Responsive Ad Slot

İlçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İlçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eskiden Yeniye Erbaa

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Depremle Taşınan Şehir: Erbaa
T
ürkiye'de depremlerin yoğun yaşandığı bölgelerden biri, hatta en önemlisi Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde Kelkit havzasında yer alan Tokat ve ilçeleri son 2000 yılda en az 30 depremle sarsılmış, en acılarını ise 1939, 1940, 1942 ve 1943'de yaşamış, taş üstünde taş kalmamış, şehirler haritadan silinmiştir. 1939 yılı ve sonrasında art arda meydana gelen yıkıcı depremler; çok sayıda can ve mal kaybı yanı sıra demografik, ekonomik ve sosyal açıdan oldukça etkilemiş, merkezi ve yerel yönetimleri çareler aramaya sevk etmiştir.

Tarih boyunca dünyada ve ülkemizde şehirlerden bazıları bu güne kadar kurulduğu yerde yaşama olanağı bulduğu halde, bazıları da kuruldukları ve uzun süre yaşadıkları ilk yerleri, çeşitli nedenlerle terk ederek başka bir yerleşim yerini değiştirmek zorunda kalmıştır. Korunma, ekonomik ve askeri nedenlerin yanında, doğa olayları da yer değişiminde önemli etkenlerden biridir. Doğa olaylarının başında ise depremler gelmektedir. Ülkemizde bugüne kadar deprem nedeniyle yer değiştirmek zorunda kalan şehirlerin başında Erzincan,  Kütahya'nın Gediz ilçesi ve Tokat ekonomisinin can damarı olan Erbaa ilçesi yer almaktadır. 

Erbaa, Orta Karadeniz Bölümü’nde Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek Yeşilırmak adını aldığını Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde "ab-ı hayat" diyerek övdüğü Kelkit Irmağı'nın alüvyonlarının oluşturduğu verimli topraklar üzerinde kurulmuştur. Erbaa, sahip olduğu coğrafi konum avantajlarına bağlı olarak giderek bir cazibe merkezi haline gelmiş, şehrin sosyal ve ekonomik gelişimine, nüfus artışı eşlik etmiştir. 

Erbaa'nın Depremle İmtihanı
Erbaa, ülkemizdeki en uzun fay zonlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer almaktadır. Batıda Saroz körfezi ve Marmara denizi ekseninden İzmit körfezi, Adapazarı, Düzce, Bolu, Kastamonu dolaylarından geçerek Kelkit vadisine oradan Erzincan ovasından geçerek Varto deprem bölgesine ulaşan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Van gölü kuzey kenarından İran’a kadar uzanır. 

Erbaa ve yakın çevresindeki yerleşim yerleri tarih boyunca bu fay hattından kaynaklı bir çok depreme sahne olmuştur. Geçmişte en az beş defa (1045, 1268, 1458, 1482, 1498) depremlerin ağır ve yıkıcı etkisi ile karşı karşıya kalan Erbaa, depremlerin en acısını ise 1939 ve sonrasında yaşamıştır.

1939 Depremi: 1939 yılı Aralık ayının 26'sını 27'sine bağlayan soğuk bir kış gecesinde 7,9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, kayıtlara Erzincan depremi olarak geçen bu deprem, Kelkit havzasında yer alan Erbaa ile birlikte Niksar, Reşadiye, Suşehri, Koyulhisar, Erzincan ve Erzurum'u sarsmıştır. Depremde Erbaa merkezde 319 kişinin hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir.

1940 Depremi: Henüz 1939 Erzincan depreminin yaraları sarılmadan, 1 Ocak 1940 tarihinde 6,2 büyüklüğünde meydana gelen depremde Erbaa'nın yanı sıra, Niksar ve Tokat merkezde de can kayıplarına ve yıkımlara yol açmış, Erbaa'da 881 can kaybı yaşanırken, 1659 bina yıkılmıştır. 

1942 Depremi: Merkez üssü Erbaa, Niksar hattı olan, 20 Aralık 1942 tarihinde yerel saat ile 17.03'te meydana gelen, 7.0 büyüklüğündeki deprem, 1939 ‘daki depremden daha fazla can ve mal kaybına sebep olmuş, Erbaa adeta haritadan silinmiştir. Deprem, Niksar’ın doğusu ile Erbaa kuzeyi arasında yaklaşık 50 km'lik bir yüzey kırığı oluştururken Erbaa'da büyük hamam ile bir kaç ahşap yapı ancak ayakta kalabilmeyi başarmıştır. Depremde 3000 kişi can verirken, 6300 kişi yaralanmış, 2295 ev yıkılmış, 4 otel, 4 fırın, 127 dükkân, 8 kahvehane, 13 depo ve belediye binası yerle bir olmuştur. 1942 depreminde 16 yangın olmuş, tutuşan evlerin hemen hemen tamamı yanarak yok olmuştur. 

1943 Depremi: 26 Kasım 1943 günü Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun orta kesiminde, Ladik ile Tosya arasında 7.2 büyüklüğünde çok yıkıcı bir deprem olmuştur. Batıda Erbaa'dan doğuda Ilgaz'a kadar uzanan 300 km uzunlukta ve 20 km genişlikte bir zon içerinde yer alan geniş bir alanı etkilemiş, büyük kayıpların olduğu bu depremde, binaların yüzde 75’i yıkılmış, kamu binaları ve tarihi binalar tamamen yıkılmış, karayolları, tren yolları ve telgraf hatlarında onarılamayacak hasar meydana gelmiştir. 1939, 1940 ve 1942 depremleri sonrasında halkı zaten baraka, çadır tarzı derme çatma meskenlerde oturan Erbaa'da, toplam 12 can kaybı kaydedilmiştir.

Erbaa ve yakın çevresinde 1939 yılı ve sonrasında art arda meydana gelen yıkıcı depremler şehrin mevcut durumunu ve daha sonraki gelişimini etkileyen çeşitli demografik, ekonomik ve kültürel sonuçları da ortaya çıkarmıştır. Depremlerde yaşanan can kaybı, yaralanmalar, psikolojik travmalar, insan kaynakları açısından büyük bir kayba neden olurken, yıkılan binalar ve işyerleri ile birlikte şehrin ekonomik hayatı durma noktasına gelmiştir. Erbaa'nın 1940'lara kadar artan nüfusu birden durmuş, hatta azalma sürecine girmiştir. 

Depremin ekonomik ve sosyal etkilerinin azaltılması mümkün olmamakla birlikte merkezi hükumet ve çevre il ve ilçelerden gelen yardımlarla yaraların sarılmasına çalışılmış, depremzedelere devlet tarafından nakit para yardımı ile yeni yapılacak evlerde kullanılmak üzere çivi, cam, kereste, kiremit, çimento, kireç ve taş yardımında bulunulmuştur. Ayrıca, bir hızar fabrikası kurularak, buradan evini yapacak kişilere kereste verilmiştir. 

Eskiden Yeniye Erbaa
Erbaa'da art arda yaşanan yıkıcı depremler sonrasında bölgeye gelen heyetler tarafından jeolojik ve tektonik araştırmalar yapılmış, şehrin bulunduğu yerde ayakta kalmasının mümkün olmayacağı, taşınmasının kaçınılmaz olduğunu öneren bir rapor hazırlanmış ve Bakanlar kuruluna sunulmuştur.

1944 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla Erbaa’nın bulunduğu yerden 2 km. kadar güneyinde ve İmbat Deresi'nin batısında yere alan “Ardıçlık” olarak adlandırılan yere taşınması kararlaştırılmıştır. 15 Nisan 1944 tarihinde Hükümet Konağı'nın temelinin atılmasıyla taşınma devlet eliyle başlatılmıştır. Erbaa şehir merkezi yeni yerinde Alman bir şehir planlamacısının çizimleriyle düzenli bir yerleşimle yeniden kurulmaya başlamıştır. Günümüzde Erbaa şehir merkezinde "tarihi eser" olarak nitelenebilecek hiç bir yapı bulunmayıp en eski bina 1944 yapımıdır.

O dönemin tanıklarından Şahap ATEŞ, deprem sonrası Erbaa’nın taşınmasını şu şekilde anlatıyor:
1939 yılındaki depremde evimiz yıkılmadı. İkincisinde (1940 depremi) ben evde yoktum. 1942 yılında zelzele oldu. Daha önce yıkılmayanlar yıkıldılar. Komşularımız evlerinde öldüler. Bir sene sonra 1943’te de bir daha oldu. On dakika içerisinde büyük bir gürültü ile yıkıldı. Ondan sonra karar verdiler. Artık buranın tadı tuzu kalmadı diye. Toprak gevşek. Yukarıyı keşfetmişler, oraya karar veriyorlar. 1944 yılında temel atılıyor. Dördüncü ayın on beşinde saat dörtte temel atıldı. Bir katlı bir kaymakamlık binası yapıldı, Eksel yolunda. Daha sonra da belediye binası yapıldı. Göçtükten iki yıl sonra hükümet binası yapıldı. Hem adliye, askerlik şubesi oldu. Hepsi yetti. 1100 haneydi göçenler. Göçmeyen 20 hane civarında kalmıştı. Fakirlere barakalar yaptılar. Taş verdiler, ağaç verdiler. Kendi enkazlarını da götürdüler. Bazıları tamamlamadan göç ettiler. 4-5 sene barakalarda geçti. Eski zenginlerin evinde mobilyalar, meyve bahçeleri, çifte havuzlar, şadırvanlar, şato gibi evler. Bunlar göçmek istemediler. 200-400 dönüm arazileri, tütünleri, ahırları vardı. Gidenleri de caydırmağa çalıştılar. Vali İzzeddin Çağpar “İhtiyarların bedduasını, gençlerin duasını alacağım” demiş. Yedi sene İmbat Deresi’nin suyu ile idare etmişler. Halk bu su ile çamaşırını yıkardı. İçmek için de çeşmeler yapıldı. Biz dört sene sonra gittik. Evleri planlı olarak yaptılar.
 Hasan AÇIKEL Tokattan.net
 Twitter/hergezgin
 Afad.gov.tr
 Tr.wikipedia.com
 Türkiyede Yer Değiştiren Şehirler Hakkında Bir İlk Not, Doç. Dr. Metin TUNCEL
Bu yazı için Sayın Ali YILMAZ'ın Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi için kaleme aldığı "Depreme Bağlı Yeri Değiştirilen Bir Şehir: Erbaa, Tokat"  başlıklı yazısından yararlanılmıştır. 

1936 Yılında Erbaa

Hiç yorum yok
Tokattan.net | 1936 Yılında Erbaa
T
ürk basınının köklü gazetelerinden biri olan Cumhuriyet, 15 Ağustos 1936 tarihli sayısında "Orta Anadolu’nun Mümbit Bir Kazası: Erbaa” başlığıyla 1939, 1942 ve 1943 depremleriyle yıkıma uğrayan ve yeniden yapılanan eski Erbaa'nın 1936 yılındaki sosyal, ekonomik ve spor yaşamına dair geniş bir habere yer veriyor. O dönem Erbaa'nın en önemli sorunu görülen olarak su problemine değinen gazete "Erbaa'nın su işi halledilecek olursa burası büsbütün inkişaf edilecektir." ifadelerini spottan okuyucusuna aktarıyor.

Erbaa'nın 1936 yılındaki nüfus sayısı ile başlayan haberde, yetiştirilen tarım ürünleri ve ederi, Erbaa'da spor yaşamı, Erbaa belediyesinin o dönem ki çalışmaları ve Erbaa'da iktisadi hayata dair detaylar yer alıyor. Erbaa'nın su problemine değinen gazete, ovadan susuzluk nedeniyle yeterli verim alınamadığını, sulu tarım için Kelkit ve Yeşilırmak’tan istifade edilmesini öneriyor.

Ayrıca, Erbaa'nın Kale köy Boğazkesen bölgesinde Kelkit ırmağı ile birleşen Yeşilırmak’ın Samsun Çarşamba'da döküldüğünü belirten dönemin Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri, Hasan Uğurlu Barajının inşa edilmesiyle yapılabilen nakliyatların hayata geçirilmesi için öneride bulunmayı ihmal etmiyor.

Cumhuriyet Gazetesi'nin 15 Ağustos 1936 tarihli sayısının 6 sayfasında“ Orta Anadolu’nun Mümbit Bir Kazası: Erbaa ”  başlığıyla yayınlanan haberin içeriğinde şu ifadelere yer veriliyor;
Bin, bin beş yüz evli, 8–10 bin nüfuslu Erbaa kazası geniş ve mümbit bir ova üzerine kurulmuş, şark ve şimalden karayaka ve Karınca dağları ile cenubdan ufak tepeler ve yaylalarla muhat garbi Kelkit ırmağının takip ettiği ova ile açık, güzel bir kazadır.

Kelkit, Kale Köyünün Boğazkesen kısmında Yeşilırmak ile birleşerek Çarşambaya dökülür. Bu ırmağa Erbaa - Çarşamba arasında nakliyata müsait bir şekil verme imkânı vardır.

Erbaa’nın 160 köyü vardır. Bu köylerin içinde hava, su ve manzara itibariyle çok güzelleri olmakla beraber birkaç yüz sene evvelisi gibi kalanları da mevcuttur. Erbaa’da tütün, afyon, kendir, pamuk, hububat, çay ve ipek böceği yetiştirilmektedir. En büyük servet membaını tütün teşkil eder. Her sene asgari bir buçuk milyon kilo tütün yetiştirilir. Ve tütünden her sene 750 bin lira para girer. Tütünden başka afyon, kendir, pamuk ve zer’iyatı da mühim bir servet membaı olmakla beraber her nedense köylü afyon zer’iyatına fazla ehemmiyet vermekte, pamuğu da ancak kendi ihtiyacına göre yetiştirmektedir. Erbaa’nın bazı köylerinde ipek böceği yetiştiren köylüler mevcutsa da bu kısma da lazım gelen ehemmiyet verilmemektedir. Tababetle kullanılan (mahleb) de epeyce para getirmektedir. Bu işi de ehemmiyetsiz telakki etmemek lazım gelir. Yumurta, deri ve yapağı işi de epeyce bir yekun tekil eder. 

Bunlardan başka Amasya’nın (çiçekli bamyası) diye şöhret kazanan kuru bamya Erbaa’nın Zuday köyünde (Şimdilerde Alparslan Kasabası) yetişir ve Amasya’ya yakın olan Teke nahiyesinde ve köylerinde yetişen misket elması Amasya’ya şöhret kazandıran elmadır.

Son zamanlarda Mercimek Köyü ve civarında bağcılığa fazlaca ehemmiyet verilmektedir. Kısaca diyebiliriz ki Erbaa’da yetişmeyen ve yetişmeyecek olan hiçbir mahsul yoktur. Fakat suyun azlığı bu mahsullerin de noksanlığını intaç etmektedir. Eğer Erbaa’yı ve susuz olan köylerini Kelkit ve Yeşilırmak’tan istifade ederek sulama imkanı hasıl olsa bu mümbit arazi bir Mısır olur.

Erbaa’nın suya ihtiyacı olduğu kadar temizlik ve yola da çok büyük ihtiyacı vardır. Çok sıcak olan bu muhitte yağmursuz mevsimler bunaltıcı bir kuraklık yapar ve bu kuraklık, zaten bakımsız ve az temizlenen Erbaa’yı toza boğar. Yağmurlu mevsimlerde ise, kaldırımsız sokaklar geçilmeyecek bir hale gelir. 

Bu zengin toprakların suya, temizliğe ve bakıma çok ihtiyacı vardır. Biraz gayret ve biraz çalışmakla istenilen her şey elde edilebilir. Erbaa Belediyesinin, hiç olmazsa bundan sonra olsun fazla paraya mütevakkıf olmayan temizlik işlerine ehemmiyet vermesini dileriz. 

Erbaa'da Spor
Erbaa spor işleri, her yerde olduğu gibi, birkaç şahsın varlığına bağlıdır. Faaliyet devriyesi bu çalışkan kimselerin işleri icabı yazın Erbaa’da bulundukları müddete inhisar eder. Ondan sonra faaliyet durmasa bile yokluğunu hissettirecek kadar azdır.

Diğer Belediye İşleri
Şahsi bir teşebbüs sayesinde vücuda getirilmiş olan elektrik teşkilatının bir çok noksanları olmakla beraber takdire değer bir teşebbüs sayılabilir. Belediyenin şimdiye kadar yapamadığı elektrik işine bir kaç zengin yardım etmiş olsa, daha istifadeli bir şekle sokulabilir ve Erbaa bugün ki yarı karanlık vaziyetinden biraz daha aydınlığa kavuşmuş olur.

İtfaiye Belediyenin başaracağı işlerin en ön safında bulunması icap eden işlerden biridir. Zira, kerpiç ve tahtadan yapılmış ve yapılmakta bulunan Erbaa evlerinin ve Erbaa’nın sigortası ancak bu teşkilatın esaslı ve işe yarar bir hale getirilmesiyle kabildir. bu teşkilattan da istifade ciheti gene bol suya bağlıdır. 

İktisadi Hayat
1935 rökoltesinin iyi fiyatla satılması Erbaa’da tütün ekimiyle uğraşan köylüyü ve halkı, bu sene daha fazla tütün ekmeye teşvik etmiştir. Geçen sene 6300 küsür zürradan ibaret olan ekisi miktarı bu sene 9500 -10,000 zürraa kadar yükselmiştir. Yetişecek tütün miktarının üç buçuk milyon kilo olacağı tahmin edilmektedir. Yalnız ova ve ovaya yakın köylerde, bazı hastalıkların zuhur etmesi bu sene de Erbaa’da iyi tütün miktarını azaltacaktır. Havalar müsait gidip diğer kısımlar iyi kurursa ancak o zaman dip ve dip üstlerinin fenalığı pek zararı mucip olmayacaktır.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net
  HaberErbaa.com

Zile Belediyesi Kurumsal Logosunu Yeniledi

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Zile Belediyesi Kurumsal Logosunu Yeniledi
A
nadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat'ın tarihi ve kültürel yelpazesiyle öne çıkan ilçesi Zile'de, Zile Belediyesi kurumsal logosunu yeniledi. Resmi Sosyal medya hesapları ve web sitesinde yayınlanan yeni logo'da Sezar’ın Zile’den Roma’ya gönderdiği dünyanın en kısa mektubu «Veni Vidi Vici»,Zile'de egemenliklerini sürdüren 12 medeniyet ve mavi su damlası ile Zile’nin bir su şehri olduğu vurgusu yer alıyor.

Anadolu'nun en eski yerleşim merkezlerinden birisi olan ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapan Tokat'ın tarihi ve kültürel yelpazesiyle öne çıkan ilçesi Zile'de, Zile Belediyesi kurumsal logosunda değikliğe gitti. Belediye'ye ait resmi Sosyal medya hesapları ve web sitesinde yayınlanan yeni logo'nun öyküsü, Zile Belediyesi Sosyal medya hesabında paylaştı. Değişen logoda Sezar’ın Zile’den Roma’ya gönderdiği dünyanın en kısa mektubu «Veni Vidi Vici», Zile'de egemenliklerini sürdüren 12 medeniyet ve mavi su damlası ile Zile’nin bir su şehri olduğu vurgusu yer alıyor.  

Zile Belediyesi, yeni logo'nun öyküsü "Yeni Zile Belediyesi İmleğinin (Logosunun) Öyküsü" başlığıyla Sosyal medya hesabında şu ifadelerle paylaştı;
Zile, tarihi 7 bin yıla dayanan, ayrıcalıklı özellikleri olan ”KİMLİKLİ BİR KENT” tir.  Zile Belediyesi’nin logosu tarihsel derinliğe sahip, Zile’nin tarihsel derinliğini kucaklayan bir ayırmaç olup, Zile’nin kimliğinin bir yansımasıdır. 
Zile Belediyesi Logosu 3 adet V harfinin birleşimden müteşekkil büyük bir V harfinden oluşmaktadır. Bu üç «V» harfi Roma İmparatoru Sezar’ın Zile’den Roma’ya gönderdiği dünyanın en kısa mektubu «Veni Vidi Vici» (geldim, gördüm, yendim) sözlerini temsil etmektedir.  Bu üç adet «V» harflerine bağlı 12 çizgi Zile de egemenliklerinin sürdüren 12 medeniyeti ( Asur, Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma, Bizans, Danişmendliler- Selçuklular, İlhanlılar, Ertanoğulları Kadı Burhanettin ve Osmanoğulları) temsil etmektedir. 
Logodaki mavi su damlası Zile’nin bir su şehri olduğunu, su ile kaim bir şehir olduğunu ve Zile’deki yüksek su kültürünü temsil etmektedir.  Logodaki mavi su damlası içinde yer alan yarım ay şekline benzer renkli yuvarlak Romalılardan kalan doğudaki son amfi Tiyatro'yu, kule ise Anadolu’da bilenen tek dolma kale olan Zile Kalesi’ni temsil etmektedir. 
Logo bu haliyle iç içe geçmiş iki üçgenden oluşmaktadır. Tepe noktası yukarıya bakan üçgen göğü, aşağıya bakan üçgen ise yerin sembolü konumundadır. Bunların iç içe geçmesi tasavvufta “Vuslat” olarak ifade edilen göğün ve yerin evliliğinin yani göksel bilgilerin yeryüzünde ortaya çıkmasını ifade eder ki, bu durum varlığın şuurlanmasıyla ortaya çıkacak bir sürece karşılık gelir. 
Tüm bu kimlik öğeleri bir daire içine alınmıştır. Çünkü bizim medeniyetimiz su ile kendini ifade eden bir medeniyettir. Selçuklu, Danişmendli ve Osmanlı mimarisinde sanat tıpkı su gibi kesintisiz bir akış içinde bu coğrafyada yaşam bulmuştur. İslamiyet'ten sonra Anadolu Türk sanatının en önemli özelliği su gibi, «sadelik» ve “ağırbaşlılık» tır. Süslemeler «sonsuzluk» ilkesine dayanır. Dairesel hatlarda «sonsuzluk» ilkesi gözetilir. Buradaki sonsuzluk ilkesinin kaynağı «ölçülebilir zaman» değildir. Allah’ın sonsuzluğudur.

 Hasan AÇIKEL | Tokattan.net
 Facebook/ZileBel
  Facebook/ZileBel

Kendi Küçük Yüreği Büyük

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Kendi Küçük Yüreği Büyük
T
okat'ın tarihi başkenti Niksar'da, kendisi küçük ama yüreği büyük olan Ela KOÇAK, Niksar Belediyesi'ne mektup yazarak, mahallesindeki sokak hayvanlarının aç kalmaması için beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını talep etti. Gelen mektubu sosyal medya hesabından paylaşan Niksar Belediye Başkanı Özdilek ÖZCANEla'ya teşekkür etti ve Ekip arkadaşlarıma gerekli talimatları vererek, kızımızla birlikte hayvan dostlarımızın beslemesini gerçekleştirdik.dedi.

  Tokat'ın tarihi başkenti Niksar'da, kendisi küçük ama yüreği büyük olan Ela KOÇAK, 30 Ocak 2021 tarihinde Niksar Belediyesi'ne mektup yazarak, mahallesindeki sokak hayvanlarının aç kalmaması için beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını talep etti. Gelen mektubu sosyal medya hesabından paylaşan Niksar Belediye Başkanı Özdilek ÖZCANEla'ya teşekkür etti ve talebin hemen gerçekleştirilmesi için ekipleri görevlendirdi.

Niksar merkeze bağlı Haydarbey Mahallesinde yaşayan Ela KOÇAKNiksar Belediyesi'ne yazdığı mektupta şu ifadelere yer verdi;
Tokat Niksar Haydarbey köyünde oturmaktayım. Köyümüzdeki sokak hayvanlarını görünce hayvanların aç olduğunu gördüm. O yüzden hayvanların beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasını istiyorum. Gereğinin yapılmasını rica ederim.
Ela KOÇAK'ın mektubuna kayıtsız kalmayan Niksar Belediye Başkanı Özdilek ÖZCAN, talimatıyla Haydarbey mahallesine giden Niksar Belediyesi ekipleri, Ela ile birlikte mahalledeki sokak hayvanlarının beslenme ihtiyaçlarını giderdi.

Gelen mektubu sosyal medya hesabından paylaşarak teşekkür eden Niksar Belediye Başkanı Özdilek ÖZCAN,  sosyal medya hesabında şu ifadeleri paylaştı;
Bugün Haydarbey Mahallemizde oturan kendisi küçük ama yüreği büyük olan Ela Koçak evladımızdan bir mektup aldım. Ekip arkadaşlarıma gerekli talimatları vererek, kızımızla birlikte hayvan dostlarımızın beslemesini gerçekleştirdik. Hayvan dostlarımızın her zaman yanındayız. Evladımıza bu güzel gönüllülüğünden ötürü teşekkür ediyor, gözlerinden öpüyorum. Rabbim ömrünü yüreği gibi güzel eylesin.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Facebook/ozdilekozcan60
  Facebook/ozdilekozcan60

Tokat'ta Hayalden Gerçeğe Bir Köprü Hikayesi

2 yorum
Tokattan.net | Tokat'ta Hayalden Gerçeğe Bir Köprü Hikayesi
T
okat'ın termal turizmi ve kültürel zenginliği ile öne çıkan ilçesi Reşadiye'de 7 köy bir araya geldi, yıllardır yaşadıkları yol sorununa çözmek adına Kelkit çayı üzerinden Edirne-Ağrı D100 otoyolu Reşadiye Büşürüm-Çevrecik kavşağına geçecek köprü inşaatına başladı. Başta ilgili köylerde yaşayanlar ve köylerin gurbetteki derneklerinden destek alan köprü projesi, sonra Tokat Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl Genel Meclis üyelerinin desteği ile devlet-millet işbirliğine dönüştü, çalışmalar hızlandı. 

  Tokat'ın termal turizmi ve kültürel zenginliği ile öne çıkan ilçesi Reşadiye'de Yeşilyurt, Beşdere, Döllük, Sazak, Çat, Gökköyü ve Dolay olmak üzere 7 köy bir araya geldi, yıllardır yaşadıkları yol sorununa çözmek adına Kelkit çayı üzerinden Edirne-Ağrı D100 otoyolu Reşadiye Büşürüm kavşağına geçecek köprü inşaatına başladı. Başta ilgili köylerde yaşayanlar ve gurbetteki dernekler vasıtasıyla maddi destek alan köprü projesi, sonra Tokat Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve meclis üyelerinin desteği ile devlet-millet işbirliğine dönüştü, çalışmalar hızlandı. 

Reşadiye merkeze ulaşımını D100 otoyolu Dokuzdolambaç köprüsünü bitişiğindeki çıkışından alan Yeşilyurt, Beşdere, Döllük, Sazak, Çat, Gökköyü ve Dolay köyleri ile Yoğurluca ve Yumurcaktaş mahallelerinde yaşayan vatandaşlar, bilhassa 2010 yılında yapılan otoyol genişletme çalışmaları ile D100 Karayoluna çıkış yaparken görüş açısı olmaması nedeniyle kaza riski ve çıkış yolu üzerinde yer alan yamaçların dik oluşuyla yağışlı havalarda heyelan tehlikesi karşı karşıya kalmaya başladı. 

2019 yılından itibaren Yeşilyurt Muhtarlığı öncülüğünde 6 köy muhtarı, D100 otoyolu üzerindeki Reşadiye Büşürüm-Çevrecik kavşağına çıkış yapılacak şekilde Kelkit çayı üzerine bir köprü yapmak için harekete geçti. 2019 yılında vatandaşlar adına bir araya gelen 7 köy muhtarı, köprü projesi için Karayolları Samsun 7. Bölge Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Samsun 7. Bölge Müdürlüğü ve Tokat Özel İl İdaresi'ne ilk müracaatları yaptı.

Yapılan yazılı başvurularda; Reşadiye merkeze ulaşım için D100 otoyoluna mevcut çıkışta kavşak olmadığı, görüş açısı olmadığı için can ve mal güvenliği tehlikesi olduğu, bilhassa yaz ayların trafik yoğunluğu olduğu ve kaza riskinin arttığı, mevcut yol çıkışının mesafeyi 12 km uzattığı, köy girişinde yağışlı havalarda heyelan olduğu ve ulaşım sağlanamadığı gibi gerekçeler yer aldı. ilgili kamu kuruluşlarca projenin yapımının ileriki dönemlerde planlamaya alınacağı belirtilmesi üzerine bedeli köy halkı tarafından karşılanmak üzere Kelkit çayı üzerine köprü yapılması konusunda ilgili kurumlardan tekrar görüşler istendi. 

Karayolları Samsun 7. Bölge Müdürlüğü yaptığı inceleme sonucunda; mevcut yapı standartları karşılanmak kaydıyla köprü projesine onay verdi.  Devlet Su İşleri Samsun 7. Bölge Müdürlüğü ise Kelkit çayı doğal şev kotu 490 m civarında olduğundan planlanan köprü kiriş alt kotunun doğal şev kotu az olmaması, talveg kotuna müdahale edilmeden köprü kiriş alt kotu ile doğal şev kotu arasındaki mesafenin en az 10 metre, 3 açıklı ve net toplam en az 60 metre olması kaydıyla planlanarak yapılması kaydıyla köprü projesine onay verdi. 

Her ne kadar başta vatandaş desteği ile yapılması planlansa da ilgili kurum ve kuruluşlarda iş ve işlemlerin hızlandırması, Kelkit çayının debisinin proje maliyetlerini artırmasıyla bağlantı yolları, hafriyat ve makine teçhizat desteğine ihtiyaç duyulması gibi nedenlerle Tokat Milletvekilleri, İl Genel Meclisi üyeleri ve Belediye Başkanlarından destek talep edildi.  Her kesimden destek alan projenin Tokat Milletvekilleri, İl Genel Meclisi üyeleri ve Belediye Başkanlarının desteği ile Devlet-Millet işbirliğiyle yapılmasına karar verildi, çalışmalar hızlandı. 

Yaklaşık 1 Milyon 200 Bin TL maliyeti olan projeye; ilgili köylerin vatandaşları ve dernekleri, Reşadiye esnafı ve sosyal medya üzerinden projeden haberdar olan vatandaşlar maddi destek verirken Karayolları Genel Müdürlüğü 30 ton demir ve 500 m3 beton ile köprü yapımına katkı sağladı. Tokat İl Özel İdaresi ise hafriyat, makine teçhizat desteği ile bağlantı yolları yapımını üstlendi. Devlet-Millet işbirliğiyle 2020 Kasım ayında Reşadiye Yeşilyurt köyü Yumurcaktaş mevkinde başlanan köprü projesinin 2021 Nisan ayına yetiştirilmesi hedefleniyor.

Projeyi baştan beri takip eden Yeşilyurt köyü Yumurcaktaş mahallesinden Ahmet ŞAM, projeye bir umut olarak başladıklarını belirtti ve köprünün hikayesini şu ifadelerle paylaştı;
Bizim derdimiz sadece ırmaktan karşıya geçmek için bir köprü değildi. Bizler o ırmağı geçemediğimiz için nice hastalarımızı hastaneye yetiştiremedik, 7 köy  25 mezra hayatta her şeye 10 km geride kaldık. Bizim çabamız ırmağın üzerine bir beton yığını yapmak değil, hastalarımıza bir umut yolu, sıkıntılı olan ulaşımımızı ortadan kaldıracak ışığı yakmaktı. Yıllardır hayalini kurduğumuz köprü için 2019 yılında başladığımız çalışmalar, 2020 yılında meyvesini verdi. Köprü hayalimiz gerçeğe dönüştü. Destek veren herkese teşekkür ediyorum.

Projeye öncülük eden Yeşilyurt Köyü Muhtarı Hidayet ERYILMAZ, köprü inşaatı çalışmalarındaki son durumu şu ifadelerle paylaştı;

2020 Kasım ayında İl Özel İdare kontrolünde köprü inşaatımız başlamış olup, şuanda köprünün karşılıklı ayaklarından D100 yolu tarafındaki ayak 10 metre yüksekliğe, Yeşilyurt tarafındaki ayak ise 5 metre yüksekliğe ulaştı. Hava şartları elverdiği ölçüde ayaklar tamamlanarak, Şubat ayı ortalarında üst orta blokları konup Mart ortası gibi bitirilmesi planlanmaktadır. Köprü inşaatında bize destek veren Tokat Milletvekillerimize, Belediye Başkanımıza, Tokat İl Özel İdaresine, İl Genel Meclis üyelerimize,  köy muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.. 

Yapılan köprü projesinden 2020 yılı kurban bayramında bir köy ziyaretinde haberinin olduğunu belirten ve köprü projesine destek veren Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ,  proje ile ilgili Tokattan.net sitemize açıklamalarda bulundu. Milletvekili DURMAZ şu ifadeleri paylaştı;
Reşadiye'de 7-8 köyümüz bir araya gelmiş DSİ ve Karayolları onaylı devlet-millet işbirliği ile bir köprü projesi yapıyorlar. Projeye bölgede her kesimden herkes pozitif bakıyor.  Bu, bir köy için değil bölge için yapılan bir köprü olacaktır. Yol sorunu nedeniyle daha önce Reşadiye'nin bu bölgesinden bir çok köy Almus'a bağlanmıştı. Bu köprü ile Tozanlı bölgesi, Zora deresi, Hubyar ve Çilhane’den Almus'a kadar ulaşım sağlanacaktır. Ayrıca, bu köprü projesi Sazak belini daha az kilometre ile aşacak bir yolun başlangıcıdır. Katkıda bulunanlara şükranlarımı sunuyorum. Bölgemiz için hayırlı olsun.
Projenin Devlet-Millet işbirliğiyle yürütülmesi için ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla koordinasyonu sağlayan Tokat Milletvekili Av. Yusuf BEYAZIT ise proje ile ilgili şu ifadeleri paylaştı;
Göreve geldiğimiz günden bu güne kadar Tokat'taki tüm köylerimize hizmet götürmenin gayreti içinde olduk. Projeden haberdar olduğumuz andan itibaren Devlet Su İşleri, Karayolları ve Tokat İl Özel İdaremiz başta olmak üzere kamunun tüm imkanlarıyla gerekli desteği vermeye özen gösterdik. Bu proje sadece 7 köyü değil Reşadiye'den Almus'a bütün köylerimizi birbirine bağlayacak bir köprü olacaktır. Devlet-Millet işbirliğinin güzel bir örneğini yansıtan bu projeye destek veren herkese teşekkür ediyor, bölgemize hayırlı olmasını diliyorum.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokattan.net

Başçiftlik'te 2021 Yılı Kayak Sezonu Açıldı

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Başçiftlik'te 2021 Yılı Kayak Sezonu Açıldı
2
020 yılında yağmur ve kar yağmaması nedeni ile son yılların en kurak dönemini yaşayan Tokat'ta, kış ayı etkisini göstermeye başlamasıyla birlikte Tokat'ın yeşili ve beyazı ile öne çıkan ilçesi Başçiftlik de beyaza büründü. Açıldığın günden beri ziyaretçi akınına uğrayan 1600 metredeki Başçiftlik Karacaören yaylası bölgesinde yer alan Tokat'ın ilk ve tek kayak merkezi olan Başçiftlik Kayak Merkezi, 21 Ocak 2021 itibariyle kayak ve kış sporu meraklıları için sezonu açtı.

  Açılışı 30 Ocak 2016 tarihinde Başçiftlik Belediyesi ile Başçiftlik Kaymakamlığı'nın birlikte düzenlediği 3. Kar Şenlikleri'nde yapılan ve açıldığın günden beri ziyaretçi akınına uğrayan Karacaören ve Orta yayla bölgesindeki Tokat'ın ilk ve tek kayak merkezi Başçiftlik Kayak Merkezi, kış ayının etkisini hissettirmeye başlamasıyla 7'den 70'e farklı yaş gruplarından kayak ve kış sporu meraklıları için 21 Ocak 2021 itibariyle sezonu açtı.

2021 Sezonunda kayakseverler için 1.1 km mesafeli teleski ve kızaklar için 100 m mesafeli yürüyen bant hizmete açıldı. Teleski sisteminin açılışını Tokat Milletvekili Av. Yusuf BEYAZIT;
Gençlik ve Spor Bakanlığımız öncülüğünde İl Özel İdaremiz ve Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı desteği ile yapılan Başçiftlik Kayak tesisine kazandırılan ‘teleski’ montaj işlemi tamamlanmıştır. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 
şeklinde duyurmuştu. Yine Yürüyen Bant ihalesi Başçiftlik Belediyesi tarafından gerçekleştirilmiş ve Başçiftlik Belediye Başkanı Murat TUNÇEL, yürüyen bant ihalesini bizzat takip ederek faaliyete geçmesini sağlanmıştı. 

Kayak Merkezi sezon açılışı ile ilgili Tokattan.net sitemize açıklamalarda bulunan Başçiftlik Belediye Başkanı Murat TUNÇEL açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
21 Ocak itibari ile 2021 yılı sezon açılışını yapıyoruz. Başçiftlik'in tanıtımına katkısı olan tesisimizde bu sene pandemi koşulları nedeniyle bazı önlemler almak zorunda kaldık. Hem sosyal tesiste hem pistlerde misafirlerimizden maske takmalarını istiyoruz. Ayrıca önceki yıllarda kafeteryamızda misafirlere kahvaltı yapabilecekleri, sıcak yemek ve et ızgara sunumumuz vardı. Bu sene sıcak ve soğuk içeceklerin yan sıra sadece gözleme ve paket servis ile sunabileceğimiz ürünler olacak. Tesisimiz haftanın 7 günü 08.00-17.00 saatleri arasında açık olacak. Ayrıca, sokağa çıkma yasağı olan hafta sonları ise İçişleri Bakanlığımızın izni ile hizmet vermeye devam edecek.  Tüm kayak ve kış sporu meraklılarını Başçiftlik'e bekliyoruz.

Başçiftlik Kayak Merkezi Rehberi
  Ulaşım
Başçiftlik Kayak Merkezi; Başçiftlik'e bağlı Karacaören yaylası mevkinde yer alıyor. Merkez, Tokat Niksar'a 36 km, Tokat Reşadiye'ye 37 km, Ordu Aybastı İlçesi 23 km ve Ordu Fatsa'ya 57 km, Başçiftlik ilçe merkezi üzerinden 8 km mesafededir. Niksar-Başçiftlik arası 28 km, Fatsa ile Perşembe Yaylası arası ise 52 km, Perşembe yaylası ile Başçiftlik Kayak Merkezi arasındaki mesafe yaklaşık 5 km'dir.

Ulaşım için birçok alternatif mevcut, ama ziyaretçiler için 2 alternatif sunabiliriz;
1. Niksar üzerinden Başçiftlik'e, Başçiftlik'ten Kayak Merkezine ulaşabilir.
2. Fatsa veya Aybastı üzerinden Perşembe Yaylası'na, oradan merkeze ulaşabilir.

Başçiftlik merkeze toplu ulaşım araçlarıyla gelmek isteyenler, Niksar'dan Başçiftlik Minibüs  Kooperatiflerine ait araçlarla kişi başı 18 TL ücret ile gelebilirler. Başçiftlik'ten Kayak Merkezi'ne, Başçiftlik Belediyesi tarafından yolcu sayısına göre hareket eden, sembolik ücretlerle toplu taşıma araçları tahsis edilmiş durumdadır. Yol ücretleri ve ulaşım saatlerine ilişkin değişiklikleri Başçiftlik Minibüs Kooperatiflerinin  0356 528 37 81 no'lu telefonundan öğrenebilir.

Yoğun kış şartlarına rağmen ekipler yolları sürekli açık tutulmaya çalışılıyor.

  Özellikleri
Başçiftlik Kayak Merkezi, 2021 yılında pandemi koşullları sağlanarak  8.00 - 17.00 saatleri arasında kayak severlere hizmet verirken tesisin giriş ücreti bulunmamaktadır. Merkezde içerisinde kafeterya, soyunma oda odaları, malzeme odası ve mescidin de bulunduğu 300 m2 bir sosyal tesis yer almaktadır.

1600 m rakımlı Karacaören Yaylası mevkine Kayak tesisine ilk etapta 600 m pist için 270 m. uzunluğunda BABY-LİFT kurulmuştur. 2021 yılı içerisinde 1.1 km mesafeli teleski ve kızaklar için 100 m mesafeli yürüyen bant hizmete açıldı. Tesiste 1 adet Snowtrack ve 1 adet kar motoru bulunmaktadır. Kayak tutkunları için 100 adet büyük 40 adet küçükler için kayak takımları ve 300 adet kızak mevcut. Kayak severler kayak takımlarını kendileri getirebildiği gibi tesisten makul bir ücrete kiralayabiliyorlar.

  Konaklama, Yeme-İçme
Tesis yakınlarında otel-motel gibi konaklayabilecekleri ve gece kalınabilecek bir yer şimdilik mevcut değil ama tesise gelenler için Başçiftlik ilçe merkezinde Belediyeye ait içerisinde banyo, wc ve 24 saat sıcak suyu bulunan 2 ve 4 kişilik odaları olmak üzere 18 kişilik Şehit Tümgeneral Aydoğan Aydın Konuk Evi'nde konaklama imkanı bulunmaktadır. 

Başçiftlik Kayak Merkezindeki sosyal tesiste ziyaretçilerin çay ve sahlepleri gibi sıcak içeceklerin yanı sıra soğuk içecekleri yudumlayıp, gözleme ve paket servis ile sunulan ürünleri yeyip dinlenebilecekleri kafeterya mevcut.


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Facebook/sefagenc60
  Basciftlikkayakmerkezi.com

Tokat'a 2021 Yılının İlk Karı Düştü

Hiç yorum yok
Tokattan.net | Tokat'a 2021 Yılının İlk Karı Düştü
Y
ağmur ve kar yağmaması nedeni ile son yılların en kurak dönemini yaşayan Tokat'a kış ayı etkisini gösterdi, her yerde kar manzaraları oluştu. Tokat'ta yüksek kesimlerde 13 Ocak'ta başlayan kar 17 Ocak gece yarısı itibariyle Tokat ve ilçelerinde etkisini gösterdi. Tokat kent merkezi beyaza bürünürken, kar kalınlığı da 3 santimetreye ulaştı, 50 köy yolu ulaşıma kapandı. Pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağına aldırış etmeyen Tokat'lılar yılın ilk karının tadını çıkardı. Tokat ve ilçelerinden karın yağmasıyla birlikte oluşan kartpostallık görüntüleri sosyal medyada paylaşıldı. 

  Türkiye genelinde yağmur ve kar yağmaması nedeni ile Meteorolojik Kuraklık Durum 3 Aylık Değerlendirme Raporu'na göre, çevresindeki 3 ile birlikte kuraklıktan en çok etkilenen illerden biri olan Tokat'a kış ayı etkisini gösterdi, her yerde kartpostallık kar manzaraları oluştu. Tokat'ta yüksek kesimlerde 13 Ocak'ta başlayan kar 17 Ocak gece yarısı itibariyle Tokat ve ilçelerinde etkisini gösterdi. 

Başçiftlik'te 13 Ocak 2021 Pazar gününden itibaren yağmaya başlayan kar yükseklerde 30 cm'ye ulaştı. Niksar Dünden ve Çamiçi yaylasında 2021 yılının ilk karı ile kartpostallık manzaralar ortaya çıktı.

Turhal'da 17 Ocak 2021 gece yarısı başlayan kar yağışı sonrası Turhal Belediye Başkanı İlker BEKLER sosyal medya hesabında şu ifadeleri paylaştı;
Kar tanesi rahmetiyle uyandık yeni güne. Tüm hemşehrilerime hayırlı, bereketli ve huzurlu bir hafta diliyorum. Mahallelerimizin ve ana hatlardaki yollarımızın açık olması için bütün birimlerimizle sahada çalışıyoruz. Alanında uzman ekip ve ekipmanlarla 24 saat çalışma esasına dayanan önlemler, semt sakinlerimizin herhangi bir olumsuzluk yaşamamasını sağlayacak.

Zile'de 17 Ocak 2021 akşam saatlerinde başlayan kar yağışı sonrası Zile Belediyesi ekipleri buzlanma olaylarına karşı çalışma yaparken, vatandaşın ulaşımda sorun yaşamaması için belediye ekipleri kaldırımları temizledi.
 
Tokat merkezde 17 Ocak 2021 Pazar akşam saatlerinde başlayan kar yağışı ile mücadele devam ediyor, Belediye ekiplerimiz şehrimizin muhtelif bölgelerinde tuzlama ve kar küreme işlerini sürdürüyor. Kar heyecanını sosyal medya hesabından paylaşan Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU şu ifadelere yer verdi;
Kışta kar da güzel, gönle düşen yar da güzel. Gecenin Rabbine sonsuz şükürler olsun, kışla gelecek bahar da güzel. Hz. Mevlana Rabbim bereketli eylesin inşaAllah
Kentte gece pencereden kar yağışını gören Tokat'lılar, pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasağına aldırış etmeyen sokaklara inerek oyun havası eşliğinde kutlama yaptı. Tokat ve ilçelerinden karın yağmasıyla birlikte oluşan kartpostallık görüntüleri sosyal medyanın en çok paylaşımları oldu.

Tokat kent merkezi beyaza bürünürken, kar kalınlığı da 3 santimetreye ulaştı. Tokat Valiliği, merkezde 35, Almus’ta 1, Artova'da 5, Başçiftlik'te 2, Pazar 2, Turhal 5 olmak üzere 50 köy yolunun ulaşıma açılması için çalışmaların aralıksız devam ettiği ifade etti.

 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Tokat.gov.tr
  Facebook/EyupErogluBB
  Facebook/İlkerBekler
  Facebook/Zilebel

ZİÇEV ve Niksar'ın Acı Kaybı…

Hiç yorum yok
Tokattan.net | ZİÇEV ve Niksar'ın Acı Kaybı…
A
masya doğumlu olmasına karşın aslen Niksar'lıdır. Eğitimci-Yazar Hami KARSLI'nın "1928-1946 arası öğrenci, 1946-1950 arası mühendis, 1960-1973 arası iktisatçı, 1973-1980 arası politikacı... 1980 sonrasında ise hem öğrenci, hem mühendis, hem iktisatçı, hem de politikacı olarak düşünüyor, okuyor, yazıyor, konuşuyor…" ifadeleriyle okuruna tanıttığı, Down Sendromlu doğan oğlunun etkisiyle o dönem ki toplumun ve devletin özel gereksinimli çocuklara ve bireylere bakış açısını kabul etmeyerek eşi Makbule ÖLÇEN ile birlikte ZİÇEV’i kuran iktisatçı, politikacı, araştırmacı yazar Dr. Ali Nejat ÖLÇEN hayatını kaybetti. 

  Eğitimci-Yazar Hami KARSLI'nın "Ali Nejat Ölçen gibi, yurt ve dünya sorunları üzerine durmadan okuyup, yazan, konuşan, üreten ve yaşam sahnesinde dimdik duran, birisine rastlamak adeta imkânsız gibi…Bu yüzden Sayın Ölçen 88 yaşında bir genç insan!…1928-1946 arası öğrenci, 1946-1950 arası mühendis, 1960-1973 arası iktisatçı, 1973-1980 arası politikacı... 1980 sonrasında ise hem öğrenci, hem mühendis, hem iktisatçı, hem de politikacı olarak düşünüyor, okuyor, yazıyor, konuşuyor…" ifadeleriyle okuruna tanıtmıştı O'nu. Down Sendromlu doğan oğlunun etkisiyle o dönem ki toplumun ve devletin özel gereksinimli çocuklara ve bireylere bakış açısını kabul etmeyerek eşi Makbule ÖLÇEN ile birlikte ZİÇEV’i kuran iktisatçı, politikacı, araştırmacı yazar Dr. Ali Nejat ÖLÇEN'in, sağlık sorunu neticesinde kaldırıldığı hastanede 16 Kasım 2020 Salı günü hayatını kaybetti. 

Dr. Ali Nejat ÖLÇEN'in vefatı sonrası Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ, mezun olduğu Kabataş Erkek Lisesi Derneği, Tokat'taki siyasi parti temsilcileri ve gurbetteki Niksar'lı Sivil Toplum Kuruluşları sosyal medya hesapları üzerinden baş sağlığı mesajı paylaştı. Dr. ÖLÇEN'in vefatı nedeniyle Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ, sosyal medya hesapları üzerinden şu ifadelere yer verdi; 
14 Ekim 1973 seçimlerinde, CHP İstanbul Milletvekili seçilen ve 1976-1978 yılları arasında CHP Grup Başkanvekilliği yapan, 1994 yılından bugüne kadar 2 ayda bir yayımladığı Türkiye Sorunları kitabını “Kitap dizimiz bir halk hizmetidir. Edinmek için bedel ödemek gerekmez. Yazıyla ya da telefonla açık adresinizi bildirmeniz yeterlidir. Bu halk bu ülke hepimizin” düşüncesiyle isteyen herkese ulaştıran ülkemiz için önemli bir değerdi. Bugün sabah aldığımız acı bir haberle Niksar’lı hemşehrimiz, değerli büyüğümüz Ali Nejat Ölçen’in vefat ettiğini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Makbule Hanım’a kavuştu. Mekanı cennet, devri daim, toprağı bol olsun. 17.11.2020 Salı Günü Ankara Karşıyaka Mezarlığında Öğlede Hakka uğurlanacaktır. Eserleriyle her zaman yaşayacak.
1940 yılında mezun olduğu İstanbul Kabataş Erkek Lisesi Mezunlar Derneği  sosyal medya hesapları üzerinden Dr. ÖLÇEN için şu ifadelere yer verdi; 
Okulumuz 1940 yılı mezunu, ZİÇEV (Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı) kurucularından, geçmiş dönem TBMM İstanbul milletvekillerinden 909-Ali Nejat Ölçen’in vefatını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumun cenazesi 17 Kasım 2020 Salı günü (yarın), Ankara Karşıyaka Mezarlığında öğle namazına müteakiben defnedilecektir. Merhuma Allah’tan rahmet; ailesine ve sevdiklerine başsağlığı dileriz.
İstanbul merkezli Niksarlılar Eğitim Geliştirme ve Dayanışma Derneği ise web sitesinde Dr. ÖLÇEN için şu ifadelere yer verdi; "
'BUGÜN TÜRKİYE YAĞMUR YAĞMADAN ISLANDI' DİYEREK 10 Kasım’da HEPİMİZİ DUYGULANDIRAN NİKSARIMIZIN DEĞERLERİNDEN ALİ NEJAT ÖLÇEN’i BUGÜN KAYBETTİK. Niksarlı Siyaset insanı ( 1973-1970) CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili, Mühendis, İktisatçı, Yazar, Türkiye Zihinsel Engelliler Vakfı Kurucusu Merhum Makbule Ölçen’in eşi ALİ NEJAT ÖLÇEN’i bugün Ankara’da kaybettik. Merhum Ölçen’e Yüce Allah’tan rahmet, tüm hemşerilerimize ve ülkemize baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Dr. ÖLÇEN'nın cenazesi, 17 Kasım 2020 Salı günü öğle namazında Karşıyaka Camisinde kılınacak cenaze namazınını ardından Ankara Karşıyaka Mezarlığında 5 yıl önce vefat eden eşi Makbule ÖLÇEN'in yanına defnedilecek.

Dr. Ali Nejat ÖLÇEN Kimdir?
  Aslen Niksar'lı olan Dr. Ali Nejat ÖLÇEN4 Haziran 1922 tarihinde Amasya'da dünyaya geldi. 1940 İstanbul Kabataş Erkek Lisesi'nden mezun olan  Dr. ÖLÇENİstanbul Teknik Üniversitesi, Su Kolu bölümünü bitirerek Yüksek Su Mühendisi olmuştur

1960 yılında, askerlik görevini yaptığı sırada kurulmakta olan DPT’ye uzman olarak atandı. Bu örgütte onbir yıl çalıştı. DPT’nin Tetkik ve Tahlil Şubesi’ni kurdu, müsteşar müşavirliği görevinde bulundu ve Araştırma Dairesi Başkanlığı yaptı.

1962 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Almanya’da Kiel Üniversitesi’ne ekonomi eğitimi için gönderildi. Burada yaptığı Minimum Maliyet Prensibi üzerindeki araştırması, uyandırdığı yankı üzerine 1965 yılında Weltwirtschaftliches Archiv’de yayınlandı. 1969 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde matematiksel ekonomi dersinin öğretim görevlisi oldu.

14 Ekim 1973 seçimlerinde, CHP merkez kontenjanından İstanbul Milletvekili seçildi. 1976-1978 yılları arasında CHP Grup Başkanvekilliği yaptı. 1999’da A.D.D Genel Merkezi başarı ödülünü aldı.

Ortam, Devrim, Özgür İnsan Dergileri ve Yeni Ortam gazetelerinde yazıları yayımlandı."1976 – Demokratik Sosyalizme Giriş, 1991 - İslamda Karanlığın Başlangıcı ve Türk İslam Sentezi, 1992 - Karl Marx ve İngiliz Emperyalizmi, 1994 – Türkiye Sorunları (Haziran Yayını), 1995 - Ecevit Çemberinde Politika - Politika Çemberinde Ecevit, 1996 - Devlet Yokuşu, 1997 - Kemalizmin Ekonomisi, Kendini Yok Eden Osmanlı 1535 – 1914, Halk Sektörü, Yapı Acısı – Bir Mühendisin Romanı, Osmanlı Meclisi Mebusanında Kuvvetler Ayrımı ve Siyasal İşkenceler." adında basılı eserleri olan Dr. Ali Nejat ÖLÇEN'in tüm bu eserlerin içinde belki de en dikkat çekeni Türkiye Sorunları adlı kitap dizisidir. Dr. ÖLÇEN, 1994 yılında ilk sayısını çıkarttığı ve iki ayda bir yeni sayısını bastığı bu kitapları okuyucularına ücretsiz bir şekilde göndermekteydi.

1927 doğumlu olan hemşerisi Makbule Zarakol ile 1946 yılında evlendi. Dr. Ali Nejat ÖLÇEN8 Mart 1982 tarihinde Down Sendromlu doğan oğlunun etkisiyle o dönem ki toplumun ve devletin özel gereksinimli çocuklara ve bireylere bakış açısını kabul etmeyerek eşi Makbule ÖLÇEN ile omuz omuza Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV)’i kurdu. 

Dr. Ali Nejat ÖLÇEN,16 Kasım 2020 Salı günü Ankara'da hayatını kaybetti.  


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Zicev.org.tr
  Hamikarsli.com
 Zicev.org.tr
 Niksarder.com
 Facebook.com/KadimDURMAZ
Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net