Responsive Ad Slot

Reşadiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Reşadiye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Zenginin Delisi Fakirin Velisi; Deli Şükrü

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Zenginin Delisi, Fakirin Velisi Deli Şükrü Türküsünün Hikayesi
T
ürküler, içinde yaşadığı coğrafyanın kültürünü, sanatı, inançlarını, geleneklerini, acı ve tatlı yaşanmışlıklarını, söz, ritim ve musiki ile ruhlara işleyen en önemli sözlü kaynaklardır. Ve her türkü içinde bir öykü barındırır. Tokat'ın kültürel zenginliği ile öne çıkan Reşadiye'de kimilerine göre "Zenginin delisi, Fakirin velisi" olarak anılan Deli Şükrü'nün ve O'na yakılan türkünün düğünlerden TRT repertuvarına uzanan gerçek hikayesini araştırdık.

Şükrü ALDEMİR bilinen namıyla Deli Şükrü, Reşadiye'nin Kızılcaören'de Hacı Osmanoğullarından Hüseyin Efendi'nin 5 kız ve 2 erkek toplam 7 çocuğundan biri olarak dünya gelmiştir. Küçük yaşta babasını kaybetmiş ve amcası Ethem Efendi'nin yanında büyümüştür. Amcasının gözetiminde büyümesi bazı disiplinsizlikleri yanında getirmiştir. Yöredeki bazı taşkın hareketleri nedeniyle halk arasında Deli Şükrü namını almıştır. 

O dönem Reşadiye Sivas vilayetine bağlıdır.  Yöre halkının şikâyeti üzerine Deli Şükrü, Sivas Valisi Reşit Paşa tarafından Gümüşhane Yöresi’nde Angıldere’ye sürgüne gönderilmiştir. Şikâyetin Reşadiye’nin Çakraz Köyü’nden Zaimoğlu tarafından yapıldığı söylentisi de vardır. Reşit Paşa, sürgünlükle yetinmez Deli Şükrü’yü Sivas Cezaevi’ne aldırmıştır.

Deli Şükrü hapiste yatarken Sivas eşraflarından birisi Vali Reşit Paşa'ya bir at hediye eder. At huysuz olduğu için kimse binemez. Birçok kişi dener; fakat, hiç kimse ata binmeyi bir türlü başaramaz. Buna binse binse biniciliği ile meşhur olan Deli Şükrü biner derler. Durum Reşit Paşa'ya iletilir. Vali Reşit Paşa, Deli Şükrü'yü getirtir, ata binmesini ister; ancak, Vali'nin çevresindekiler Deli Şükrü'nün kaçabileceğini söylerler. Vali bu tür endişeleri kabul etmez. Ne pahasına olursa olsun Deli Şükrü'yü ata bindirir. Deli Şükrü atın yelesinden tutar, atı sever, okşar ve bir sıçrayışta ata atlar, gözden uzaklaşır. Arkadan dedikodular başlar, birçoğu Deli Şükrü'nün gelmeyeceğini söylerler; fakat, Deli Şükrü, dedikoduları haksız çıkartarak geri döner. Reşit PaşaDeli Şükrü'nün bu mertçe davranışını takdirle karşılar ve Deli Şükrü'yü yanına çağırtır, gönlünü alır ve bir kaçta hediye vererek affettiğini söyler.

Deli Şükrü'nün Ardından
1940'lı yılların başında vefat eden Deli Şükrü hakkında bir çok hikaye anlatılır. Yaptığı taşkınlıklar halk arasında tepki çekse de kimilerine göre O, zenginin delisi, fakirin velisidir. Deli Şükrü'nün memleketi Kızılcaören beldesi Reşadiye ile Ordu'nun Mesudiye ilçesinin tam ortasındadır. Bu nedenle Deli Şükrü, Mesudiye'ye sürekli gider gelir. Deli Şükrü'nün namı Mesudiye'de de yürür ve Mesudiye'de O'nunla ilgili bir çok hikaye anlatılır. Hikayelerden biri şöyledir; 
Deli Şükrü Mesudiye'ye gider. Yemek için gittiği lokantadan yoğurt ister. Yoğurt yok diye vermezler. Yine aynı şekilde bir defasında da Mesudiye'de yumurta bulamaz. Bunun üzerine Mesudiye'nin hafta pazarı olan gün Mesudiye köylerden gelen yolları adamlarına kestirir, köylerden gelen yoğurtların ve yumurtaların parasını öder yoğurtları yere döktürür, yumurtaları da kırdırır, Mesudiye'ye birkaç hafta yoğurt ve yumurta göndermez.
Diğeri ise şöyledir;
Mesudiye'nin Ilışar Köyü küpçülük ile geçinen bir köydür. Yaptıkları küpleri satmak için eşeklere yüklerler başka köylere götürürler. Deli Şükrü birkaç kez bu küp yüklü eşekleri durdurur. Küpleri bir tepeden yuvarlatır, bazen de küpleri üst üste koydurur kurşuna dizermiş. Küplerin parasını da değeri üzerinden ödermiş.

Halk Edebiyatı Araştırmacısı, eğitimci ve yazar Hayrettin KOYUNCU, Deli Şükrü ile ilgili Kızılcaörenli İsmail Çoban’dan dinlediği hatıratı şöyle aktarıyor;

Deli Şükrü’nün o günün eşkıyalarından Soyatarıoğlu ile de bir olayı vardır. Soytarıoğlu Ordu yöresinde tanınan en azılı eşkıyalardandır. Gürcüler karısını kaçırmışlar o da en çok Gürcüleri öldürür. Perşembe Yaylası’nda bir gün çakır keyf bir durumda iken Deli ŞükrüSoytarıoğlu’na atıp tutuyor. Bu sözler Soytarıoğlu’nu ulaştırılıyor. Kısa bir süre sonra Soytarıoğlu Reşadiye’nin Baydarlı, Danişment ve Konak Köyü üzerinden çetesi ile birlikte Kızılcaören Beldesi’ne giriyor. Durumu daha önce haber aldığı için Deli Şükrü Reşadiye’nin Feselek Köyü’ne (Murat Kaya) kaçırılıyor. Soytarıoğlu köyü iyice aramasına karşın Deli Şükrü’yü bulamıyor. (Bu olayı o günü yaşamış olan Kızılcaörenli İsmail Çoban’dan dinledim.) İsmail Çoban, o zaman 90 yaşında idi.
Deli Şükrü Türküsü
Bu türkü, Deli Şükrü'nün Gümüşhane Yöresi'ndeki Angıldere'ye sürgünlüğü zamanında ortaya çıkmıştır. Deli Şükrü'nün torunları ve akrabaları halen Reşadiye'nin Kızılcaören kasabasında oturmaktadırlar, adına uydurulan türkünün kim tarafından yakıldığı bilinmemektedir. 

Tokat, Ordu ve Sivas bölgesinde düğünlerin vazgeçilmezi olan bu türkü, Halk Edebiyatı Araştırmacısı Hayrettin KOYUNCU tarafından 05 Aralık 1981 tarihinde derlenir, kaynak kişisi İsmail ÇOBAN ve yöre Reşadiye Kızılcaören olarak TRT Türk Halk Müziği Repertuvarına 2640 numarası ile kayda alınır. Türkü artık düğünlerden ulusala taşınır, yerel ve ulusal sanatçılar tarafından plaklara okunmaya başlanır. Türkiye bu türküyü ilk Mihrican BAHAR'ın sesinden dinler. 

Deli Şükrü derler namım varidi
Mağruptan maşruba (doğudan batıya) şanım var idi
Zaimoğlu’nda ahım vardı.

Gelme emmim gelme dönmem geriye
Beni sürdüler Angıldere’ye

Konaklar yaptırdım uzun çarşıya
Camlı pencereleri karşı karşıya
Haber anlatamadım Reşit Paşa’ya

Çekin kıratımı nalbant nallasın
Sağına soluna çekiç sallasın
Eyer vurun ak perçemi parlasın

Kıratımı çekin binek taşına
Elim yetişmiyor eyer kaşına
Benden selam edin Hamdi kardaşıma

Kırat damla kiril kiril kişniyor
Beş bacım var evde nakış işliyor
Hamdi kardeşim bilmem nişliyor.
"Konaklar yaptırdım uzun çarşıya" sözü Deli Şükrü'nün 1939 depreminde yıkılan Reşadiye'de bulunan gayrimenkullerini vurgulamaktadır. Deli Şükrü'nün vefatı sonrasında türkü söylenirken ikinci mısranın birinci bölümünden sonra "ağla anam" veya "ağla bacım" sözleri araya konur.  "Gelme emmi gelme" sözünün Deli Şükrü'nün babası olmadığından kendisi ile amcasının ilgilenmesinden kaynaklanmaktadır.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Koleksiyonevi.net
  Hayrettin KOYUNCU, Öyküleriyle Türkülerimiz


Tokat'ta Hayalden Gerçeğe Bir Köprü Hikayesi

2 yorum
Tokattan.net | Tokat'ta Hayalden Gerçeğe Bir Köprü Hikayesi
T
okat'ın termal turizmi ve kültürel zenginliği ile öne çıkan ilçesi Reşadiye'de 7 köy bir araya geldi, yıllardır yaşadıkları yol sorununa çözmek adına Kelkit çayı üzerinden Edirne-Ağrı D100 otoyolu Reşadiye Büşürüm-Çevrecik kavşağına geçecek köprü inşaatına başladı. Başta ilgili köylerde yaşayanlar ve köylerin gurbetteki derneklerinden destek alan köprü projesi, sonra Tokat Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl Genel Meclis üyelerinin desteği ile devlet-millet işbirliğine dönüştü, çalışmalar hızlandı. 

  Tokat'ın termal turizmi ve kültürel zenginliği ile öne çıkan ilçesi Reşadiye'de Yeşilyurt, Beşdere, Döllük, Sazak, Çat, Gökköyü ve Dolay olmak üzere 7 köy bir araya geldi, yıllardır yaşadıkları yol sorununa çözmek adına Kelkit çayı üzerinden Edirne-Ağrı D100 otoyolu Reşadiye Büşürüm kavşağına geçecek köprü inşaatına başladı. Başta ilgili köylerde yaşayanlar ve gurbetteki dernekler vasıtasıyla maddi destek alan köprü projesi, sonra Tokat Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve meclis üyelerinin desteği ile devlet-millet işbirliğine dönüştü, çalışmalar hızlandı. 

Reşadiye merkeze ulaşımını D100 otoyolu Dokuzdolambaç köprüsünü bitişiğindeki çıkışından alan Yeşilyurt, Beşdere, Döllük, Sazak, Çat, Gökköyü ve Dolay köyleri ile Yoğurluca ve Yumurcaktaş mahallelerinde yaşayan vatandaşlar, bilhassa 2010 yılında yapılan otoyol genişletme çalışmaları ile D100 Karayoluna çıkış yaparken görüş açısı olmaması nedeniyle kaza riski ve çıkış yolu üzerinde yer alan yamaçların dik oluşuyla yağışlı havalarda heyelan tehlikesi karşı karşıya kalmaya başladı. 

2019 yılından itibaren Yeşilyurt Muhtarlığı öncülüğünde 6 köy muhtarı, D100 otoyolu üzerindeki Reşadiye Büşürüm-Çevrecik kavşağına çıkış yapılacak şekilde Kelkit çayı üzerine bir köprü yapmak için harekete geçti. 2019 yılında vatandaşlar adına bir araya gelen 7 köy muhtarı, köprü projesi için Karayolları Samsun 7. Bölge Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Samsun 7. Bölge Müdürlüğü ve Tokat Özel İl İdaresi'ne ilk müracaatları yaptı.

Yapılan yazılı başvurularda; Reşadiye merkeze ulaşım için D100 otoyoluna mevcut çıkışta kavşak olmadığı, görüş açısı olmadığı için can ve mal güvenliği tehlikesi olduğu, bilhassa yaz ayların trafik yoğunluğu olduğu ve kaza riskinin arttığı, mevcut yol çıkışının mesafeyi 12 km uzattığı, köy girişinde yağışlı havalarda heyelan olduğu ve ulaşım sağlanamadığı gibi gerekçeler yer aldı. ilgili kamu kuruluşlarca projenin yapımının ileriki dönemlerde planlamaya alınacağı belirtilmesi üzerine bedeli köy halkı tarafından karşılanmak üzere Kelkit çayı üzerine köprü yapılması konusunda ilgili kurumlardan tekrar görüşler istendi. 

Karayolları Samsun 7. Bölge Müdürlüğü yaptığı inceleme sonucunda; mevcut yapı standartları karşılanmak kaydıyla köprü projesine onay verdi.  Devlet Su İşleri Samsun 7. Bölge Müdürlüğü ise Kelkit çayı doğal şev kotu 490 m civarında olduğundan planlanan köprü kiriş alt kotunun doğal şev kotu az olmaması, talveg kotuna müdahale edilmeden köprü kiriş alt kotu ile doğal şev kotu arasındaki mesafenin en az 10 metre, 3 açıklı ve net toplam en az 60 metre olması kaydıyla planlanarak yapılması kaydıyla köprü projesine onay verdi. 

Her ne kadar başta vatandaş desteği ile yapılması planlansa da ilgili kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin hızlandırması, Kelkit çayının debisinin proje maliyetlerini artırmasıyla bağlantı yolları, hafriyat ve makine teçhizat desteğine ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle Tokat Milletvekilleri, İl Genel Meclisi üyeleri ve Belediye Başkanlarından destek talep edildi.  Her kesimden destek alan projenin Tokat Milletvekilleri, İl Genel Meclisi üyeleri ve Belediye Başkanlarının desteği ile Devlet-Millet işbirliğiyle yapılmasına karar verildi, çalışmalar hızlandı. 

Yaklaşık 1 Milyon 200 Bin TL maliyeti olan projeye; ilgili köylerin vatandaşları ve dernekleri, Reşadiye esnafı ve sosyal medya üzerinden projeden haberdar olan vatandaşlar maddi destek verirken Karayolları Genel Müdürlüğü 30 ton demir ve 500 m3 beton ile köprü yapımına katkı sağladı. Tokat İl Özel İdaresi ise hafriyat, makine teçhizat desteği ile bağlantı yolları yapımını üstlendi. Devlet-Millet işbirliğiyle 2020 Kasım ayında Reşadiye Yeşilyurt köyü Yumurcaktaş mevkinde başlanan köprü projesinin 2021 Nisan ayına yetiştirilmesi hedefleniyor.

Projeyi baştan beri takip eden Yeşilyurt köyü Yumurcaktaş mahallesinden Ahmet ŞAM, projeye bir umut olarak başladıklarını belirtti ve köprünün hikayesini şu ifadelerle paylaştı;
Bizim derdimiz sadece ırmaktan karşıya geçmek için bir köprü değildi. Bizler o ırmağı geçemediğimiz için nice hastalarımızı hastaneye yetiştiremedik, 7 köy  25 mezra hayatta her şeye 10 km geride kaldık. Bizim çabamız ırmağın üzerine bir beton yığını yapmak değil, hastalarımıza bir umut yolu, sıkıntılı olan ulaşımımızı ortadan kaldıracak ışığı yakmaktı. Yıllardır hayalini kurduğumuz köprü için 2019 yılında başladığımız çalışmalar, 2020 yılında meyvesini verdi. Köprü hayalimiz gerçeğe dönüştü. Destek veren herkese teşekkür ediyorum.

Projeye öncülük eden Yeşilyurt Köyü Muhtarı Hidayet ERYILMAZ, köprü inşaatı çalışmalarındaki son durumu şu ifadelerle paylaştı;

2020 Kasım ayında İl Özel İdare kontrolünde köprü inşaatımız başlamış olup, şuanda köprünün karşılıklı ayaklarından D100 yolu tarafındaki ayak 10 metre yüksekliğe, Yeşilyurt tarafındaki ayak ise 5 metre yüksekliğe ulaştı. Hava şartları elverdiği ölçüde ayaklar tamamlanarak, Şubat ayı ortalarında üst orta blokları konup Mart ortası gibi bitirilmesi planlanmaktadır. Köprü inşaatında bize destek veren Tokat Milletvekillerimize, Belediye Başkanımıza, Tokat İl Özel İdaresine, İl Genel Meclis üyelerimize,  köy muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.. 

Yapılan köprü projesinden 2020 yılı kurban bayramında bir köy ziyaretinde haberinin olduğunu belirten ve köprü projesine destek veren Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ,  proje ile ilgili Tokattan.net sitemize açıklamalarda bulundu. Milletvekili DURMAZ şu ifadeleri paylaştı;
Reşadiye'de 7-8 köyümüz bir araya gelmiş DSİ ve Karayolları onaylı devlet-millet işbirliği ile bir köprü projesi yapıyorlar. Projeye bölgede her kesimden herkes pozitif bakıyor.  Bu, bir köy için değil bölge için yapılan bir köprü olacaktır. Yol sorunu nedeniyle daha önce Reşadiye'nin bu bölgesinden bir çok köy Almus'a bağlanmıştı. Bu köprü ile Tozanlı bölgesi, Zora deresi, Hubyar ve Çilhane’den Almus'a kadar ulaşım sağlanacaktır. Ayrıca, bu köprü projesi Sazak belini daha az kilometre ile aşacak bir yolun başlangıcıdır. Katkıda bulunanlara şükranlarımı sunuyorum. Bölgemiz için hayırlı olsun.
Projenin Devlet-Millet işbirliğiyle yürütülmesi için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordinasyonu sağlayan Tokat Milletvekili Av. Yusuf BEYAZIT ise proje ile ilgili şu ifadeleri paylaştı;
Göreve geldiğimiz günden bu güne kadar Tokat'taki tüm köylerimize hizmet götürmenin gayreti içinde olduk. Projeden haberdar olduğumuz andan itibaren Devlet Su İşleri, Karayolları ve Tokat İl Özel İdaremiz başta olmak üzere kamunun tüm imkanlarıyla gerekli desteği vermeye özen gösterdik. Bu proje sadece 7 köyü değil Reşadiye'den Almus'a bütün köylerimizi birbirine bağlayacak bir köprü olacaktır. Devlet-Millet işbirliğinin güzel bir örneğini yansıtan bu projeye destek veren herkese teşekkür ediyor, bölgemize hayırlı olmasını diliyorum.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net

Reşadiye'de İyilik Hareketi Başladı

Hiç yorum yok
Sosyal medyada paylaşılan "Arkadaşlar bu iki kardeşimize hep berlikte İnşallah bi akülü araba alıp teslim edelim." cümlesi Reşadiye'de karşılık buldu. 2 akülü engelli arabasıyla başlayan gönüllü iyilik hareketi; EBA için öğrencilere tablet yardımı, köylerde çocuklara oyuncak dağıtımı, ihtiyaç sahiplerine giyim ve erzak yardımı ile katlanarak devam ediyor. 5 kişi ile başlayan hareketin gönüllüleri, sosyal medyada "Reşadiye İyilik Hareketi Gönülleri" adıyla açtıkları Facebook sayfası ile daha çok kişiye yardım etmek ve daha fazla kişiye seslerini duyurmak için çalışmalarına devam ediyorlar.

  Sosyal medyada paylaşılan "Arkadaşlar bu iki kardeşimize hep berlikte İnşallah bi akülü araba alıp teslim edelim. Şuan hali hazırda aktif kullanabilecekleri bir tane akülü araba var oda sıkıntılı miadı dolmak üzere onuda değişmeli olarak kullanıyorlar.Allah rızası için yardımcı olalım." cümleleri Tokat'ın kültürü ve kaplıca turizmi ile öne çıkan ilçesi Reşadiye'de karşılık buldu. 8 Eylül 2020 tarihinde yapılan sosyal medya paylaşımla temin edilen 2 akülü engelli arabasıyla başlayan gönüllü iyilik hareketi; EBA için öğrencilere tablet yardımı, köylerde çocuklara oyuncak dağıtımı, ihtiyaç sahiplerine giyim ve erzak yardımı ile devam ediyor. 

5 kişi ile başlayan içinde öğretmen, veteriner hekim, memur, esnaf, doktor, bankacı, tekniker ve işçi gibi farklı meslek grubunu barından 40 kişiye ulaşan hareketin gönüllüleri, sosyal medyada "Reşadiye İyilik Hareketi Gönülleri" adıyla açtıkları Facebook sayfası ile hem seslerini duyurabilmek hemde daha kişi ulaşmak için çalışmalarına devam ediyorlar. 

"Reşadiye İyilik Hareketi Gönülleri" kuruluşunda yer alan bir gönüllü Tokattan.net'e hareketin kuruluş hikayesi ve çalışmalarıyla ilgili şu açıklamayı yaptı;
"Yaklaşık bir ay önce Reşadiye'de 2 engelli kardeşimize akülü tekerlekli sandalye temin etmek için yardım toplamak için gençlerle bir grup kurduk. 24 saat içerisinde 11.400 TL topladık ve sandalyeleri aldık. Sandalye teslimini video çekip yardım yapan hayırseverlere gönderdik, emaneti yerine ulaştırdık diye.(il dışından yardım yapanlarda olmuştu). 'Engelli kızımızın sevincini görenler ağlayarak videoyu izledik bu olayı devam ettirin' dediler. 

Daha sonra bir öğretmen kardeşimiz 3 öğrencisinin ebaya giremediğini, tablet alamadıklarını beyan etti. O kardeşlere tablet alınıp teslim edildi. Tablet verilen 3 çocuğunda ayakkabılarının yırtık olduğunu gördük. İstanbul'dan bir hayırsever, evdeki kardeşlerinin de ayakkabı numaralarını istedi ve 12 adet ayakkabı gönderdi. Çocukların mutlu olması için yolla çıktık daha sonra 10 tablet daha teslim ettik. Çevremizden oyuncak toplayıp 3 araba ile köylerde oyuncak dağıttık. Daha sonra Kelkit futbol turnuvası İstanbul'da 70 adet tablet topladı, Reşadiye'ye gönderdi. Ülkü ocakları kampanya yaptı, 40 tablet topladı.

İhtiyaç sahibi çocukları tespit edip onları giydiriyoruz şimdi. Hafta sonu 20 çocuk giydireceğiz, bot mont, kazak ve pantolon olarak. Bu arada yardım kolileri dağıtıyoruz. Bu hareket insanlarda paylaşma duygusunu ortaya çıkardı, verdikçe mutlu oldular.  Bizde Reşadiye'deki gençlerle bir iyilik Hareketi başlatmış olduk, siyasi bir kimliğimiz yok. Hatta ekipteki çok kişi, gizli kimlik ile çalışıyor. Daha fazla kişiye yardım etmek, daha fazla kişiye sesimizi duyurmak için dün Facebook sayfası açtık"

"Reşadiye İyilik Hareketi Gönülleri" 'nin çalışmalarına Facebook.com/ReşadiyeYardımlaşma adresinden ulaşabilirsiniz.  

  Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 
 Tokattan.net-Foto Kerem
  Facebook/ReşadiyeYardımlaşma

Reşadiye'de Eğitim-Öğretime Kitap Okuyarak Başladılar

Hiç yorum yok
Tokat'ta bütün eğitim öğretim kurumlarında okuma ortamlarını zenginleştirmek, nitelikli kitaba erişimi sağlayarak öğretmen-veli-eğitim yöneticisi işbirliği ile öğrencilerin okuma yazma edinimine katkı sunmak, okuyan-yazan birey sayısını artırmak; böylece okumayı bir yaşam becerisi ve hayatın vazgeçilmez alışkanlığı haline getirmek amacıyla  başlatılan “Kitap Tokat” Projesi kapsamında Reşadiye Atatürk Ortaokulu 6. sınıf öğrencileri, Kaymakamlık toplantı salonunda Kitap okuma etkinliği düzenledi. Etkinliğe katılanları ağırlayan Reşadiye Kaymakamı Murat METE, öğrencilerle birlikte kitap okudu. 

  Tokat Valiliği himayesinde yürütülen "Kitap Tokat" projesi kapsamında, Reşadiye Atatürk Ortaokulu 6. sınıf öğrencileri Reşadiye Kaymakamlık toplantı salonunda Kitap okuma etkinliği düzenlendi. Etkinliğe katılanları ağırlayan Reşadiye Kaymakamı Murat METE, öğrencilerle birlikte kitap okudu.

Etkinlik sonrası öğrencilerle bir süre sohbet eden Kaymakamımız, onlara birer tane kitap hediye etti ve toplu olarak hatıra fotoğrafı çektirdi. Etkinliğe Reşadiye Kaymakamı Murat METE ile birlikte İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet FEDAKARTÜRK ve İlçe Gençlik Spor Müdürü Uğur AYDIN katıldı.

Kitap okuma etkinliği sonrası açıklama yapan Reşadiye Kaymakamı Murat METE;  "2018-2019 Eğitim ve Öğretim yılının 2. Döneminin başladığı il gününde, Valiliğimiz himayesinde yürütülen “Kitap Tokat Projesi” kapsamında Atatürk ortaokulu 6.sınıf öğrencilerimizi ağırladık. Projenin temel amacı, öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırmak; öğrencilerin kendini ifade etmelerinin, iletişim ve sosyal becerilerinin gelişmesini desteklemektir. 

Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı kazandırarak, toplumsal duyarlılık ile yorumlama bilgi ve becerisi kazandırmak amaçlanmaktadır. Bu yolla öğrencilerin analitik düşünen, düşündüğünü doğru ve açık bir şekilde ifade eden, algılama gücü yüksek, yorum ve sentez yapabilen, sorgulayan, tartışan, doğruların tek noktadan değil çeşitli bakış açılarıyla ortaya çıkacağını kavramış, güzellik duygusu ve estetik anlayışı gelişmiş, kültürlü, milli ve manevi değerlere sahip yüksek karakterli bireyler olarak yetiştirilmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır. 

Bu vesile ile; 2018-2019 Eğitim Öğretim yılının 2. döneminin kazasız belasız ve başarılı bir şekilde geçmesini temenni ediyor, bütün öğrencilerimize başarılar diliyorum." ifadelerini kullandı.


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Resadiye.gov.tr
 Resadiye.gov.tr

İskefsir'den Reşadiye'ye Bir İlçenin Kuruluşu

Hiç yorum yok
1
664 yılında Erzurum Vilayetinin Şarki Karahisar sancağına bağlı iken daha sonraları Sivas Vilayetine bağlanan İskefsir nahiyesi, 1906 yılında Sivas Valisi Reşit Akif Paşa'nın talimatı ile bugünkü yerinde ilçe olarak kurulmuş ve İskefsir olan adı, Sultan Mehmet Reşat adına ithafen Reşadiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyetten sonra Tokat vilayetine bağlanan Reşadiye'nin kuruluş hikayesini Reşadiye'li Prof. Dr. Ali Rıza ATASOY'un kaleminden derledik.

  1664 yılında Erzurum Vilayetinin Şarki Karahisar sancağına bağlı iken daha sonraları Sivas Vilayetine bağlanan İskefsir nahiyesi, 1906 yılında Sivas Valisi Reşit Akif Paşa'nın talimatı ile bugünkü yerinde ilçe olarak kurulmuştur. İskefsir olan adı ise Sultan Mehmet Reşat adına ithafen Reşadiye olarak değiştirilmiştir.

Cumhuriyetten sonra Tokat vilayetine bağlanan Reşadiye'nin kuruluş hikayesini Reşadiye'li Prof. Dr. Ali Rıza ATASOY kaleme almıştır. ATASOY, 1950 yılında yayınlanan ve Reşadiye ile ilgili bilinmeyenleri kaleme aldığı "Tokat Reşadiye İlçesi Halk Kitabı" adlı kitabında ilçenin kuruluşunu şu şekilde paylaşmaktadır;
1906 (1322) senesi ilkbaharında o zaman Sivas vilayetine bağlı olan Şarki Karahisar Sancağı Mutasarrıfı Çerkez Cevat Bey, Sivas vilayetinden aldığı emir üzerine yanında Mesudiye Kazası Kaymakamı Sırrı Bey, Tabur Ağası Ahmet Bey, Mesudiyeli Ali Çavuşzade İsmail Bey, Kızılcaviran Köyünden Celepzade Ethem Efendi (Atasoy), Hacı Osmanzade Şükrü ve Kamil Efendiler, Yağsıyan Köyünden Müderris Salih Hoca, Feslek Köyünden Kösezade İsmail Efendi, Çengi Bağından meşhur Şehremini Rıdvan Paşa’nın Ağası Hızırzade Ahmet Ağa, Bozçalı Köyünden Hacı Ağabeydinzade Abdullah Efendi vesair (diğer) civar köylerin eşraf ve ahalisi (önde gelenler ve halkı) hazır olduğu halde Kelkit ırmağının sağ kıyısında ve köprübaşında çamlarla süslenmiş bir tepenin eteğinde kâin (olan) az meyilli ve ufak dikenlerle örtülü sahada kasabanın kurulmasına karar verilmiştir. Kazanın tesisinden (kurulmasından) evvel burada Yağsıyan Köyünden Müderris Salih Hoca, halkın yardımıyla kerpiçten yaptırdığı bir medrese vardı.
Bu mahallin (yerin) yeni teşkil olunacak kazanın ortasına tesadüf etmesi (denk düşmesi), burasının boş hali bir yer olması, büyük bir nehrin kenarından bulunması, her mevsimde geçit vermeyen bu nehrin üzerindeki köprünün burada bulunması, buraya on dakika mesafede sıcak su kaplıcalarının bulunması ve burada her senenin ilkbaharında “Çermik Panayırı” adıyla bir ay devam eden büyük bir panayırın kurulması ve bu panayır sebebiyle halkın buraları tanıması ve alışkanlığı, bahusus şarka (en çok da doğuya) doğru uzanan Kelkit Vadisi’ni takip eden yol üzerinde bulunması ve bu yolun her mevsimde işlek ve kar tutmaması, Niksar ve Koylehisar kazalar ve bunların kaleleri arasında bulunması gibi müsait (uygun) şartlar göz önünde tutularak şehrin bu mahalde kurulmasına karar verilmiş ve 1906 tarihinde (1322) “İskefsir kazası” adıyla bir kaza kurulmasına iradei seniye (padişah kararı) çıkmıştır.

Tekrar söyleyelim ki Sultan Reşat zamanı saltanatında çok eski bir isim olan İskefsir adı değiştirilerek şimdi Tokat Vilayetine bağlı Reşadiye kazası adıyla anılmaktadır.

İskefsir nahiyesinin kazaya tahvil [dönüştürme] sebebine gelince: İskefsir nahiye ve köylerinin Mesudiye kaza merkezinden çok uzak olduğundan buralarda hükümet nüfuzu yerine bir takım mütegalibe nüfuzunun kaim (zorbaların etkinliğinin geçerli) olduğu ve bahusus (en önemlisi) kış mevsiminde hiçbir yerinden geçit vermiyen Kelkit ırmağının üzerinde bulunan köprünün burada bulunması ve köprübaşını tutan eşkıya veya tütün kaçakçılarının vaziyete hâkim oluşu gibi şeyler idi.

Bu vaziyetleri yakından inceliyen o tarihte Sivas valisi bulunan Reşit Akif Paşa vilayet dâhilinde birçok mütegalibeleri (zorbaları) uzak yerlere nakletmek ve hükümet nüfuzunu tesis maksadile (etkisini oluşturmak amacıyla) pek çok icraat ve ıslahat (uygulama ve yenilik) yapmış ve bu icraatı arasında bu kazanın tesisini tensip ederek (kararlaştırarak) padişahın, iradesini istihsal (kararını elde) etmiş ve kaza merkezinin intihabı (seçimi) ile faaliyete geçmesi için Kara hisar mütasarrıflığına ve Hamidiye kaymakamlığına tebligat (yazılı bildirme) yapmıştı. 

İskefsir nahiyesini ihtiva eden (oluşturan) köylere ilâve olarak civar Niksar, Koylehisar ve Hafik kazalarından yeni kaza merkezine yakın ve fakat bağlı bulundukları kazalara uzak bulunan münasip (uygun) bir takım köyleri de halkın arzu ve dilekleri tatmin edilmek suretile alınarak İskefsir kazası tesis olunmuş ve hemen faaliyete geçilerek ilk kaymakam tayin edilmiştir.

Kelkit nehri kenarında bir sathı mail (meyilli arazi) üzerinde bir imar planı dâhilinde büyük adalar ve parsellere ayrılarak geniş düz caddeler, meydanlar, hükümet konağı, mektep cami çarşı ve pazar yerleri ve mahalleler gösterilmek suretiyle 1906 (1322) de inşaata başlanmıştır. İşbu planın kopyesi tapu sicil muhafızlığındadır."

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Foto Kerem, Reşadiye
 Metin GÜRDERE, 20 YY Tokat I. Cilt
 Tokat.gov.tr

Tokat'lı Büyükelçi KILIÇ, Moldova'da Soydaşlarımızın Kanalına Konuk Oldu

Hiç yorum yok
Tokat'ın Reşadiye ilçesi Köklü Köyü'nde 10 çocuklu ailenin, 5. çocuğu olarak dünyaya gelen, orta halli ailesinin kıt imkanlarıyla okuyan, başarılı grafiğiyle devletin çeşitli üst kademelerinde görev yapan Tokat’lı ilk Büyükelçi Hulusi KILIÇ, görev yaptığı Moldova'da soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Gagauzya’da yayın yapan Gagauzya TV'de Gün Gündem programına konuk oldu. Programda 1,5 sene içerisinde Moldova'da yapılan hizmetleri televizyon aracılığıyla soydaşlarına aktaran Büyükelçi KILIÇ, "Türkiye olarak Gagauz soydaşlarımıza kazandırılan projelerden gurur duyuyorum." dedi.

  Tokat’lı ilk Büyükelçi Hulusi KILIÇ, görev yaptığı Moldova'da soydaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı Gagauzya’da yayın yapan Gagauzya TV'de Gün Gündem programının 14 Ocak 2018 tarihindeki yayına konuk oldu.

Büyükelçi KILIÇ televizyon programı boyunca aradan geçen 1,5 yıl içerisinde gerçekleştirdikleri hizmetleri şu idalerle anlattı;

"BURADA KENDİMİ EVİMDE HİSSEDİYORUM...
Gagauz soydaşlarımızın, kardeşlerimizin yeni yılını colada yortusunu en güzel dileklerimle kutluyorum. Yeni yıl 2018 yılı hem Gagauz soydaşlarımız için, hem Türk halkı için güzel bir yıl olmasını diliyorum. 2017 yılı güzel bir yıl oldu. Çok çalıştık, çalışmalarımızın sonucu tatlı yorgunluklarımız oldu. 2018 yılı daha da güzel olacak. Gagauzya soydaşlarımızın yaşadığı bölge. Moldovanın bir parçasıdır. Bizim arzumuz hem Moldova gelişsin, hem Gagauzya gelişsin. Türkiye olarakta biz Moldovanın her yerine yardımlarımızı yapıyoruz. Türkiye olarak elimizden gelen yardımları her zaman yapıyoruz, yapacağız. Gagauz halkı benim halkım. Ben burada kendimi evimde hissediyorum. Sokakta her gördüğüm Gagauz benim kardeşimdir. Bu topraklarda kendimi yabancı hmiyorum. Kendi topraklarımda, kendi yerimde hissediyorum. Burada bana herkes sıcakkanlı. Bu bakımdan ben hem Türkiye nezdinde hem Moldova’nın, hem de Gagauzya’nın Büyükelçisiyim.

2017 YILINA BAKTIĞIMIZDA ÇOK GÜZEL PROJELER GERÇEKLEŞTİRDİK...
Göreve geldiğim günden itibaren üzerinden 24 saat geçmeden çalışmalarımıza başladım. 2017 yılı içerisinde çok güzel projeler gerçekleştirdik, bu projelerin bir çoğuda devam etmektedir. Anaokulu projesi 1-2 aya kadar tamamlanacaktır. Bölgenin en modern Hastane projesi bitmek üzere, en kısa zamanda soydaşlarımıza kazandıracağız. Altında Belediyesi tarafından yaptırılan Gençlik Merkezi projemiz devam ediyor. Çadır kasabasında Huzur evi projemiz devam ediyor. Yakın bir zamanda başlayacak olan Kültür Evi restorasyon projemize başlayacağız. Ayrıca Üniversite Öğrenci yurdu ve spor tesisi projeleri üzerinde çalışıyoruz. Unutmadan şunu da söylemek istiyorum büyük maliyetli olan insanların yaşam kaynağı olan su projemizde var. Başka yerlerdeki ihtiyaçları Türkiye olarak karşılamaya çalışacağız. Bu gibi hizmetlerimiz Moldova’nın diğer bölgelerinde olacak. Daha önceki beyanlarımızda açıklamıştık, izninizle tekrar izah etmek istiyorum. Moldova’nın Cumhurbaşkanlığı binasını Türkiye olarak onarımını yapacağız. İhalesi yapıldı önümüzdeki günlerde onarım çalışmaları başlayacaktır. Bana göre bu binanın onarımının Türk halkının, Moldova halkına yaptığı büyük bir hediyesidir. Bizler bu tür projelerimizi sürdüreceğiz.

RECEP TAYYİP ERDOĞAN EĞİTİM KOMPLEKSİ...
Recep Tayyip Erdoğan Eğitim Kompleksi içerisinde daha iyi ve daha büyük bir Lise yapacağız. Yeni yapılacak bu Lise 500 öğrencilik kapasitelidir. Süleyman Demirel Lisesini ’de Sanat Okulu olarak değerlendireceğiz. Bu Okulumuz kapanmayacaktır, Okulumuz herkese açık olacaktır. Gagauzya’da herkesin ana dilini konuşmasını arzu ediyoruz. Ülkenin resmi dilinide ayrıca öğrenmelerini istiyoruz. Rusça bu bölgede önemli dil, bu dili de konuşmalarını ve öğrenmelerini arzu ediyoruz. Bizim için ortak dil olan Gagauz Türkçesi ve Türkiye Türkçesini dillerini öğreninki kimliğinizi unutmayın. Yeni yapılan Anaokulu’nda iki dilli eğitim olacak. Hem Gagauz, hem Moldova dillerinde eğitim verilecektir.

BİZİM ÇALIŞMA DİSİPLİNİMİZ BAŞLANAN PROJEYİ HIZLI BİR TEMPO İLE BİTİRMEKTİR...
Moldova’nın birçok bölgesinde başlanılan projelerin bizzat takibini yapıyor, disiplin içerisinde hızlı bir tempo ile devamını sağlıyoruz. Bu projeyi hızlı tempo içerisinde bir an önce tamamlayıp hizmete sunmak için çabalıyoruz. Bütün Dünyada böyle çalışıyoruz. Türk Şirketleri Dünya sıralamasında 2. Sırada bulunmaktadır. 250’e yakın Türk Şirketleri Dünyanın her bölgesinde çalışmaktadır. Biz hızlı çalışıyoruz, onun için Dünyanın 16. Büyük Ekonomisi olduk. Türkiye 80 milyonluk nüfusuyla büyük bir Devlet. Afrika’da, Uzakdoğu’da, Asya’da ve Moldova Kişinev’de Türk Şirketlerinin projeleri devam etmekte olup, bizler söz verince yapıyoruz. Mesela çocuk bahçesine ne zaman başladık, yaratıcılık evine ne zaman başladık sizlerde biliyorsunuz. Kısa bir sürede başlanılan bu projelerin binaları boy göstermektedir. Çalışmalarımız halen devam etmektedir.

KARDEŞ AZERBAYCAN FARKLI BİR ÜLKE...
Azerbaycan farklı bir ülke. Orada petrol ve doğalgaz var. Nüfus da fazla, ister istemez orada ilişkilerimiz daha farklı oldu. Gagauzya’da bu gibi işler biraz yavaş ilerlemektedir. Azerbaycan’ın sahip olduğu imkânlar burada maalesef yok. Moldova ve Gagauzya’da yeni yeni projelerle gelişecektir. Size bir müjde vereyim. Bu bölgede et kombinesi kuracağız. Türkiye olarak tüm tecrübemizi Gagauz kardeşlerimizle, soydaşlarımızla paylaşmaya açığız. Sizleri kendi parçamız olarak görüyoruz.

TÜRKİYE NEREDE İHTİYAÇ VARSA ORAYA KOŞUYOR...
Türkiye’de 3 milyondan fazla Suriye vatandaşı var. Türkiye Suriye’den kaçanlara kucak açtı. Türkiye Afrika kıtasında bulunan Somali Devletine kucak açtı. Bu Devlet neredeyse yok oluyordu. Türkiye bu Devlete yardım ederek ayakta kalmasını sağladı. Somali’nin varlığı Türkiye sayesinde devam etmektedir. Türkiye kimin ihtiyacı varsa oraya koşmaktadır. Moldova halkı kardeş halkımız, Gagauz halkı bizim soydaşlarımız onun için daha hızlı geliriz herkese, projelerimizi daha çabuk yaparız.

BİZLER ÇOK YAKIN ÇALIŞIYORUZ...
Moldova’nın Cumhurbaşkanı olsun, Parlamento Başkanı olsun, Başbakanı olsun ve Gagauzya’nın Başkanı olsun bizler onlarla çok yakın çalışıyoruz. İşimizde siyaset yok. Büyükelçi olarak hiç bir zaman siyasi adım atmadım, atmam da. İş birliğimiz gelişmesine önem veririm. Herkes ile konuşurum, her yere giderim, herkesi dinlerim doğru ne ise onu yaparım. Onun için bizlerin ilişkilerimiz herkes ile çok iyi durumdadır. Moldova Devletinin tüm yöneticileriyle çok iyi ilişkilerimiz var. Türkiye Moldova ilişkileri en üst seviyesine ulaşması için çalışmaktayız. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Moldova’ya ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı geldi. Moldova’ya Başbakan düzeyinde bir ziyaret gerçekleşti. Moldova’dan Türkiye’ye üst düzey ziyaretler oldu. Dolayısıyla 2017’de üst düzey ziyaretlerle Diplomatik ilişkilerimizin kuruluşunun 25. Yıldönümü en üst düzey taçlanmış oldu.

TÜRKİYE-MOLDOVA ARASINDA SERBEST TİCARET ANLAŞMASI İMZALANMASINDAN DOLAYI GURUR DUYUYORUZ...
2016 Kasım ayında Serbest Ticaret Antlaşması yürürlüğe girdi. Anlaşma sonrası Türkiye-Moldova arasında yapılan ticaret düzeyi %15 oranında arttı. Bu çok önemli bir rakam, önümüzdeki yıllar içerisinde iki ülke arasındaki ticaret rakamı en üst seviyelere ulaşacaktır.

MOLDOVA’YA PASAPORTLA DEĞİL KİMLİK İLE SEYAHAT İMKANINI GETİRECEĞİZ...
Büyükelçilik olarak bunun üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Türk ve Moldova vatandaşları pasaportlarıyla değil, kimlikleriyle seyahat etmelerini sağlamak için çalışmalarımız devam etmektedir. Türkiye, Gürcistan ve Ukrayna vatandaşları karşılıklı olarak kimlik kartlarıyla gidip gelebilmektedirler.

GAGAUZYA-KOMRAT’TA BAŞKONSOLUSLUK AÇAÇAĞIZ...
Moldova makamları tarafından iştire sonucunda gerekli izin alındı. Komrat’ta Başkonsolosluk açacağız. Bu bizler açısından çok önemli bir gelişme olacaktır. Ayrıca Moldova’nın İstanbul’da bir Ticaret Ofisi açılacak, Ticaret Ofisinde Moldova Dışişleri, Ekonomi Bakanlıklarından ve Gagauzya’dan temsilciler çalışacaktır. Bu da iki ülke arasındaki ticareti artıracaktır.

SOSYAL GÜVENLİK ANLAŞMASI İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANDI...
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım Moldova’yı ziyareti sırasında önemli bir anlaşma imzalandı. Bizler bu anlaşmaya Sosyal Güvenlik Anlaşması diyoruz. Bu şu anlama geliyor. Türkiye’de çalışan Moldovalılar ve Moldova’da çalışan Türk vatandaşlarının ödedikleri emeklilik primleri onların emekliliğine sayılacak. Bu anlaşma iki ülke arasında yapılan en önemli anlaşmalardan biridir.

20 YIL SONRA MOLDOVAYA İLK DEFA TÜRKİYE CUMHURİYETİ CUMHURBAŞKANI DÜZEYİNDE ZİYARET OLACAK, CUMHURBAŞKANI SAYIN RECEP TAYYİP ERDOĞAN MOLDOVA’YI ZİYARET EDECEKTİR...
İki ülke ilişkilerimizi her alanda geliştirmek istiyoruz. Nerede eksiklik var tamamlıyor, nerede problem var anında çözüyoruz. 2018 yılı içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız Moldova’ya gelecek. Cumhurbaşkanımızın ziyareti sonrası Moldova ile ikili ilişkilerde önemli bir dönem başlayacaktır. 2017’i ALTIN YILI diye söylüyorum. 2018 yılı PIRLANTA YILI olacak. 20 yıl sonra Moldova’ya ilk defa Cumhurbaşkanımızın ziyareti olacak, ziyaret sırasında önemli anlaşmalar imzalanacak ve yeni projelere yelken açmış olacağız. Devam eden inşaatlarımız tamamlanacak ve bunların açılışlarını yapacaktır. Gagauz halkı ile Cumhurbaşkanımız bir araya gelecektir. Aynı zamanda Cumhurbaşkanımız Kişinev’de halk ile beraber olacaktır. Bu ziyaret sırasında Sayın Cumhurbaşkanımız iş adamları ile bir araya geleceği çeşitli toplantılar düzenlenecek ve bu toplantılar neticesinde iki ülke ilişkileri daha da ileriye götürülecektir. Cumhurbaşkanımızın Moldova ziyaretinin başarılı ve uğurlu geçmesi için bizler için çok önemli, bu ziyarete çok önem veriyoruz hazırlıklarımızı sürdürmekteyiz. Devam eden inşaatların tamamlanmasına çalışıyoruz. Ana Okulu, Hastane, Güzel Sanatlar Merkezi, Huzur Evi inşa ediyoruz. Kültür Merkezi’nin tadilatını yapıyoruz. Tüm bu projelerin açılışları Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından yapılacaktır.

KOMŞUSU AÇKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR...
Türk tarihini öğrenmek lazım. Türk tarihine baktığımızda biz Türkler her zaman yardım etmişizdir. Kimlerin ihtiyacı varsa Türkiye yardım etmiştir. Bizim kültürümüzde şu vardır, komşusu açken tok yatan bizden değildir atasözünü benimseyip kimlerin yardıma ihtiyaçları olmuşsa ihtiyaçlarını karşılığında hiç bir şey beklemeden Türkiye sağlamıştır. Çünkü insanlıktır bu. Bizlerin insani değerleridir. Yardım ederiz hiç bir karşılık beklemeyiz ve konuşmayız. Kim bizlerden bir şeyler isteniyorsa, bizler onu yaparız.

15 TEMMUZ 2016 HAİN FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ TARAFINDAN YAPILAN DARBE SONUCU MECLİSİN BOMBALANDIĞINI GÖZLERİNİZLE GÖRDÜNÜZ...
2016 Ekim ayında 7 Moldovalı Gazeteci arkadaşlarla birlikte Türkiye’yi ziyaret ettiniz. İlk defa böyle bir gezinin olması güzel oldu. Türk Makamlarıyla görüştünüz, izlenimler edindiniz. Hain FETÖ terör örgütünün bombaladığı Meclisi gezdiniz. Sizlerin orayı görmeniz çok etkili oldu. İnsanlar bilmiyorlar bizler anlatıyoruz ama gözle görmek başka bir şey. Bu tür ziyaretlerin yapılması birbirimizi daha iyi tanımamızı sağladım. Sizler İstanbul’u da gezdiniz. Tarihi yerleri gördünüz. İzlenimler edindiniz. Sonrasında Moldova dönüşünde Büyükelçilikte sizler ile buluştuk, görüş alışverişinde bulunduk. Sizlere şunu tavsiye etmek istiyorum geziye katılan Gazeteci arkadaşlarınızı Televizyona davet ediniz izlenimlerini televizyonuz aracılığıyla soydaşlarımızla paylaşsınlar. İyi olur diye düşünmekteyim.

KARDEŞİN KARDEŞE BORCU OLMAZ, OLAMAZ...
TRT’nin Gagauz Radyo Televizyon Kurumuna yardımlar yaptığı doğrudur. Türkiye’nin sizlere yaptığı yardımın karşılığını beklemiyoruz. Bunlar Türkiye’nin, Gagauzya’ya hediyesidir. Türk halkının kardeşlerine hediyesidir. Ona göre biz karşılıklı bir şey beklemiyoruz. Sadece aramızda sevgi, saygı olsun, kültürümüzü yaşatalım bunu istiyoruz. Sizler ne kadar gelişirseniz bizler o kadar mutlu oluruz.

DİPLOMATİK İLİŞKİLERİN 25. YIL DÖNÜMÜNÜ KUTLADIK...
2017 yılı içerisinde Türkiye-Moldova Diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 25. Yıl dönümünü kutladık. Geçen yıl ilk defa Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ziyareti gerçekleşti. Bu tarihi bir ziyaret oldu. Türkiye’den Moldova’ya gelen misafirlerimizi Gagauzya getirerek soydaşlarımızla buluşturuyorum. Güzel dostluklar kuruluyor. Ayrılırken de çok mutlu bir şekilde Türkiye’ye dönüyorlar. Bu ziyaretler çok önemli. Onlar sizi tanıyor, siz onları tanıyorsunuz.

BİZ YAPTIKTAN SONRA KONUŞMAYI SEVİYORUZ. ONUN İÇİN 2018’DE YAPACAĞIMIZ DEĞİL, 2017’İN SONUNDA YAPTIKLARIMIZI KONUŞALIM...
Sizler 2018 yılında ne yapacaklarımızı soruyorsunuz, madem sordunuz sizler aracılığıyla soydaşlarımıza aktarayım. Ana Okulu, Bölgenin en modern hastanesi açılacak. Güzel Sanatlar Merkezi yapılacak, Çadır şehrinde yaşlılar için Huzur Evi açılacak. Komrat Kültür Merkezini yenilemekteyiz. Üniversitenin Öğrenci yurdu ve spor tesislerinin onarımını yapacağız.

2018 yılında bu projeler sizlere kazandırıldığında, 2019’a daha hızlı gireceğiz. Sözlerimi şu cümlelerle bitirmek istiyorum. Herkes şunu bilsin ki Gagauzya küçük bir halktır ama halktır. Onun için Gagauzya halkı bizim parçamızdır. Gagauzya halkı Türkiye-Moldova ilişkileri açısından önemli bir köprüdür. Bizler kardeşlerimizin ve soydaşlarımızın her zaman yanlarında olacağız. Daha da kalkınmış Moldova ve Gagauzya için çalışıyoruz. 

2018 yılının Moldova vatandaşları ve Gagauzya soydaşlarımız için güzel bir yıl olmasını diliyorum. Sağlık olsun, saadet olsun, bol para kazansınlar istiyorum. Türkiye olarak arzumuz mutlu olun her zaman yüzleriniz gülsün istiyoruz. Ben burada olmaktan çok mutlu oldum, güzel anlamlı bir program oldu. Bu programa davet ettiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum."

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Facebook/ErtanÇİÇEK
 Facebook/ErtanÇİÇEK

Depremle Yeniden Kurulan Şehir; Reşadiye

1 yorum
Yıl 1939, 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece, sabaha karşı “Büyük Hareket” olarak da bilinen “Erzincan Depremi”nde Kelkit ırmağı boyundaki Kelkit ırmağı boyundaki şehirler depremle sarsılmıştır. O şehirlerden biridir, Reşadiye. Oldukça dağlık bir yerleşim yeri olması ve heyelan neticesinde yolların kapanması Reşadiye’ye yapılacak yardımların aksamasına neden olmuş, 2100 can hayatını kaybetmiştir. Reşadiye tarihine dair geçmişten günümüze notlar düşen Prof. Dr. Ali Rıza ATASOY'un 1939 depreminde Reşadiye'de yaşananları kaleme aldığı yazısı sizlerle...

  Türkiye’de depremlerin yoğun yaşandığı bölgelerden biri hatta en önemlisi Kuzey Anadolu Fay Hattında 1939 yılının 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece saat 2.00'da meydana gelen halk arasında “Büyük Hareket” olarak da bilinen “Erzincan Depremi”nde Kelkit ırmağı boyundaki şehirler depremle sarsılmıştır. O şehirlerden biridir, Reşadiye. Oldukça dağlık bir yerleşim yeri olması ve heyelan neticesinde yolların kapanması Reşadiye’ye yapılacak yardımların aksamasına neden olmuş, 2100 can hayatını kaybeder.

Reşadiye tarihine dair geçmişten günümüze notlar düşen Prof. Dr. Ali Rıza ATASOY, 1950 yılında kaleme aldığı "Tokat Reşadiye İlçesi Halk Kitabı" adlı eserinde 1939 depreminde Reşadiye'de yaşananları şu ifadelerle aktarıyor okuyucusuna;

"26-27 Aralık 1939'da sabaha karşı Erzincan depremiyle beraber Reşadiye de şiddetli bir depremin vuku bulmuştur. Erzincan da bazı binalar yıkılmadığı halde Reşadiyede tek bina kalmamıştır. Bütün gazeteler sütunlerini Erzincan felaketi tafsilatıyla (ayrıntılarıyla) baştan başa doldururken zavallı Reşadiye felâketi hakkında tek yazı çıkmıyordu. Erzincan felaketzedelerinin hemen her taraftan yardımlarına koşulduğu halde Reşadiye felaketzedeleri kendi hallerine terkedilmiş ve yardımsız kalmışlardı. 

Dışında dondurucu bir soğuk, yerler yirmi beş otuz santim karla örtülü doğudan esen Sarıyel ortalığı kasıp kavuruyor. 

1939 senesinin aralık ayının yirmi altıncı gününün yirmi yedinci gününe bağlayan Salı günü akşamı yani Çarşamba gecesi sabaha karşı vuku bulan zelzelenin bilançosu şöyle oluyor: 
Halk kendilerini bekleyen büyük felaketten haberleri yok, iş ve güçleriyle meşgul olarak akşam evlerine dönüyorlar. Herkes neşe içinde çoluğuyla çocuğuyla oturup yemeklerini yiyorlar. Anneler yavrularını bağırlarına basıyor, sobalarını dolduruyor, sıcak odalarında derin uykuya dalıyorlar. 
Köylüler sığır ve koyunlarının atlarını, sularını veriyorlar, oturuyorlar, eğleniyorlar ve bütün gün çalışma neticesindeki yorgunluklarını çıkarmak üzere hemen uykuya dalıyorlar.

Saat alafranga dört raddelerinde (sıralarında) birdenbire yeraltından gelen korkunç uğultular ve gürültülerle karışık büyük bir kuvvet Reşadiye kasabanın doğudan batıya doğru bir “Hallacımansur” gibi bütün şiddetiyle sallıyor ve bir anda kasabanın bütün evleri, hükümet daireleri, cami ve minaresi, muazzam ahıl binası velhasıl istisnasız bütün şehir binaları iskambil kâğıdı gibi bir anda “ hâk ile yeksân " (yerle bir) oluyor, taş taş üstünde kalmıyor. 

Bu esnada tepelerden aşağıya Kelkit Nehrine doğru yuvarlanan taş ve kayaların çıkardığı gürültü de bu felâketin ne derece müthiş olduğunu gösteren bir alâmet (işaret) sayılıyordu. Sonra on dakika kadar devam eden sıcak bir rüzgâra esmesine de bir mânâ verilemiyordu. Her taraf ana baba günü acı acı vaveyla (yaygara) çığlıklar, iniltiler imdat sedaları işitiliyordu. 

Kasaba tozla duman içinde, göz gözü görmez bir halde. Halkın bir kısmı enkaz altında can veriyor. Enkaz altında kalıp da henüz ölmeyen çocuklar, kadınlar, erkeklerin canhıraş (yürekten) cankurtaran yok mu sedalarıyla ortalık çınlıyor. Büyük kıyametten örnek fakat imdat nereden, kim kime imdat edecek.

Heyhat ki bu meş’um (uğursuz) neticede ölenler ölmüş, sağ kalıp da birer suretle can havliyle çırılçıplak gecenin karanlığında kendilerini dışarıya karlar içine atabilenler de akıl muvazenelerini (dengelerini) kaybetmiş bir halde mecnun (deli) gibi ortada avare avare (amaçsız) dolaşmağa başlıyorlar. Ana, baba, evlat birbirini tanımayacak bir hale gelmişlerdi. 

Hele yer yer çıkan yangınlarda enkaz altında henüz sağ kalanların da diri bağıra çağıra yanarken feryatlarına can dayanmıyordu.

Merhametsiz tabiatın soğuğiyle, gayet şiddetle esen soğuk rüzgâriyle ve bir de yirmi otuz santim karla pençeleşirken çırılçıplak ortada dolaşanlar da imdat diye yapılan feryatları: kulak asacak: vaziyette değildiler. Ancak bu acizden  (çaresizlikten) istifadeye konulan bazı soysuzlar, alçaklar çapulculuğa başlayarak zavallıların imdat ve yardımlarına koşacak yerde canlarıyla uğraşanların varını yoğunu aşırmakla, sandıklarını balta ve kazmalarla kırmakla meşgul bulunuyorlardı. 

Bilmem ki bu müthiş manzara karşısında hükümet amirlerinin, jandarmaların akıllarını başlarına toplayarak az çok bir yardımda bulunabildiler mi? Ne gezer, kimseden kimseye fayda olmamıştır."

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Foto Kerem
 Metin GÜRDERE, 20. Yüzyılda Tokat I. Cilt 
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net