Şehirlerde insanlar gibi canlı varlıklardır. Onlarda doğar, yaşar ve ölürler. Onlarında hayatlarını etkileyen, kaderini değiştiren hadiseler, bir büyüğümüzün ifadesiyle “kader denk noktaları” vardır. Her şehrin olduğu gibi Tokat’ında kader denk noktaları var.
Bugün size biri doğduğu diğeri atandığı şehri eğitimle değiştiren 2 insanın hikâyesinde Tokat’ın eğitimdeki kader denk noktasını paylaşacağım…
Başçiftlik’in eğitimdeki kader denk noktası, Mustafa GÜLER’in Başçiftlik’e 1953 yılında Başöğretmen olarak atanmasıydı.
1 Kasım 1928 yılında yeni harflere geçilince her köye okul açılma zorunluğu gelir. Her köy kendi okulunu kendisi yapmıştır. O dönem Reşadiye’ye bağlı olan Başçiftlik köyünde köylünün desteğiyle ilkokul açılmıştı. Arapça bilen vardır lakin 1928 yılında ilan edilen harf inkılabıyla Türkçe harflerle okuyan yazma bilen o dönemde Başçiftlik’te yok denecek kadar azdı. Başçiftlik’in ilk öğretmeni Kazım ÖZCAN’dı. 60-65 öğrenci ki hepsi erkek 1 asıl 1 vekil öğretmenle okutulurdu. 60-65 öğrenci vardı ama çoğu zaman bunların birçoğu okula uğramazdı bile. Öğrencilerin çoğu çat pat okuma yazma öğrenerek okuldan mezun olurdu. Okur-yazar sayısı çok azdı. Muhtarlardan dahi okur-yazar olmayanlar vardı.
O dönem Başçiftlik’te okuyan öğrencilerden Mustafa GÜLER, öğretmen okulundan sonra önce Reşadiye’nin Baydarlı beldesine sonra kendi köyüne Başçiftlik’e becayişle Başöğretmen (O dönem müdür vazifesi de yapan öğretmen için verilen unvan) olarak tayin oldu. O dönem Başçiftlik akil insanlarıyla (Merkez Camii imamı Osman Hoca, Muhtar Hilmi DEMİR ve köy azaları) kurduğu ilişkilerle Başçiftlik’in eğitimle kalkınmasında öncülerden biri oldu. Önce öğrencilerin okula devamlılığını sağladı, sonra yaz kurslarıyla öğrencileri ilkokuldan sonra öğretmen okullarına göndermeye başladı. Başçiftlik’te okumuş Başçiftlik neslinin temelleri atıldı.
Ekonomik olarak zor bir dönemdi. Bırakın kalem kâğıdı, saç tarağı bile yoktu. Mustafa GÜLER, olarak da öğrencilerine sahip çıktı, kalem kâğıt gibi malzemeleri Niksar’da bir bakkaldan temin eder, öğrencilerine dağıtırdı. İlkokuldan sonra öğretmen okulunu kazanan öğrencileri kendi elleriyle okullarına götürür, teslim ederdi. O öğrenciler tatillerde memleketlerine döner, Cumhuriyet meydanında gıcır gıcır elbiseleriyle gezer, ahalinin dikkatlerini cezbeder, diğer öğrencilere örnek olurlardı. O günlerden sonra Başçiftlik’in okuryazar oranı sürekli yükseldi. Sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda başarılı bireyler yetişti ve o bireyler önce Tokat’ın sonra ülkemizin kaderini değiştirecek adımlar atmaya başladı.
Tokat’ın eğitimdeki kader denk noktası ise Recep YAZICIOĞLU’nun Tokat’a 1984 yılında vali olarak atanmasıydı.
Turgut ÖZAL ile Kenan EVREN arasında yaşanan atama krizinin sona ermesiyle Türkiye’nin o dönemdeki ilk genç valisi Tokat’a atanır. Kaymakamlık dönemlerindeki başarıları Recep YAZICIOĞLU’nu Tokat valiliğine taşımıştır. YAZICIOĞLU’nun Tokat Modeli ilk olarak eğitimle başlar. YAZICIOĞLU, Tokat’ı Köy köy kasaba kasaba gezer, eğitim alanındaki eksikleri görür ve ilk çalışmalarını eğitimde yapar. O dönemin canlı şahitlerinden olan Recep YAZICIOĞLU’nun eşi Meryem Hanım yaşanılanları şöyle nakleder; "Tokat`a gittiğimizde köylerdeki çocuklar ahır gibi yerlerde okuyorlardı. Bunları izleyince hemen bir okul kampanyası başlattı. Devletten para gelmesini beklemezdi. Halkla birlikte para gelmeden işe başlardı. Kısa sürede 3-4 bin derslik açıldı. "
Recep YAZICIOĞLU, Tokat`ta görev yaptığı beş yılda “devlet-millet el ele” ve “kendi okulunu kendin yap” kampanyasıyla okulsuz köy bırakmadı. Yaptığı her okulda bir vali gibi değil, şantiye şefi gibi çalıştı. Tokat İl merkezine bağlı, altı yüzden fazla köye, (Milli Eğitim Bakanlığının ayırdığı 590.000.-TL ödeneğin yetersizliğine rağmen) sadece 1985 yılında, 4,5 milyon TL tutarında, 1200 ilk ve ortaokul dersliğiyle öğretmen lojmanı yapıldı. Dört yıl içinde Tokat ilinde, ilgili bakanlıkların ödenekleri, özel idarenin gelir kaynakları ile “torba bütçe” şeklinde bir araya getirilerek, kamu kaynakları en verimli bir şekilde kullanıldı. Tokat ve köylerinde 4 yılda Cumhuriyet tarihinde yapılandan daha fazla derslik inşa edildi.
Recep YAZICIOĞLU, Tokat’ta sadece eğitim için fiziki alanlar oluşturmadı, nesli yetiştiren öğretmelere destek oldu, onların motivasyonlarının artması için çeşitli çalışmalar yürüttü.
Ve bugün gerek Başçiftlik gerekse Tokat yapılan bu çalışmaların yansımalarını fazlasıyla aldı ve almaya devam ediyor. Bugün ülkemizin en güzide kurumlarında ya bir bürokrat ya bir yönetici ya da bir memur vazifesi ifa eden bir Tokatlı görmek mümkün.
Ve son söz Başçiftlik'in efsane öğretmenlerinden Başöğretmen Mustafa GÜLER’den; "Dün öğretmeni yoktu Başçiftlik'in, bugün öğretim görevlileri var Başçiftlik'in, doktoru var, avukatı var, hakimi var, savcısı var, kültürlü işçi insanları var. Bunlar kolay olmadı... Bugün Türkiye'nin her yerinde Başçiftlikli var..."
Twitter.com/NataliAVAZYAN Tokattannet@gmail.com
Hiç yorum yok
Yorum Gönder