Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Atatürk'ün Vefatı Sonrası Tokat

Atatürk’ün cenaze töreni 21 Kasım 1938’de Ankara’da yapılmış ve naaşı geçici olarak Etnografya Müzesi’ne kaldırılmıştır. TBMM tarafından kararlaştırılan Atatürk’ün cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım’da, İçişleri Bakanlığı yayınlanan genelge doğrultusunda, tüm yurt da eş zamanlı olarak Atatürk için düzenlenen cenaze merasimleri Tokat, Turhal ve Zile’de yapılmıştır.
T akvim yaprakları 10 Kasım 1938 Perşembe gününü gösterdiğinde Cumhuriyetimizin Kurucusu ATARTÜRK'ün vefatı üzerine müdavi ve müşavir doktorları tarafından “Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vahamet dün gece saat 24.00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinci Teşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe Büyük Şefimiz derin koma içinde terk-i hayat etmişlerdir. ifadeleri raporlaştırılıp Hükümet’e bildirilmiş, Hükümet vefat haberini yayınladığı resmî bir tebliğ ile kamuoyuna açıklamıştır. TBMM'de kararlaştırılan Atatürk’ün cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım’da, İçişleri Bakanlığı yayınlanan genelge doğrultusunda, tüm yurt da eş zamanlı olarak Atatürk için düzenlenen cenaze merasimleri Tokat, Turhal ve Zile’de de yapılmıştır.

  Milletlerin tarihine yön veren büyük şahsiyetlerin hayatları boyunca yaptıkları işler kadar, vefatları da yön verdikleri milletler üzerinde derin izler bırakmıştır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk harp meydanlarında kazandığı büyük zaferleri, yeni ve milli temeller üzerine inşa edilen modern Türkiye Cumhuriyeti ile taçlandırmıştır. 10 Kasım 1938’de İstanbul’da hayata gözlerini yuman ve ömrünü milletine vakfeden Atatürk’ün vefatı tüm yurtta geniş yankı uyandırmış ve üzüntüyle karşılanmıştır. 

Atatürk’ün cenaze töreni 21 Kasım 1938’de Ankara’da yapılmış ve naaşı geçici olarak Etnografya Müzesi’ne kaldırılmıştır. TBMM tarafından kararlaştırılan Atatürk’ün cenaze töreninin yapıldığı 21 Kasım’da, İçişleri Bakanlığı yayınlanan genelge doğrultusunda, tüm yurt da eş zamanlı olarak Atatürk için düzenlenen cenaze merasimleri Tokat, Turhal ve Zile’de de yapılmıştır.

Tokattan.net olarak Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Yunus Emre TEKİNSOY'un Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi için kaleme aldığı "Atatürk’ün Vefatı Nedeniyle Tokat, Turhal ve Zile’de Yapılan Merasimler" adlı çalışmasının ışığında Atatürk'ün vefatında sonra yaşanılanları ve Tokat'ta yapılan merasimleri derledik...

Atatürk’ün Vefatı
  Ömrünün çoğunu harp meydanlarında ve sonrasında kurucusu olduğu Cumhuriyetin ilelebet payidar olması için yapılan çalışmalarda geçiren ve gerektiğinde 24-30 saat aralıksız çalışabilen, saatlerce ayakta durduktan sonra bile en ufak bir yorgunluk belirtisi göstermeyen Atatürk, 1937 yılına gelindiğinde ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Atatürk’ün rahatsızlığının tüm süreçlerini Prof. Dr. Neşet Ömer İrdelp, Dr. Ziya Naki Yaltırım, Dr. Refik Saydam, Dr. Hulusi Alataş ve Dr. Asım Arar yakından izlemişler, ancak Atatürk doktorlara pek yardımcı olmadığı için laboratuar incelemeleri yapılamamıştır. Siroz hastalığına yakalanan, ancak teşhisi hemen konulamayan Atatürk için Türk doktorlarının yanı sıra yurt dışından da tanınmış doktorlar getirtilmiş ve yeni tedavi yöntemleri uygulanmıştır. Ancak doktorların dinlenme uyarılarına uymayarak Hatay meselesi üzerinde yoğun mesai harcaması ve bu nedenle 1938 yılının Mayıs ayında yurt içinde gezilere çıkması Atatürk’ü yatağa mahkûm etmiştir.

Karnından su aldıran ve komaya girmeye başlayan Atatürk, yine komaya girdiği bir gecenin sabahında 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9.05’te Dolmabahçe Sarayı’nda vefat etmiştir. Atatürk'ün vefatı üzerine müdavi ve müşavir doktorları tarafından “Reisicumhur Atatürk’ün umumi hallerindeki vahamet dün gece saat 24.00’te neşredilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinci Teşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe Büyük Şefimiz derin koma içinde terk-i hayat etmişlerdir.” ifadeleri raporlaştırılıp Hükümet’e bildirilmiştir. Hükümet vefat haberini yayınladığı resmî bir tebliğ ile kamuoyuna açıklamış, telefon ve telgrafın yanı sıra radyo ile de öğlen saatlerinden başlanarak hem Türk kamuoyu hem de 11 farklı çeviri ile dünya kamuoyu durumdan derhal haberdar edilmiştir. Birçok gazete siyah beyaz olarak 2. baskıyla yayınlanan resmî tebliğ ile birlikte hadiseyi okuyucusuna duyurmuş, Dolmabahçe Sarayı’ndaki Cumhurbaşkanlığı forsu yarıya indirilmiştir. Ülkede “Milli Matem” ilan edilmiştir. Kısa sürede acı haber her yere yayılmış resmi daireler, müesseseler ve sefarethaneler bayraklarını yarıya indirmişlerdir. Tüm eğlence yerleri, içkili lokantalar ve bazı mağazalar kara haberi duyar duymaz kepenk kapatmışlardır. İstanbul’daki yabancı devlet temsilcileri resmi kıyafetleriyle Saray’a giderek açılan özel defteri imzalamaya başlamışlardır.

11 Kasım 1938 Cuma günü TBMM toplanarak Batı’da Atatürk sonrası ile ilgili duyulan endişenin aksine Türk devlet ricali soğukkanlı davranmış ve TBMM yeni devlet başkanı olarak CHP Malatya Milletvekili İsmet İnönü, oylamaya katılan 348 milletvekilinin tamamının oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiştir.  İsmet İnönü, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından istifasını sunan Başbakan Celal Bayar'a icra vekillerinin görevlerine vekâleten devam etmelerini rica etmiş ve yeni hükümeti kurma görevini yeniden Bayar’a vermiştir.

Atatürk’ün cenaze merasimine ait program TBMM’de müzakere edilerek hazırlanmış, 21 Kasım’da yapılacak olan cenaze törenini düzenlemek üzere Numan Menemencioğlu başkanlığında toplanan komisyon, Atatürk’e layık bir “Anıt-Kabir” yapılıncaya kadar naaşın Etnografya Müzesi’nde kalacağını duyurmuştur. 16 Kasım’da Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayı’nın büyük tören salonunda bir katafalk üzerine yerleştirilerek üç gün süreyle halkın ziyaretine açılmıştır.

19 Kasım sabahında İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Ord. Prof. M. Şerafettin Yaltkaya tarafından Türkçe tekbirler eşliğinde Dolmabahçe Sarayı’nda kıldırılan cenaze namazı ardından Atatürk’ün naaşı Dolmabahçe’den Sarayburnu’na getirilmiş ve Zafer Torpidosu ile Yavuz Zırhlısına konulmuştur. Yavuz Zırhlısı ile İzmit’e getirilen Atatürk’ün naaşı, İzmit’te Cumhurbaşkanlığı Treni’nde kendisi için hazırlanan özel vagona yerleştirilmiş, Bilecik, Eskişehir, Polatlı ve Etimesgut’tan sonra 20 Kasım’da Ankara’ya ulaşmıştır. Tüm devlet erkânı ile yoğun bir kalabalığın karşıladığı naaş, trenden alınarak top arabasına konulmuş, büyük bir törenle TBMM’nin önünde hazırlanan katafalka yerleştirilmiştir ve halkın ziyaretine açılmıştır

21 Kasım’da ise aralarında çok sayıda yabancı devlet temsilcisinin ve askerî birliğinde bulunduğu büyük bir törenle TBMM’den alınan naaş, 80 askerin çektiği top arabasının üzerinde Türk milletinin göz yaşları arasında geçici kabri olan Etnografya Müzesi’ne getirilmiş ve  hazırlanan mermer lâhdin üzerine yerleştirilmiştir. Törenden yaklaşık 4 ay sonra Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabre konulmuştur. 15 yıl sonra, 10 Kasım 1953’te ise Atatürk’ün naaşı Etnografya Müzesi’nden alınarak ve Anıtkabir’e defnedilmiştir.

Atatürk’ün Vefatı Nedeniyle Yapılan Merasimler
  Atatürk’ün vefatı nedeniyle gerek İstanbul ve Ankara’da, gerekse tüm yurt da yapılacak olan törenlerin olası bir kargaşaya yol açmaması ve tam bir düzen içerisinde gerçekleştirilmesi için İçişleri Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından Valiliklere bir genelge gönderilmiştir. Atatürk’ün naaşının Etnografya Müzesi’ne konulacağı gün olan 21 Kasım 1938 Pazartesi günü Türkiye genelindeki tüm il ve ilçelerde yapılması öngörülen merasimde intizam ve ihtimamın temini için şu tedbirlerin alınması istenmiştir:
1- Tören saat 14:00’te başlamalıdır.
2- Halk tam saat 14:00’te heykel ve büst olan yerlerde bunların etrafında, olmayan yerlerde ise Cumhuriyet Meydanlarında toplanmalıdır.
3- Heykel ve büst bulunmayan meydanlarda güzel ve büyük bir kürsü üzerine Atatürk’ün bir fotoğrafı konulmalıdır. Kürsü Türk bayrağı ve CHP bayrağıyla örtülecek, ayrıca hiç bir siyah işaret bulundurulmamalıdır.
4- Toplanma işi planlı ve düzenli olmalıdır. Bu maksatla yetkili teşekküllerin temsilcilerinden bir komisyon oluşturulmalıdır. Bu komisyon toplanma yerini tetkik etmeli ve toplanma şeklini gösteren birer kroki yaparak toplanmayı idare edecek yeterli miktarda memur tayin etmeli ve bunlara görevlerini öğretmelidir. Parti mensuplarının bu işte görevlendirilmeleri esastır.
5- Atatürk’ün büyük eserini emanet ettiği Türk gençliğine ve öğrencilere toplanma meydanının ön tarafında yer verilmelidir.
6- Bando mevcut olan ve Şopen’le Beethoven’in matem müziklerini çalabilecek vaziyette bulunan yerlerde İstiklâl Marşı’ndan sonra törene bu müziklerle başlanmalıdır, bando bulunuyorsa ve bu müzikleri çalma imkânı yoksa tören İstiklâl Marşı’yla başlamalı ve bando olmayan yerlerde de halk tarafından İstiklâl Marşı okunduktan sonra tören açılmalı ve bundan sonra hiç bir şey çalınmamalıdır.
7- Tören bu şekilde açıldıktan sonra her yerde üç nutuk söylenmelidir. Bu nutukları; Parti Temsilcisi, Belediye’den biri (belediye olmayan yerlerde köy ihtiyar heyetlerinden biri) ve halktan bir genç söylemelidir. Halkevi olan yerlerde Halkevi üyelerinden bir kişi de nutuk söylemelidir. Nutuklar mahalli Parti örgütünün tasvibinden geçmelidir. Bu nutuklar da Atatürk’ün eserleri, memlekete ve millete yaptığı büyük hizmetler, hayatı ve onun aramızdan ayrılmasıyla duyulan yas ve elem tebarüz ettirilmelidir. Kendi nutuklarından onuncu yıl nutku ve gençliğe hitap gibi parçalar, vecizelerden seçilmiş bazı kısımlar okunmalıdır. Nutuklar milletin Atatürk’e saygı ve sevgisini ebedi olarak onun manevi varlığı ve hatırası etrafında toplanacağını, bu topluluktan en büyük milli vahdet ve kudreti alacağını, eserine bağının bu birlikte ebedileşeceğini söyleyerek ve nihayetinde Atatürk’ün eserlerine
ve yaptığı inkılâplara daima artan bir inanla bağlı kalıp onları ileri götüreceklerine ant içerek bitirilmelidir.
8- Tam saat 16.00’da Dahiliye Vekaleti’nin yaptığı tamimde zikrettiği veçhile ve vasıtalarla bildirilerek üç dakikalık bir saygı duruşu yapılmalıdır. Tam bu saatte sükût ve ihtiram vazifesini yapabilmek için yukarıda söylenen merasim ve nutuklar ona göre tertip ve tamim edilmelidir.
9- Üç dakikanın bitiminde altı meşale derhal ateşlenmeli ve Atatürk’ün heykeli büstü ve yahut resmi önünden ihtiram geçidi başlamalı bu suretle halk dağılarak merasim sona erdirilmelidir.
10- Toplanma meydanına gelirken arzu edenler Atatürk’ün heykel, büst veya fotoğrafları önüne çelenk, buket ya da yeşillik koyabilmelidir.
11- Halkevlerinde 22 Kasım 1938 Salı gününe kadar toplantılar yapılmamalıdır.
12- Hareket, toplantı ve merasim esnasında hiçbir siyah işaret bulundurulmamalıdır.
13- Bütün bu merasime ait ayrıntılar her yerin ayrı ayrı vaziyeti tespit edilerek bir raporla ve mümkün olan yerlerde bu merasim izlenimleri fotoğraf sinema ile tespit olunup bunlar da bilahare basılmak üzere parti genel sekreterliğine gönderilmelidir.

Yurdun her yerinde olduğu gibi Tokat, Turhal ve Zile’de de Atatürk’ün vefatı nedeniyle 21 Kasım 1938 Pazartesi günü düzenlenen merasimlere askeri ve mülki yöneticilerin yanı sıra öğretmenler, öğrenciler, esnaf ve memurlarla birlikte halk da kadın-erkek, genç-yaşlı ayrımı olmaksızın tam kadro katılmıştır. Merasimlerde Atatürk’ün vefatı nedeniyle duyulan acı hep bir ağızdan dile getirilmiş, bunun yanı sıra CHP, Halkevi, Belediye ve Gençliği temsilen birer kişi O’nun hayatını, eserlerini, hizmetlerini, inkılâplarını ve duyulan üzüntüyü içeren konuşma yaparak hislere tercüman olmuşlardır.

Tokat’ta Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Tokat’ta da ilk önce radyo yayını ile duyulmuştur. Tokat’ın yerel gazetesi olan ve haftada iki gün yayınlanan Yeşilırmak Gazetesi 11 Kasım 1938 tarihli sayısında vefat haberini Tokat'lılara “Sayın Okuyucular! Size bugün büyük Atamızın ebediyete kavuştuğunu gözyaşlarımızla haber veriyor ve üzülüyoruz” manşetiyle duyurmuştur. Tokat Belediye Başkanı Remzi Topçam, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye, Başbakan Celal Bayar’a ve TBMM Başkanı M. Abdülhalik Renda’ya birer taziye mesajı göndererek Atatürk’ün vefatı nedeniyle hem kendisinin hem de Tokatlıların duyduğu üzüntüyü dile getirmiştir.

İçişleri Bakanı Dr. Refik Saydam tarafından Valiliklere gönderilen yukarıdaki genelge doğrultusunda tüm illerle bunlara bağlı ilçe ve beldelerde olduğu gibi Tokat’ta da bir merasim düzenlenmiştir. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü düzenlenen merasimde CHP, Halkevi, Belediye ve Türk Gençliğini temsilen birer kişi tarafından konuşma yapılmıştır. 

CHP adına konuşma yapan Tokat Kültür Direktörü Alişan Reşit Tanural, konuşmasında “Ey bu topraklar için savaşarak en sonda bu topraklara gözlerini kapayan Atatürk! Yıldızları değil, mümkün olsa da kızgın çöl güneşlerini yanına getirsem, Balkanları, Karpatları, Kafkasları, Torosları dile getirsem, mızraklı alayları, süngüleri çekilmiş orduları, tarihe geçmiş zaferleri, gaza bayraklarını tabutunun arkasından koştursam, Çanakkale’de yatan on binlerce şehitleri konuştursam, on binlerce şehit ve öksüz annelerinin kanlı göz yaşlarını tabutunun geçtiği yollara döksem; tabutunun ayak ucuna günlerce kapanıp ağlasam büyüklüğünün karşısında bir şey yapabildim diyemem” ifadelerine yer vermiştir.

Tanural’dan sonra Halkevi adına Tokat Ortaokulu Türkçe Öğretmeni Korkut Araz  kürsüye çıkmış, konuşmasına Türk gençliğine, Türk ordusuna, babalara ve annelere ayrı ayrı seslenerek başlamış, bir nevi onların duygularına tercüman olarak oldukça duygusal bir konuşma yapmıştır.

Araz’dan sonra Belediye adına kürsüye çıkan Tokat Gazi Osman Paşa İlkokulu Baş Öğretmeni Fahri Alpay konuşmasında on beş yıldır her günün bir bayram edasında geçtiğini; ancak Atatürk’ün vefatı nedeniyle dudakların bir tek kelimenin ifadesinden bile aciz, kalplerin halsiz ve dimağların mecalsiz olduğunu ifade etmiştir.

Alpay’dan sonra Türk gençliğini temsilen konuşma yapan Ortaokul Yar Direktörü İsmail Bayram konuşmasında Atatürk’ün vefat etmesinin üzerinden henüz on bir gün geçtiğini ve Atatürk’ün vefatının Türk Milletini derin matemlere sevk ettiğini ifade etmiştir. Bayram sözlerini “göz yaşlarımızı birbirine katarken el ele verelim ülkü ve idealimizin tahakkuku için çalışalım, büyüklerimize bağlı küçüklerimize faydalı olalım, büyük babamızın manevi huzurunda hürmetle eğilirken O’na rahmet Milletimize sağlık dilerim” şeklinde sonlandırmıştır

Turhal'da Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Turhal'da da ilk önce radyo yayını ile duyulmuştur. Genelge doğrultusunda 21 kasım 1938 Pazartesi günü cenaze merasimi düzenlemek üzere oluşturulan komisyonda Nahiye Müdürü Hamdi Yegen, Askerlik Yollama Müdürü Üsteğmen Lütfi Çakır, CHP Başkanı Sami Erk, Halkevi Başkanı Raif Yazgan, Belediye Başkanı Ali Galip İşeriBaşöğretmen Ali Rıza Gönenç ve Emniyet Komiseri Cemal Okutgen yer aldı. Komisyon tarafından en ufak ayrıntısına kadar planlanan merasimde alınacak vaziyeti çizilen bir kroki ile belirlemiştir. Ayrıca, komisyonda Şeker Fabrikası’ndan temin edilen hoparlörün Cumhuriyet Meydanı’nın karşısındaki ilkokulun üzerine konulması, parti radyosunun bu hoparlöre bağlanması ve sabah saat 09:00’dan itibaren Ankara’da gerçekleştirilen törenin halka dinletilmesi kararlaştırılmıştır.

Merasim 14:00’te Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk büstünün etrafına CHP, Belediye, Halkevi, Şeker Fabrikası, Okul, dikiş yurdu vs. adına çelenkler konulduktan sonra İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlamıştır. CHP adına Başöğretmen Ali Rıza Gönenç, halk adına fabrika memurlarından Hayri Toksöz, Belediye adına da öğretmen Mustafa Örnek tarafından Atatürk’ün eserleri, hayatı, memlekete yaptığı hizmetler ve vefatı nedeniyle duyulan derin üzüntüye dair birer konuşma yapılmıştır.

Saat 16.00’da Turhal Kalesi’nden bir top atışıyla üç dakikalık saygı duruşunun başladığı, üç dakikanın sonunda ise Şeker Fabrikası’ndaki düdükten sinyal verilmek suretiyle saygı duruşunun bittiği halka duyurulmuştur. “Altı Oku” temsil eden altı meşale yakıldıktan sonra öncelikle Jandarma ve Polis, sonra İlkokul öğrencileri, onları takiben bayanlar, memurlar, CHP’nin ileri gelenleri, şeker fabrikası mensupları, esnaf ve halk Atatürk büstünün önünden resmi geçit şeklinde geçmişler ve Turhal’daki tören bu şekilde sonlandırılmıştır.

Zile'de Yapılan Merasim
  Atatürk’ün vefat haberi tüm yurtta olduğu gibi Zile'de de ilk önce öğle saatlerinde radyo yayını ile duyulmuştur. Haberi duyan binlerce vatandaş Zile Halkevi’nin önünde toplanmıştır. Yeşilırmak gazetesinde verilen habere göre; Hükümet’in resmi tebliği ile haber teyit edildikten sonra binlerce kişi “Atamız Ölmez ve Ölmeyecektir” diye birbirlerini teselli etmişlerdir.

21 kasım 1938 Pazartesi günü Tokat’ta ve Turhal’da olduğu gibi Zile’de de binlerce kişinin katıldığı bir cenaze merasimi tertip edilmiştir. “Altı Oku” temsil eden altı meşale yakılarak Atatürk anılmıştır 


 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
 Dergipark.org.tr/YunusEmreTekinsoy
 Dergipark.org.tr/YunusEmreTekinsoy

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net