Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Hasan AÇIKEL | Son Kale Çanakkale

Çanakkale; binlerce isimsiz kahramanın yanı sıra yüz binden fazla okumuş ve aydın evladın şehit düştüğü savaşın adıdır, aslında.
Tokattan.net | Hasan AÇIKEL | Son Kale Çanakkale
Ç
anakkale deyince aklınıza ne geliyor?
Çanakkale, 18 Mart 1915 tarihiyle özdeşleşen, üzerine şiirlerin yazılıp okunduğu, memleket türkülerinin söylendiği, sinema diliyle beyaz perdeye aktarılan kahramanlık hikayelerinin anlatıldığı sadece bir gün veya bir haftadan mı ibaret? Çanakkale; Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, Tokatlı Kınalı Ali'nin, Onbeşlilerin, Seyid Onbaşı'nın tarih sahnesine çıktığı, binlerce isimsiz kahramanın yanı sıra yüz binden fazla okumuş ve aydın evladın şehit düştüğü savaşın adıdır aslında. 

Evet, yüz binden fazla okumuş ve aydın...

Çanakkale savaşının kahramanlarından Gazi Mustafa Kemal bu acı tabloyu "Biz, Çanakkale’de bir Dar-ülfünun (Üniversite) gömdük" sözleri ifade eder ki vatanın müdafaası için öğrenciler cepheye koşmuş ve şehit düşmüş, okullar mezun verememiştir.

1912’de 60 mezun veren Galatasaray Lisesi, 1915 yılında 18, 1916’da 4 ve 1917 ise sadece 5 öğrencisini mezun verebildi. Çanakkale’ye gönüllü olarak giden İstanbul Lisesi öğrencileri, 13 Mayıs 1915’te Arıburnu’na sevk edilen ikinci tümene katıldılar. İstanbul Lisesi bu taarruzda 50 öğrencisini kaybetti. Vefa Lisesi ve Çapa Erkek Öğretmen Okulu ise bu yıllarda öğrencileri Çanakkale Savaşı’na katılıp, şehit düştüklerinden mezun bile veremedi.

Sadece İstanbul'da değil tüm yurttaki okullar, Çanakkale'de savaşmak için cepheye giden öğrencileri nedeniyle boşaldı. 1916-1917 öğretim yılında Balıkesir Lisesi, Çanakkale Savaşları’nda 94 şehit verirken Balıkesir Erkek Muallim Mektebi, 1914-1918 yılları arasında yalnızca 2 mezun verebildi. 17 yaşında cepheye giden Sivas Lisesi öğrencileri okuldan ayrılırken, hocalarına hitaben tahtalara; “Hocam biz Çanakkale’ye gidiyoruz. Hakkınızı helal edin.” diye yazdılar. 1915’te Sivas Lisesi hiçbir  mezun veremedi. Serhad şehri Edirne'de, Edirne Lisesi’nin harbe katılan öğretmen ve öğrencilerinden geri dönen olmadı. 1911’de 64 öğrencisini mezun eden Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi 1916- 1917’de hiç mezun veremedi. Trabzon, Erzurum ve Konya Gazi Liseleri'nde de durum bundan farksızdı.

Bu savaş “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı” türküsündeki gibi ülkeye “gençliğim eyvah” dedirtti ama o öğrencilerin cesareti aşılayan mücadelesi, hem Çanakkale’den zaferle dönenlerin hem de sonraki kuşakların vatanı müdafaasındaki kararlılığını artırdı.

Çanakkale'de ecdadımız, dünyanın en gelişmiş ve güçlü ordularına karşı olmazları olduran, bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan bir zafere imza atan ecdadımız, aslında imanın, azmin, birlik ve beraberliğin neleri yendiğini ispatladı, bizlere. Geleceği inşa edecek nesillerin yetişmesi adına sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerimizin millî şuur kazanmalarına yetecek kadar örneklerle dolu idi.

Hep anlatılır ya... 

Dönemin Başbakanı Turgut ÖZAL, eğitim alanında uzman Japon heyetini ülkemize davet eder ve heyetten ülkemizde eğitim için çalışmalar yapmasını ister. Heyet, Türkiye'de eğitim adına araştırmalar yapar. Bir vakit sonra zamanın Milli Eğitim Bakanı Vehbi DİNÇERLER ve Başbakanı Turgut ÖZAL'ın huzuruna çıkar ve hazırladıkları araştırma sonuçlarından bir sunum yapar. Sunumda içerisinde konuşmalar öyle bir noktaya gelir ki, sunumu yapan Japon uzman gençlerimiz üzerindeki eğitimin yetersizliğini şu soğuk cümle ile yüzümüze çarpar:
- Bu eğitimle gençlerinize millî şuur vermeniz mümkün değildir! 

Şok etkisi yapan bu tespitten sonra Turgut ÖZAL sorar;
Siz Japonlar gençlerinize millî şuuru nasıl veriyorsunuz, nasıl bir eğitim programı uyguluyorsunuz ki; bizimkini yetersiz buluyorsunuz?
Japon uzman şu bilgiyi verir: 
Biz eğitime şok testler uygulayarak başlarız. Önce çocukları uçak kadar hızlı giden trenlere bindirir ve çok katlı yollardan geçiririz. En üstün teknolojiyi gösterir, robotlarla çalışan dev fabrikalarımızı gezdiririz. Bu baş döndürücü teknoloji karşısında sarsılan ve şoke olan çocuklarımıza deriz ki:
"İşte gördüğünüz bu hızlı trenleri ve üstün teknolojiyi sizin atalarınız yaptı. Eğer siz daha çok çalışırsanız daha hızlı giden ulaşım araçları yapar, daha üstün teknoloji meydana getirir, daha modern fabrikalar kurarsınız." Sonra çocuklarımızı Hiroşima ve Nagazaki'ye götürüp düşmanın harap ettiği bölgelerimizi gezdirir ve bu defa da onlara deriz ki: "Bakın, eğer siz birlik beraberlik içinde çalışmazsanız, işte düşmanlar sizin ülkenizi böyle yakar yıkar, bu hale getirirler. Ama birlik beraberlik içinde çalışırsanız, güçlü olursunuz, düşmanlarınız size saldırmaya cesaret edemezler. Dünyadaki devletler size saygı duymaya mecbur kalırlar. Artık birlik beraberlik içinde çalışmak ve çalışmamak konusunda kararınızı siz verin!.." Bu örneklerle çocuklarımız kendilerine gelerek iyi ve çalışan birer Japon genci olma yolunda millî bir şuur ve heyecanla okumaya yönelirler.
Japonların bu tespitlerini sundukları sırada geriden bir ses duyulur: 
İyi de bizim sizin gibi Hiroşima ve Nagazaki'miz yoktur ki...  
Geriden gelen ses karşısında heyecanlanan Japon eğitimci hemen cevap verir:
Sizin Hiroşima ve Nagazaki gibi yerleriniz bizimkilerden çok daha etkilidir. Bir metrekareye bin merminin düştüğü Çanakkale Zaferi'nin kazanıldığı tarihî savaş alanları sizde. Çocuklarınızın ve gençlerinizin şok olması için yeter de artar bile Çanakkale. Dünyanın en gelişmiş ve güçlü ordularına karşı Türkler olmazları olduruyor ve bütün dünyayı hayretler içerisinde bırakan bir zafer kazanıyorlar. İmanın, azmin, birlik beraberliğin neleri yendiğini ispatlıyorlar burada. İşte sadece bu olay, bu bölge ve bu zafer dahi gençlerinizin millî şuur kazanmalarına yetecek örneklerle doludur. Bu sebeple gençlerinizi gruplar halinde Çanakkale'ye götürüp gezdirmelisiniz. Her Türk genci Çanakkale savaşlarının yapıldığı bölgeyi bilerek gezmeli, atalarının ne olmazları başardığını gururla görmeli, iftiharla öğrenmelidirler. Daha sonra onlara demelisiniz ki: Sizler de birlik beraberlik içinde çalışmazsanız düşmanlarınız yine gelirler, Çanakkale'yi işgal etmeye kalkışırlar, yurdunuzda özgür yaşamayı size layık görmezler, tutsakları durumuna düşürmek isterler... Ama çalışır, teknolojiyi yakalarsanız ülkenizi kalkındırır, ilerleyen ülke haline getirirsiniz. Başınız dimdik durursunuz yabancıların karşısında!...
Çanakkale savaşının yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası'nın içinde bulunduğu Milli Park, 2005 yılından sonra yenilendi, yollar yeniden asfaltlandı, şehitlikler ve eserler köklü bir bakım ya da yenilemeden geçirildi. 

Günümüzde ecdadın savaştığı ve şehit kanlarıyla suladığı o toprakları görmek isteyen insanlar; okullar, belediyeler ve dernekler tarafından organize edilen kültür turları ile ya da kişisel araçlarıyla Çanakkale'yi ziyaret edip şehitlerimizi yad ediyorlar.

Bizde tekrar tekrar; "Bu toprakları bize vatan yapan şehitlerimizi rahmet ve dua ile anıyoruz..."

   Hasan AÇIKEL  Tokattan.net Genel Yayın Yönetmeni
 
 Tokattan.net
  tokattannet@gmail.com

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net