlerdir, zira Allah'ın emriyle halkı "Yâ Ganî" ismine mazhar olduklarından o sıfat ile sıfatlandılar.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
 Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Seyit Ali KAHRAMAN

Adını Arayan Tokat

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Adını Arayan Tokat
i
lk olarak 1915 yılında dönemin Dâhiliye Nazırı Enver Paşa’nın da girişimiyle Trabzon için çıkarılan Emirname ile gündeme geldi, aradan 100 yılı aşkın süre geçti, 75 bin yerleşim yeri incelendi ve ülkemizde 12 bin 211 köy ismi Türkçeleştirme adı altında özellikle askeri darbe dönemlerinde çoğunlukla siyasi nedenlerle devlet politikası olarak değiştirildi. Ama isim değişiklikleri üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen yeni isimler sadece resmi yazışmalarda ve tabelalarda kaldı ama halk eski isimleri kullanmayı devam etti. Tokat’ta ismi değiştirilen 245 yerleşim yerinden eski ismine dönmeye çalışan köylerin hikayesi sizlerle…

İsim Değiştirmenin Tarihçesi
27 Ekim 1915 tarihinde Enver Paşa’nın da girişimiyle Dahiliye Nezareti (İçişleri Bakanlığı), Rumca, Lazca ve Gürcüce isimleri de kapsayacak şekilde yer adlarının değiştirilmesiyle ilgili olarak Trabzon için özel bir emirname yayınlandı.

Emirnamede: “Ermenîce, Rumca, Bulgarca, hatta Türk olmayan Müslüman kavimlere ait vilayet, sancak, kasaba, köy, dağ, nehir gibi bütün adlar Türkçeleştirilecektir.” İfadeleri yer aldı.

Dahiliye Nezareti’nde kaleme alınan bu emirname, 24 Teşrîn-i Sanî 1331 (7 Aralık 1915) tarihinde Trabzon Vilayeti Mektub-i Kalemî (Trabzon Valiliği Yazı işleri Müdürlüğü)’ne gönderiliyor. Trabzon Valiliği’nin 20 Haziran 1916’da kaleme aldığı 63 sayılı cevabî yazı da Vilayet Encümeni tarafından onaylanarak 3 Temmuz 1916 günü İçişleri Bakanlığı’na gönderildi.

Yerleşim birimlerinin isimlerinin “Türkçeleştirilmesi” ilk olarak 10 Aralık 1920 tarihinde “devlet politikası” şeklinde gündeme geldi ve 1922 yılında ilk adım olarak birçok ilçe, köy, kasaba, dağ, köy isimleri Türkçeleştirildi. Uygulama ise Artvin’de Lazca ve Gürcüce isimler için 1922 tarihinde başlatıldı.

1925 Şeyh Said Ayaklanması’ndan sonra Doğu ve Güneydoğu’da yapılan isim değişikliklerinin ardından, 1934 - 36 yılları arasında 834 köye Türkçe isimler verildi. 1938 Dersim hadisesiyle birlikte isim değiştirme genelgelerle, valilik kararlarıyla devam etti. Kürtçe, Arapça, Ermenice, Lazca, Gürcüce, Çerkezce isimler genelgelerle ya da yerel yönetimler ve valilik tasarrufu ile değiştirildi.

1940 yılında İçişleri Bakanlığı’nın 8589 sayılı genelgesi ile ad değiştirme işlemi resmileşti ve tek elden yapılmaya başlandı.

1957 yılı ise Genelkurmay Başkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi ile Türk Dil Kurumu’nun temsilcilerinin bulunduğu “Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu” oluşturuldu. Değişen hükümetlere rağmen bu kurulun faaliyetleri hiçbir aksamaya uğramadan 1978 yılına kadar devam etti ve bu tarihler arasında binlerce isim değiştirildi.  12 Eylül 1980 Askerî Darbesi’nden sonra, askerî rejim tarafından daha bir hızlandırılarak devam ettirildi. 1981 - 83 yılları arasında özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik “isim operasyonu” gerçekleştirildi.

Aradan geçen 100 yılı aşkın süre sonunda 75 bin yerleşim yeri incelendi, 28 binden fazla yerleşim yerinin adı değiştirildi. Bunlardan 12 bin 211 ise köy adlarıdır. Başka ifade ile ülkemizdeki köylerin takriben % 35 kadarının ismi değiştirilmiş durumdadır. Bu süreçte Tokat’ta ismi değiştirilen köy sayısı 245 ‘dir.

Adını Arayan Tokat
Ülkemizde ismi değiştirilen 12 bin 211 ise köyden Tokat’ta ismi değiştirilen köy sayısı 245 ‘dir. Ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi Tokat’ta Cumhuriyet tarihinden bu güne kadar birçok yerleşim yerinin isimleri çeşitli sebeplerle zaman zaman değiştirildi. Ama değiştirilen ve yeni verilen isimler yöre insanı tarafından kabul görmedi, hatta insanlar kendi aralarında konuşurken, yer tarifi yaparken bile eski isimleri kullanmaya devam etti. Değiştirilen yer isimlerin sadece resmi evraklarda ve tabela üzerinde kaldı.

Tokat merkeze bağlı Gaziosmanpaşa köyünün eski adı Zodu’dur. 1960’larda Korucak olarak tekrar değiştirilen köy ismi günümüzde Gazi Osman Paşa bu köyde doğduğu için ismi de Gaziosmanpaşa köyü olarak değiştirilmiştir. Zile’de Yenimüslüman köyünün adı 1950’lerde kullanılırken 1960’larda Boztepe, 1970’lerde ise Yıldıztepe olarak değiştirilmiştir.  Yine Zile’de 1980 İhtilâli’nden sonra Kızılcin Kasabası’nın ismi Evrenköy olarak değiştirilmiştir. 1971'de Mahir ÇAYAN ve arkadaşlarının öldürüldüğü köy olarak bilinen Almus’a bağlı Kızıldere köyünün ismi Ataköy olarak değiştirilmiştir.

Tokat’ta Cumhuriyetin ilanından sonra değiştirilen 245 yerleşim yerinin isimleri, 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumundan sonra hükümetin başlatmış olduğu demokratikleşme paketi ile birlikte eskileriyle değişmeye başladı. Bugüne kadar ise Tokat’ta 6 köy isim değişikliği talebinde bulundu.

27 Kasım 2014 tarihinde Tokat Haber Gazetesinde yayınlanan haberde; dönemin Tokat İl Genel Meclisi Başkanı Adem DİZER, yaptığı açıklamada, köy muhtarları ve ihtiyar heyetinin bir araya gelip köyün isminin değiştirilmesi için karar alarak sürecin başladığını belirtti. 
DİZER, Köy isminin değiştirilmesi için yapılan prosedürü şu ifadelerle anlattı;
Köy defterine kararın kaydını yapıyorlar. Daha sonra bu karar Valilik bünyesinde olan İl İdare Kuruluna gidiyor. İl İdare Kurulu bu kararı değerlendiriyor. Bu değerlendirmeler doğrultusunda İl Genel Meclisi’nin gündemine geliyor. İl Genel Meclisi de bunun kararını olumlu bir şekilde verirse talep İçişleri Bakanlığı’na gidiyor. İçişleri Bakanlığı son kararı vererek bunu uygulamaya koyuyor
Bugüne kadar ise Tokat’ta 6 köy isim değişikliği talebinde bulunan Tokat Merkez’deki Kılıçlı Köyü eski ismi Gümenek’e, Turhal’daki Gümüştop Köyü eski ismi Dazya’ya, Niksar’daki şair Cahit KÜLEBİ’nin köyü olan Özdemir Köyü eski ismi Gülebi’ye, Yeşilyurt’taki Doğanca köyü eski ismi Çerkez Danişmend’e,  Sulusaray’a bağlı Dutluca köyü eski ismine Malum Seyit Tekkesi Köyüne ve son olarak Niksar’a bağlı Boğazbaşı köyü eski ismi Dönekse’ye dönüştü.

İçişleri Bakanlığı Bakanlık Makamının 25.12.2015 tarih ve 91321194.151.03.02-E.7268 sayılı onayı ile ilçemize bağlı Dutluca Köyü eski ismi “Malum Seyit Tekke” olarak değiştirilmesi konusunda İstanbul Malum Seyyid Tekkesi Köyü Dernek Başkanı Rasim YAĞAR, şu ifadelere yer verdi; 
1278 yılından 1965 yılına kadar yaklaşık 7 asır ''Malum Seyit Ömer Tekkesi Köyü'' ismiyle anılan köyümüz 1960 darbesiyle birlikte çıkan darbe kanunlariyla 1965 Yılında '' Dutluca'' olarak degistirildi. 2010 Yılında Ak Parti hükümetinin halk oylamasiyla anayasa değişikliği sonucu, eski köy isimlerinin yeniden kazanımı elde edildi. Muhtarligimizin başvurusu ile de yaklasik 50 yıl sonra köyümüz bölgemizin manevi büyüğü (evliyasi) olan Malum Seyyid Ömer hazretlerinin ismini taşıyan '' Malum Seyit Tekkesi Köyü'' ismine tekrar kavuşmuştur.
Niksar’a bağlı Boğazbaşı köyü Haziran 2016’da eski ismi Dönekse’ye dönmek için başvuruda bulundu. Başvurularının onaylandığı belirten Köy Muhtarı Kadir ERDAŞ, eski isme dönmelerinin asıl nedenini şu sözlerle ifade etti; 
1960’lı yıllarda köyümüzün ismi Türkçe olmadığı gerekçesiyle Boğazbaşı olarak değiştirilmiş, ama yıllar geçmesine rağmen Dönekse ismi hala bölgede kullanılıyor. Aslında bizi Dönekse ismini için başvuruda bulunmaya iten asıl neden Tokat’ta katıldığım bir panelde Sayın Valimiz Cevdet CAN’ın “Niksar’ı birde Dönekse sırtlarından seyredin” sözleri oldu. Gördük ki sadece halk arasında değil devlet erkanında da Dönekse ismi kullanılıyor. Madem ismi kullanmak için resmi başvuruda bulunma imkânı var, değerlendirelim dedik. Başvuruda bulunduk onaylandı. 
Adını arayan Tokat’ın değişen İlçe, Belde ve köylerin eski ve yeni isimleri
Dar’un- Nasr (Tokat) İline Bağlı İlçeler:
Ayvaz: Başçiftlik
Gavırnî: Almus
Ğazî Ura: Turhal
İskefsir: Reşadiye
Musa: Yeşilyurt
Newahi-i Erbaa: Erbaa
Qunduz: Artova
Saberya: Niksar
Selaryun: Pazar
Şehr-i Sebastiya: Sulusaray
Zela: Zile

Tokat’a bağlı belde ve köyler;
Bizeri: Akbelen
Bolus: Aktepe
Verep: Akyamaç
Avren: Akyurt
Eze-Gökçeyol-Orta: Avlunlar
Geksi: Aydınca
İbibse: Bağbaşı
Gevle: Bakışlı
Hona Deresi: Ballıdere
Endiz: Büyükbağlar
Birep: Büyükyıldız
Cincife: Çamağzı
Gağay: Çamaltı
İlbisti: Çamdere
Çiftlik: Çamlıbel
Huğlar: Çamlar
Fenk: Çat
Selük: Çatalkaya
Arapören: Çayören
Arapköy: Çubuklu
Gedağız: Dereağız
Bisgüncük: Dereyaka
Selamönü: Efeköy
Zodu-Korucak: Gaziosmanpaşa
Dekseci: Gökçe
Omala: Gözova
Dinar: Günçalı
Dive: Günevi
Yazıbağı: Güryıldız
Fineze: Güzelce
Botosey: İhsaniye
Madas: Kabatepe
Vavru-Oğulcuk: Kemalpaşa
Gümenek: Kılıçlı
Küçük Endiz: Küçükbağlar
Küçük Almus: Ormanbeyli
Buğdüz: Ortaören
Kurtpınarı: Pınarlı
Serkiz: Şehitler
Zazara: Şenköy
Odaba: Sevindik
Eyrep: Uğrak
Varaz: Ulaş
Ohdap: Yağmurlu
Südeni-Tekmezar: Yakacık
Bisgeni: Yayladalı
Difoy: Yazıbaşı
Ayazma-Yeniköy: Yenice
Çiprek: Yeşilyurt

Almus’a bağlı belde ve köyler;
Megelli: Akarçay
Tomara: Arısu
Elpit: Armutalan
Mamu: Bakımlı
Daduksa: Çambulak
Menegü: Çamdalı
Tiyeri: Dikili Beldesi
Filtise: Durudere
Eğridere: Sahilköy
Leveke: Gölgeli
Varzıl: Görümlü
Çerkez Tomara: Gümeleönü
Zuğri: Oğulbey
Firedökse: Ormandibi
Eftelit: Salkavak
Kevahlık: Serince
Sideri: Yuvaköy
Kızıldere: Ataköy
Gibis: Bağtaşı Beldesi
Çeğed: Cihet Beldesi
Zora: Çamköy
Heyvek: Çaykaya
Tığnıs: Çaykıyı
Değeryer: Çayönü
Sarıviran: Sarıören
Muhat: Çevreli

Artova’ya bağlı belde ve köyler;
Ayazma: Aktaş
Aşağı Avara: Aşağıgüçlü
Heris: Bayırlı
Horun: Boyunpınar
Zoday: Çelikli
Itak: Gürardıç
Sarsı: Sağlıca
Fecirgen: Tanyeli
Ayazma Yeniköy: Yenice
Yukarı Avara: Yukarıgüçlü

Başçiftlik’e bağlı belde ve köyler;
Kıllıgeriş: Yeşilçam
Hevekse: Dağüstü

Erbaa’ya bağlı belde ve köyler;
Gemre: Küplüce
Varaza: Tandırlı
Ahırköy (Ahur): Tosunlar
Ahret Dağı: Akgün
Aladun: Bölücek
Aray: Yaylalı
Çermik: Gökbel
Eksel: Koçak
Emeri: Bağpınar
Endekse: Ocakbaşı
Ezenüs: Evciler
Ferenge: Üzümlü
Fidi: Akça
Gelengere: Dokuzçam
Geliğin: Çamdibi
Gendekse: İkizce
Geyne: Yoldere
Gökbel: Gökal
Hayat Geriş: Sütlüce
Hayati: Doğanyurt
Holay: Ballıbağ
Hosan: Salkımören
Iravak (Ravak): Çevresu
İskili: Demirtaş
Kınık: Cibril
Mahmat: Yaylacık
Manasköy (Manasköfe): Pınarbeyli
Milal: Çakır
Mürüs: Gümüşalan
Nohu (Nuhu): Beykaya
Simeri: Güveçli
Tazı: Çeşmeli
Tonu: Akkoç
Ziğdi: Karayaka
Zilhor (Zirfor): Çatılı

Niksar’a bağlı belde ve köyler;
Sele: Akgüney
Gültepe: Alçakbel
Gözekse: Arıpınar
Ceğ: Arpaören
Serenli: Ayvaköy
Fel: Bayraktepe
Dönekse: Boğazbaşı
Ereç: Boyluca
Coc: Büyükyurt
Hoşulu: Çengelli
Şibide: Çiçekli
Gidiver: Dalkaya
Ehen: Esence
İbiski: Gökçeoluk
Buğama: Gözpınar
Zerra: Gülbayır
Epsimara: Günlüce
Eskidir: Gürçeşme
Buhanı: Güvenli
Tis: Hüseyingazi
Tenevli: Işıklı
Fatlı: Köklüce
Çorbukoy: Mahmudiye
Gazalapa: Mutluca
Gülebi: Özdemir
Onan-Yağan: Sarıyazı
Avara: Serenli
Şıhlar: Şeyhler
Leğen: Teknealan
Bideze: Yakınca
Abdalkolu: Yeşilhisar
Islamtahtalı-Eynesür: Yeşilkaya
İlmidi: Bilgili
Karakuş: Yalı köy
Olukalan: Özalan
Gökçeyazı: Gökçeli
Harkünbet: Kümbetli
Pöhrenkli: Oluklu
Abdaldamı: Güzelyayla
Hurisarı: Beyçayırı
Huru: Budaklı
Cer: Cerköy
Kekün: Çimenözü
Efkerit: Direkli
Leis: Korulu
Divadere-Şadoğlu: Ormancık
Maman: Umurlu
Geyran: Yazıcık
Sarmuğad: Yeşilköy

Pazar’a bağlı belde ve köyler;
Farnı: Bağlarbaşı
Abayel: Ballıca
Armus: Doğançalı
Manastır: Kaledere
Munamak: Ocaklı
Dimorta: Gölyanı-Üzümören
Gelgidan: Ovayurt

Reşadiye’ye bağlı belde ve köyler;
İskefsur: Bereketli
İskefsir Turaç: Eski Turaç
Maşala: Işıklar
Kotanı: Taşlıca
Gelyeme: Toklar
Pertek: Akdoğmuş
Levon: Bayırbaşı
Döksere: Beşdere
Ferekse: Çambalı
Feselek: Çamlıkaya
Mera: Çayırpınar
Tınyaba: Çevrecik
Findican: Çınarcık
Doğla: Dalpınar
Körtolos: Doğantepe-Nebişeyh
Sarsı: Esenköy
İdrin: Gülkonak
Selede: Güllüce Köy
Gemene: Gündoğan
Güdülük: Gündoğdu
Çengibağı: Gürpınar
Kavani: Güvendik
Semayil: İsmailiye
Tavara: Karlıyayla
Mudvay: Karşıkent
Değeri: Kaşpınar
Yavdaş: Kavaklıdere-Cimitekke
Fardas: Köklü
Finifis: Muratkaya
Öküzlü: Özen
Firenkköy: Saraykışla
Yavara: Sarıyayla
Ficek: Uğurlu
Alime: Umurca
Muhacir Turaç: Yeni Turaç
Meğdun: Yolüstü
Kündür: Yuvacık
Yemişen: Yeşilyurt
Onapa: Özlüce

Sulusaray’a bağlı belde ve köyler;
Sapakol: Buğdaylı
Malumseyit: Dutluca
Çermikönü: Ilıcak

Turhal’a bağlı belde ve köyler;
Zamayir: Akbuğday
Kalaycık: Ovalı
Kad: Katköy
Gülüt Ovacığı: Koruluk
Ağcaşehir: Akçaşar
Dazmana: Akçatarla
Vazanya: Ayranpınar
Kürtköyü: Çamlıca
Migril: Erenli
Dazya: Gümüştop
Hacılar: Elalmış
Arapören: Kayaören
Gelit Ovacığı: Ormanözü
Kımıza: Sütlüce
Burga: Tatlıcak
Gelit: Ulutepe
Biçin: Üçyol
Gülüt: Yazıtepe
Geyran: Yeniceler
Serpin: Yenisu
Şoruk:Çayıraltı
Asarcık: Şenyurt

Yeşilyurt’a bağlı belde ve köyler;
Kösürük: Damlalı
Tucuk: Ekinli
Çerkez Danişmend: Doğanca

Zile’ye bağlı belde ve köyler;
Araboğlu: Akdoğan
Bacul: Yaylayolu
Bildiş:  Özyurt
Emirveran:  Emirören
Zelhaddin:  Uğurluören
Şıheylik: Yeşilce
Büyük Bultu: Uzunköy
Büyük İsa: Büyüközlü
Eski Kirampa: Eski Dağiçi
Karacaveran: Karacaören
Kürtürünü: Gümüşkaş
Türk Derbendi: Eski Derbent
Yeni Kirampa: Yeni Dağiçi
Araplar: Alayurt
Çerkez Derbendi: Yeni Derbent,
Endürüzlü: Elmacık
Ernebadi: Karakuzu
Elarap: Akçakeçi
Gederik: Yaylakent
Hıcıp: Taşkıran
Kasın: Alıcözü
Kuldan: Akkılıç
Küçükisa: Küçüközlü
Mancı: Çamdere
Maşat: Yalınyazı
Silis: Güzelbeyli
Akçakese: Karşıyaka
Kuldan: Akkılıç
Boztepe: Yıldıztepe
Kızılcın: Evrenköy
Çokçaabdal: Akgüller
Aptallar: Selamet
Zilhadin: Uğurluören

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Facebook/MustafaKılınç
 Ufkumuz.com
 Zileweb.com
 Tokathaber.com
 memleketimtokat.webnode.com.tr

Video | 60 Saniyede Şehri Tokat

Hiç yorum yok
Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat'ın tarihi ve kültürel yelpazesini öne çıkaran Hirai Zerdüş'ün "Bu Can Senin" şarkısının müziğiyle birlikte seyredebileceğiniz bir video hazırladık. 

İyi Seyirler...



Teşekkürler;
Görüntü; Harman Yayıncılık, Tokat Belediyesi
Müzik; Hirai Zerdüş

Tokat'ın 900 Yıllık Tarihi Yeniden Canlanıyor

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Tokat'ın 900 Yıllık Tarihi Yeniden Canlanıyor
A
nadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat'ın 900 yıllık tarihi ve kültürel eserleri, yapılan restorasyon çalışmaları ile yeniden gün yüzüne çıkıyor. Tokat, Niksar ve Zile Kaleleri, Sulusokak, Halit sokağı, Yağıbasan Medresesi, Gökmedrese, Hıdırlık Köprüsü, Yazmacılar Hanı gibi bir çok tarihi eser, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın desteği ile Tokat Valiliği ve Tokat Belediyesi tarafından yürütülen projelerle turizme kazandırılıyor. Tokat'ın 900 yıllık tarihine ışık tutan proje kapsamında yapılan çalışmaları araştırdık.

Bizans dönemi adıyla Komana, İran dönemi adıyla Kah-Cun, Selçuklu Devleti döneminde Dar Ün-Nusret, Moğollar döneminde Sobaru adlarıyla da bilinen Tokat'ta tarih yeniden canlanıyor.  Hatti, Hitit, Frig, Roma, Bizans, İlhanlılar, Selçuklular ve Osmanlı gibi 14 devlete ve 5 beyliğe ev sahipliği yapan Tokat'ın 900 yıllık tarihi ve kültürel yapılarını restorasyon çalışmaları ile yeniden gün yüzüne çıkarmak için bir çok proje yürütülüyor.

Yürütülen projeler ile Tokat, Niksar ve Zile Kaleleri, Hatuniye (Meydan) Cami ve çevresi, Bey Sokağı, Beyhamam Sokağı, Halit Sokağı ve Sulusokakda yer alan sivil mimarlık örneği yapılar, Deveciler Hanı, Arastalı Bedesten, Suluhan, Takyeciler Camii, Yağıbasan Medresesi, Gökmedrese, Yüksek Kahve Demokrasi Müzesi, Hıdırlık Köprüsü, Yazmacılar Hanı restore edilerek turizme kazandırılacak.

2005 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü desteği ile başlayan 2016 yılında "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" olarak hızlanarak devam eden proje ile yapılan çalışmaları araştırdık.

"900 Adımda 900 Yıllık Tarih" Projesi
Tokat merkezde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı'nın desteği ile Tokat Valiliği ve Tokat Belediyesi tarafından başlatılan "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesi kapsamında ziyaretçilerin Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden itibaren  900 yılda  mimari adına ortaya koydukları önemli  eserleri kesintisiz olarak ziyaret edebileceği bir rota oluşturulması planlanıyor.  

Hatuniye (Meydan) Camiinden başlayan rota ile Gökmedrese, Tahşan, Yazmacılar Hanı, Halit Sokağı, Sulusokak'ta bulunan tarihi kent meydanı ve restore edilerek müzeye dönüştürülen medrese, han, hamam gibi yapılar ile tarihi Camiiler, Cumhuriyet Meydanında bulunan Ali Paşa Camii ve Hamamı, Behzat Bulvarında yer alan Yüksekkahve Demokrasi Müzesi, Behzat Camii, Tarihi Saat Kulesi, Mevlevihane ve Bey Sokağı ile Latifoğlu Konağı, Atatürk evi ve Gazi Osman Paşa Müzesini ziyaret edilebilecek. Ayrıca, yürütülen proje kapsamında ziyaretçilerin konaklama, dinlenme ve alışveriş ihtiyaçlarını karşılayabileceği sosyal donatıların yapılması planlanıyor.

Rota güzergahında devam Tokat Kalesi, Tokat Meydan, Sulusokak Tarihi Kent Meydanı, Kültür Sokağı ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi, Gök Medrese gibi bir çok tarihi ve kültürel yapı için hazırlanan restorasyon ve yeniden düzenleme projelerinden Behzat Camii, Mevlevihane, Yüksek Kahve Demokrasi Müzesi, Bey Sokağı, Tokat Şehir Müzesi, Ulu Camii, Halit Sokağı ve Yazmacılar Hanı tamamlandı.

Gökmedrese 
Halk arasında “Pervane Medresesi”, “Kırk Kızlar Medresesi”, “Darüşşifa”, “Bimarhane Tekkesi” olarak da adlandırılan Gökmedrese, 1277 yılında Müineddin Pervane Süleyman tarafından yaptırılmıştır. 1926 yılından itibaren Halis Turgut CİNLİOĞLU'nun girişimleri ile Tokat'ın ilk müzesine ev sahipliği yapmıştır. Anadolu Selçuklu mimari ve sanatının en belirgin özelliklerini taşıyan yapı, Müzenin 3 Mart 2012 tarihinde Sulusokak’ta bulunan ve bir Osmanlı yapısı olan Arastalı Bedesten'e taşınması ile boş kalmıştı. 

Gökmedrese'nin turizme kazandırılması için "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesi kapsamında 2021 yılında yeniden restore edilmeye başlandı. 

Tokat Meydanı
2015 yılında 4 etap olarak planlanan proje ile Meydan bölgesi olarak bilinen Hatuniye Camii önündeki alanın eski tarihi ve ticari kimliğine kavuşturulması için Taşhan ve Hatuniye Camii arasındaki binaların yıkılarak, Gökmedrese, Taşhan, Hatuniye (Meydan) Camii ve yanındaki imaretin birbirlerini görmesi hedefleniyordu. 4 etaptan 3 etabı tamamlanan projenin 2022 yılında bitirilmesi bekleniyor.

Sulusokak Tarihi Kent Meydanı
Sulusokak Tarihi Kent Meydanı projesi ile tarihi ipek yolu üzerinde yer alan Tokat'ın geçmişte ticaret merkezi olan Sulusokak'taki Deveciler Hanı, Yağıbasan Medresesi, Arastalı Bedesten, Sulu Han, tarihi camiiler, türbeler ve hamamların olduğu çarşı, şehrin kültür ve turizm merkezini yansıtan açık hava müzesine dönüşüyor.  

Proje kapsamında kentle ilgili pek çok eserin görülebileceği 3 katlı Tokat Şehir müzesi 2019 yılında açıldı. Araç trafiğine kapatılan çarşının Tarihi Kent Meydanı olması için peyzaj çalışmaları tamamlandı.  Fatih Mehmet Paşa Hanı olarak da bilinen Deveciler Han'ın otelAnadolu'nun ilk Üniversitesi Yağıbasan Medresesi'nin "Bilim Tarih Müzesi", Suluhan'ın "Çocuk Müzesi", Mustafa Ağa Hamamı'nın "Hamam Kültürü Müzesi"Anadolu'nun ilk umumi helası Sık Dişini Helası'nın "Su ve Temizlik Müzesi" olarak restore edilmesi için çalışmalar devam ediyor. 

Tokat Kalesi
Roma Döneminde yol güvenliği için milattan sonra 5-6'ncı yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve ilk defa 1074 yılında Danişmend Melik Gazi tarafından fethedilen Tokat Kalesi; Osmanlı Devleti'nde “Çardak-ı Bedevi” denilen zindan olarak kullanılmıştır. Kale, başta Bizans İmparatoru A. Diogenis olmak üzere birçok ünlünün tutsak yeri olmuştu.  Kalenin turizme kazandırılması için 2009 ve 2010 yıllarında burçları sağlamlaştırılarak, çevresinde kazı çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sırasında erzak küpleri, askeri barınak ve 2 zindan bulunmuştu. Zindanlardan birinde, 1431- 1476 yıllarında yaşayan "Kazıklı Voyvoda" olarak bilinen Eflak Beyliği Prensi Kont Dracula'nın esir tutulduğu ileri sürülmüştü.

"900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesi ile 2021 yılında Tokat Kalesi ve çevresinin turizme kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.

Hıdırlık Köprüsü
Tokat kent merkezinden geçen Yeşilırmak üzerinde yer alan ve 1250 yılında Selçuklular zamanında inşa edilen  Hıdırlık Köprüsü,  kesme taştan yapılan 151 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki 5 gözden oluşmaktadır. 2013 yılında araç trafiğine kapatılarak yaya ulaşımına açılan köprü, "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesi kapsamında 2021 yılında yeniden restore edilmeye başlanmıştır. 

Kültür Sokağı
Türklerin Anadolu’ya gelişlerinden itibaren 900 yılda mimarlık adına ortaya koydukları önemli eserlerin görülebileceği tek şehir olan Tokat’ta, sivil mimarinin en güzel örneği olan evler “Kültür Sokağı ve Sokak Sağlıklaştırma” projesi kapsamında restore ediliyor. Halit Sokağı, Bey Sokağı ve Bey Hamam Sokağı başta olmak üzere 7 sokakta yer alan ahşap binaların yanı sıra betonarme binaların da dış cephesi tarihi dokuya uygun olarak dizayn ediliyor. 

"900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesinin hayata geçirilmesinde etkin rol oynayan ve projeyi "Biz hayallerimizin peşinden gittik." sözleriyle değerlendiren Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU Tokattan.net sitemize şu açıklamalarda bulundu;
6000 Yıllık tarihi ile 14 medeniyete beşiklik etmiş Tokat adeta saklı kalmış tarih bahçesi gibi. 900 Adımda 900 yıllık tarih serüveni Milletvekilimiz Yusuf Beyazıt'ın Vakıflar Genel Müdürlüğü döneminde Tokat'ımızda gün yüzüne çıkardığı tarihi eserlerin bir bütün olarak ziyaret edilmesi için başlatılan bir proje aslında. Tokat'ımızı açık hava müzesine dönüştüren bu proje kapsamında bir çok tarihi eser restore edildi, ediliyor. 2005 yılında başlayan 2016 yılında hızlanan proje ile Tokat'ımıza gelen misafirler gezdiğinde şehrimizin tarihi dokusunu, cazibesini, zarafetini hissederek yaşayacaklar. Proje kapsamında çalışmalarına başladığımız Meydan projesi kapsamında Hatuniye (Meydan) Camii ile Taşhan arasındaki tarihi meydanın tekrar açığa çıkartılması tamamlandı. Halit Sokağı ve Yazmacılar Hanında restorasyon, sokak sağlıklaştırma çalışmaları sona erdi. Yazmacılar Hanı Butik Otel olarak hizmet vermeye başladı. Sulusokak Kent Meydanı projemizle bu bölgedeki onlarca tarihi eseri ve müzelerimizi ziyaretçilerin tarihte ufuk turu atmaları için hazırladık. 2019 yılında Sulusokak'ta açtığımız Tokat Şehir Müzesi 500 bin ziyaretçiye ulaştı, 2020 yılında ödül aldı. Bir zamanlar bu bölgedeki ticari canlılığa şahitlik eden Deve kervanından oluşan heykellerimiz ziyaretçilerimize görsel bir şölen sunuyor. Yüksek Kahve Demokrasi Müzesi, Saat Kulesi, Mevlevihane ve Bey Sokağı şehrimizin başka bir bölgesinde misafirlerimizin huzur bulacağı mekanlar. Bey Sokağı gibi sivil mimari örneği olan yapıların restore edilmesi için başlatılan Kültür Sokağı projemiz kısmen tamamlandı. Şehrimizi tarih ve kültür merkezi haline getirecek bir çok projeye destek veren Tokat Milletvekillerimize, Tokat Valiliğimize, Orta Karadeniz Kalkınma Ajansımıza, Vakıflar Genel Müdürlüğümüze, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza ve yöneticilerine teşekkür ediyorum.
2002-2011 yılları arasında yürüttüğü Vakıflar Genel Müdürlüğü döneminde Tokat'taki bir çok önemli tarihi eserin gün yüzüne çıkmasına katkı sunan ve "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesinin de mimarlarından biri olan Tokat Milletvekili Av. Yusuf BEYAZIT ise proje ile ilgili şu ifadeleri paylaştı;
Benim bu şehirde bir hayalim var. Hanlarıyla, hamamlarıyla, kervansaraylarıyla, tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle, şiirleriyle, şairleriyle, yazarlarıyla, yaylalarıyla, ovalarıyla, kaplıcalarıyla, ‘Veni Vidi Viji’siyle, Kazıklı Voyvada’sıyla Tokat’ımızı bir tarih, kültür, turizm merkezi haline getirmek boynumuzun borcudur. Vakıflar Genel Müdürlüğü yaptığım dönemde, başlattığımız, projelerin bugün ete kemiğe büründüğünü görmek, bizi çok mutlu etmektedir. O günden bu güne Amacımız; Tokat’ımızı ziyaret edenlerin, sadece Ballıca ve şehir merkezinde tur atıp gitmeleri değil, Şehrimizde konaklayacak, alışveriş yapacak kadar zaman geçirmeleri, Tokat ekonomisine katkı sağlayacaktır. Belediye Başkanımız, Valimiz ve Milletvekillerimiz olarak Tokat’ımızı hem kültür, hemde ekonomik gelişimine katkı sağlayacağını düşündüğünüz bu projeler her yönüyle Tokat’ın tarihi dokusunu ayağa kaldıracak, İstanbul’dan sonra en fazla tarihi esere sahip illerden biri olan şehrimizi olması gereken kültür şehrine dönüştürecektir. Şehrimizi gastronomi ve kültür merkezi haline dönüştürülmesi için, destek veren tüm kurumlara ve yöneticilerine teşekkür ediyor, Tokat’ımıza ve bölgemize hayırlı olmasını diliyorum.
Ayrıca, "900 Adımda 900 Yıllık Tarih" projesi dışında Tokat'ın tarihi ve kültürel zenginliği ile öne çıkan ilçeleri Niksar ve Zile'de restorasyon çalışmaları yürütülüyor. UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alan ve içerisinde 22 tarihi yapıyı barındıran Niksar Kalesi, 2021 yılında başlanacak restorasyon çalışmalarının bitmesiyle Ani Harabeleri'nden sonra Anadolu'nun ikinci büyük açık müzesi haline gelecek. Roma Konsülü Jül Sezar'ın M. Ö 47 yılında Pontuslularla yaptığı Zela savaşı sonrası "Veni Vidi Vici" (Geldim Gördüm Yendim) sözünü söylediği rivayet edilen Zile'de, 2021 yılında başlayan çalışmalarla "Zile Kalesi Veni Vidi Vici Kent Müzesi" kurulması planlanıyor.

 Hasan AÇIKEL | Tokattan.net
 Twiter/tokatvaliligi
 Tokat:gov.tr
 Tokat.gov.tr
 Kulturportali.gov.tr/
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net