Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Kadim DURMAZ; "Çiftçinin Zararı Nasıl Ödenecek?"

Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ, çiftçi için büyük önem taşıyan buğday taban fiyatları hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Tokat Milletvekili DURMAZ açıklamasında, “Her yıl üreticilerimiz açısından büyük umut ve beklentilerle gerçekleşen üretim faaliyeti ne yazık ki devletin buğday alım fiyatlarını açıklamasıyla tam bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Çiftçilerimizin temel beklentisi ektiği tohumun buğdaya dönüşmesi kadar, alın terinin karşılığını da alabilmesidir. ” ifadelere yer verdi.
Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ, çiftçi için büyük önem taşıyan buğday taban fiyatları hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Tokat Milletvekili DURMAZ açıklamasında, “Her yıl üreticilerimiz açısından büyük umut ve beklentilerle gerçekleşen üretim faaliyeti ne yazık ki devletin buğday alım fiyatlarını açıklamasıyla tam bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Çiftçilerimizin temel beklentisi ektiği tohumun buğdaya dönüşmesi kadar, alın terinin karşılığını da alabilmesidir. ifadelere yer verdi.

  Tokat Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Kadim DURMAZ, çiftçi için büyük önem taşıyan buğday taban fiyatları hakkında yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamasında "Buğday alım fiyatları çiftçinin ölüm fermanıdır!" ifadesine yer veren Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ,“Ülkemizde Ekim ayında başlayıp Kasım ayına kadar devam eden buğday ekimi, çiftçilerimizin büyük gayret ve fedakârlıkları neticesinde Mayıs ayından Temmuz ayına kadar devam eden dönemde hasat ediliyor.

Her yıl üreticilerimiz açısından büyük umut ve beklentilerle gerçekleşen üretim faaliyeti ne yazık ki devletin buğday alım fiyatlarını açıklamasıyla tam bir hayal kırıklığına dönüşmüştür. Çiftçilerimizin temel beklentisi ektiği tohumun buğdaya dönüşmesi kadar, alın terinin karşılığını da alabilmesidir.

Dolayısıyla borçlarını ödeyebilmesi, geçimini sağlayabilmesi, çoluğunun çocuğunun rızkını kazanabilmesi temel beklentisidir. Oysa her yıl açıklanan taban fiyatlar çiftçiyi hayal kırıklığına uğratıyor!

Buğdayda gümrük vergisinin dürülmesi ve taban fiyatının hasat zamanından sonra açıklanması çiftçiyi büyük zarara uğrattı! Türkiye 2001 -20017 yılları arasında buğday ithalatı için 12 milyar ödedi!

Çiftçiyi, üreticiyi düşünmek yerine, yerli yabancı şirketlerin çıkarını gözeten yanlış politikalar, ton başına 940 TL taban fiyat açıklanan buğdayını 850 TL'ye satmak zorunda kalan çiftçiyi zarar uğratıştır. "


"Enflasyon %10,9, buğday fiyatı ise sadece yüzde 3,3 arttı" ifadeleriyle enfasyon ile buğday taban fiyatını karşılaştıran Tokat Milletvekili Kadim DURMAZ, "Çiftçinin zararı nasıl ödenecek?" sorusunu sordu ve yazılı açıklamasına şu ifadelerle devam etti; "Üretim süreçlerdeki maliyetler, enflasyon vs. dikkate alınarak devletin üreticisini gözeten bir destekleme ve alım politikası uygulamasından geçmektedir.

Ne yazık ki ekonomiden siyasete, hukuktan istihdama kadar AKP’li yıllarda yaşadığımız sorunlar katlanarak büyürken bir taraftan da üreticilerimiz tam anlamıyla yıkıma sürüklenmiştir.

Mevcut hükümet, üretimi değil, ithalatı desteklemiş; üreticileri adeta ölüme mahkûm etmiştir.

Devletin çiftçilerimizi, üreticilerimizi destekleme mekanizması artık işlevini neredeyse bütünüyle yitirmiş, göstermelik hale gelmiştir.

Bugün üreticilerimizin büyük bölümü borç yükü altında ezilmekte, sofralarındaki ekmek günden güne azalmaktadır.

Tarımsal üretim ve istihdamdaki yıkım, yaşamı sürdürme ve geçim olanakları yönünden kırsal bölgeleri yaşanmaz hale getiriyor, çiftçilerimiz ürününü yok pahasına satınca, borcunu ödeyemiyor, geçimini sağlayamıyor. Bu durum ise köyden kente göçü tetikliyor.

İstihdam ve nüfus verileri AKP’li yıllarda milyonlarca çiftçinin köylerini terk ederek büyük kentlere göç ettiğini ortaya koyuyor.

Göçü tersine çevirme ya da kırsal kalkınmaya dönük göstermelik adımlar ya yetersiz kalmakta ya da altı doldurulamadığı için herhangi bir sonuç vermiyor.

Son yıllarda tarım girdi fiyatları sürekli artmasına rağmen, buğday fiyatları ise dikkate değer bir artış göstermemiştir. Hatta Döviz ve enflasyon oranları dikkate alındığında üretim maliyetleri artarken satış fiyatlarının ciddi oranda düştüğü dolayısıyla üreticilerimizin gün geçtikçe üretim yapamaz hale geldiği ortadadır.

Sadece son yıllardaki veriler dikkate alındığında dahi üretimdeki yıkım tablosu açıkça ortaya çıkmaktadır.

Ekmekli buğdayın dolar bazında alım fiyatı 2013'ten bu yana yüzde 32 gerilemiştir.

Örneğin 2007’de yani bundan 10 yıl önce bir ton ekmeklik buğdayın alım fiyatı o günkü kurlar dikkate alındığında 326 Dolara denk düşerken bugünkü veriler ışığında aynı ürünün değeri 260 Dolar civarında seyretmektedir.

Yine 2007’de 60 kuruş olan 1 kg buğday bugün serbest piyasada 80 kuruşlara alıcı bulabilmiştir. Hâlbuki aynı yıl 1,5 TL olan mazot fiyatı bugün 4,5 TL’yi aşmıştır. Kısacası üretici geliri sürekli düşmüştür.

Mesela 2016’da ekmek yapımında kullanılan 2. sınıf ekmeklik buğdayın TMO alım fiyatı 87 kuruş olarak belirlenmiş iken bu yıl yaklaşık % 8 arttırılarak 94 kuruşa çıkartılmıştır. Hâlbuki enflasyon oranı % 12’ler civarındadır. Mazot fiyatı geçtiğimiz yıla göre % 14 artmıştır.

Bu maliyetlere ek olarak destekleme alımlarındaki düşüş de çiftçiyi adeta yıkıma sürükleyen ve onu kuralsız piyasa koşullarına mahkûm eden bir etkendir. Geçtiğimiz yıl 3 milyon ton civarında alım yapılmasına rağmen bu yılki alımın 1 milyon ton civarında olması öngörülmektedir.

Tüm bunların yanında Ramazan Bayramında adeta bayramı çiftçilerimize zehir edercesine buğdaydaki gümrük vergileri % 135’lerden % 40’lara çekilerek ithalatın önü açılmıştır.

Tüm bu etmenler üreticilerimizi farklı istihdam alanlarına yöneltmekte buğday ekim alanlarımızın giderek daralmasına dolayısıyla tarımsal yeterliliğimizin düşmesine neden olmakta dolayısıyla binlerce hektarlık tarım alanı ekilmemektedir.

Ülkemizin gerçek, nitelikli ve koruyucu bir tarım ve istihdam politikasına ihtiyacı vardır. Tarımsal destekleme alım fiyatlarının bir yıl önceden belli olması gerekmektedir ki üreticilerimiz bütçe ve üretim süreçlerini buna göre ayarlayabilsinler.

İthalatçı politikalar terkedilerek üretimin bilimsel olarak planlanmasına ve üreticilerin eğitimi için bilimsel temelli, üretimin planlamasına dayalı bir tarım politikası uygulayarak tüm ürünlerde olduğu gibi buğday üretiminde de verimlilik temelli bir politika uygulayarak kendine yeten ve üreticisini gözeten kalkınmış bir Türkiye hedefine yönelinmelidir."


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
    Tokattan.net      Ulvi GELBAL, Milletvekili Basın Danışmanı

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net