Responsive Ad Slot

SÖYLEŞİLER

Söyleşi

Dr. Dursun ÇİÇEK | 1939 Depreminde Tokat

Yıl 1939, 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece, sabaha karşı, halk arasında “Büyük Hareket” olarak da bilinen “Erzincan Depremi”nde Kelkit ırmağı boyundaki şehirler depremle sarsıldığı Kelkit vadisinin en acı gününün 77. yılında, kendisi de Tokat Reşadiyeli olan İstanbul Milletvekili Dr. Dursun ÇİÇEK, 1939 depremiyle ilgili Tokattan.net için bir yazı kaleme aldı. Dr. Dursun ÇİÇEK, yazısında; "27 Aralık Erzincan depreminde o dönemki adıyla Elma köyünde (Umurca Köyü) toprak damlı evde yaşayan bir amcamı ve teyzemi depremde kaybettim." ifadelerine yer verdi.
Yıl 1939, 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece, sabaha karşı, halk arasında “Büyük Hareket” olarak da bilinen “Erzincan Depremi”nde Kelkit ırmağı boyundaki şehirler depremle sarsıldığı Kelkit vadisinin en acı gününün 77. yılında, kendisi de Tokat Reşadiyeli olan İstanbul Milletvekili Dr. Dursun ÇİÇEK, 1939 depremiyle ilgili Tokattan.net için bir yazı kaleme aldı. Dr. Dursun ÇİÇEK, yazısında; "27 Aralık Erzincan depreminde o dönemki adıyla Elma köyünde (Umurca Köyü) toprak damlı evde yaşayan bir amcamı ve teyzemi depremde kaybettim." ifadelerine yer verdi.

  Türkiye’de depremlerin yoğun yaşandığı bölgelerden biri hatta en önemlisi Kuzey Anadolu Fay Hattında 1939 yılının 26 Aralık’ı 27 Aralık’a bağlayan gece saat 2.00'da meydana gelen halk arasında“Büyük Hareket” olarak da bilinen “Erzincan Depremi”nde Kelkit ırmağı boyundaki şehirler depremle sarsılmış, resmi rakamlarla toplam 32.962 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 100.000 kişi de yaralanmıştır. Kendisi de Tokat Reşadiyeli olan Chp İstanbul Milletvekili Dr. Dursun ÇİÇEK, 1939 depremiyle ilgili Tokattan.net için bir yazı kaleme aldı.

İstanbul Milletvekili Dr. Dursun ÇİÇEK, yazısında şu ifadelere yer verdi; 
Deprem insanoğlunun en çok etkilendiği doğal afetlerin başında gelmektedir. Yıkıcı etkisi büyük olan depremler gerek doğada, gerek insanoğlunun hayatında büyük tahribatlara yol açmaktadır. Bu doğal afet birtakım psikolojik ve sosyolojik problemleri beraberinde getirmiş ve derin yaralar açmıştır. 27 Aralık 1939 Erzincan depremi ise deprem kuşağında yer alan Anadolu coğrafyasındaki en büyük depremlerden biri olarak tarihe geçmiştir.

27 Aralık 1939'da 02.00 sularında Türkiye'de en çok depremin gerçekleştiği Kuzey Anadolu fay attı üzerinde merkez üssü Erzincan olan, 7.2 (çeşitli kaynaklara göre 7.9) şiddetinde büyük bir deprem meydana gelmiştir. Bu özelliği ile 19.yüzyıldan günümüze kadar olan süreçteki en büyük deprem olarak nitelendirilebilir. Bu depremde resmi rakamlara göre toplam 32.968 kişi hayatını kaybetmiş, yüz binlerce insanımız yaralanmış, 116.720 bina yıkılmıştır. Binlerce hayvan telef olmuştur. Dünya tarihinde depremde ölen insan miktarı sıralamasında Erzincan depremi 27. sıradadır. 20.yy depremde ölen insan miktarın sıralamasında 8. sıradadır. Bilhassa  Erzincan'ın ve civarı köylerinde etkili olan depremde Kızılay cemiyeti olay yerine gitmiş ve çalışmalarına başlamıştır.

Meydana gelen deprem çok geniş bir alanda etkili olmuştur. Merkez üssü Erzincan olan depremde bu ilden sonra en çok etkilenen iller; Tokat, Ordu, Samsun illeri olmuştur. Erzincan merkezli depremin çevre illerde olduğu gibi Tokat'ta da büyük, sarsıcı etkileri olmuştur. Herkesin uykuda olduğu bir saat olan gece yarısı 02.00 sularında olan depremde Erbaa, Niksar ve Reşadiye kazalarında tahribat büyük olmuştur. Reşadiye ilçesinde ise depremden sonra yangın çıkmış ve 150 hane neredeyse tamamı yanmıştı. Reşadiye'de yalnız 3 ev kalmış. 236 ölü ve 52 de yaralı vardı.

Heyelan yüzünden Reşadiye ile uzun süre iletişim kurulamamıştı. Reşadiye ilçesinde ise; bu büyük doğal afetin yanında bir de yangının meydana gelmesi ilçeyi dümdüz etmiş, hanelerin tamamı yıkılmış. Depremde yaralı olarak kurtulan vatandaşlar varsa bu sefer de yangın felaketi ile burun buruna gelip, bir de yangın felaketiyle savaşmak zorunda kalmışlardır.

Niksar ilçesinde ve köylerinde 200 ölü, 300 yaralı vardı. Vilayet merkez ve köylerinde beşi resmi olmak üzere 643 bina yıkılmıştı. 543 ölü, 291 yaralı vardı. Niksar'da 700 bina yıkılmıştı. 593 ölü ve 1100 yaralı vardı. Erbaa ve köylerinde 1659 bina yıkılmış 900 civarı ölü vardı.

Böyle korkunç doğal afetlerden sonra en önemli unsur; yardımlaşma ve dayanışmayı etkin ve
etkili kılmaktır. Tüm Türkiye'den : Antakya, Eskişehir, Malatya,, İzmit, Çankırı, Kayseri'den
maddi yardımlar sürekli Erzincan, Tokat , Ordu, Samsun illerine ulaşmıştı. Deprem olduğunu
haber alan Antakya, Hakkari, Kırşehir gibi illerin memurları maaşlarının %10'nunu
depremzedeler için göndereceklerini duyurdu. Aynı şekilde Isparta ve Eskişehir'deki memurlar beş ay boyunca kendi maaşlarından depremzedelere yardım kesintisi yapılması kararını almışlardı. Anadolu insanı depremzedelerin yaralarını sarmak için dayanışma içinde bir bütün olmuş farklı yollara da başvurmuşlardı. Ankara Halkevi düzenlediği konser ve piyeslerle sağladığı kazançları depremzedelere göndermişti. Ankara'da kimi sinemalar hasılatlarını yine depremzedelere bağışlamışlardı. Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray kendi aralarında derbi maçları düzenleyip elde edilen gelirleri depremzedeler yararına kullanmışlardı.

Devlet büyükleri de depremzedelerin yaralarını sarmak için yeni kanunlar çıkartmışlardı. Üçüncü ordu müfettişi tarafından 800 asker; görevlendirilmişti. Bütün bu doğal afet, yangın afeti aslında bütün bunlar Anadolu insanının istediği zaman ne kadar dayanışma içerisinde, yapıcı bir şekilde hareket ettiğini gözler önüne seriyor. Böyle büyük bir felakette dahi çadırların, yardımların kısa sürede bölgeye ulaştığını ve 1000 çadırın hemen dağıtıldığını biliyoruz. Böyle büyük felaketlere Anadolu insanı kenetlenip, kendi payına düşeni yapıp, hep birlikte hareket edince kendi yara ve hasarlarını daha hızlı bir şekilde sarmıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de 31 Aralık günü Erzincan'a varmış ve zaman geçmeden kendisinden önce gelen vekil ve bazı devlet görevlileriyle beraber deprem bölgesinde incelemeler yapmıştır. Ne yazık ki hasar ve tahribat büyüktür. 1-2 Ocak'ta devlet büyükleri Tokat'taydı.

Bu durum karşısında derin üzüntü duyan İnönü bir yandan incelemeleri yaparken bir yandan da depremzedeleri teselli etmeye çalışmıştır. Tabi devlet büyüklerinin orada olması depremzelere moral kaynağı olmuştur. İsmet İnönü ve beraberindekiler şehirde incelemelerine devam ederken hazin olaylara da şahit olmuşlardı. Bunlardan bir tanesi; Yaşlı bir kadın İnönü'nün boynuna sarılarak "Mehmet'im burada öldü. O da askerdi. Senin oğlundu. Sen sağol babamız." diyerek hıçkırıklar içinde ağlamıştır. Devlet yöneticileri sadece Erzincan'a değil depremin etkilendiği diğer şehirlere de giderek buralarda incelemelerde bulunup alınacak tedbirleri belirlemişlerdi.

Deprem bölgesinde 1939 yılında bu şiddetteki depreme dayanabilecek nitelikte evler bulunmuyordu. Ne yazık ki çimento yerine çamurun kullanıldığı taş duvarı bulunan ve çatısı su geçirmez killi toprakla kaplı, depreme dayanıksız evler vardı. Deprem bölgesinde binlerce can ve mal kaybı bu sebepten olmuştur.

27 Aralık Erzincan depreminde o dönemki adıyla Elma köyünde (Umurca Köyü) toprak damlı evde yaşayan bir amcamı ve teyzemi depremde kaybettim. Onların acısını aynı depremde hayatını yitiren, yaralanan ve sakat kalan binlerce deprem mağduruyla birlikte yüreğimizde hissediyoruz. Bu acı depremde oğlumun adının Mehmet Deniz olmasının nedeni; bu depremde hayatını kaybeden amcam Mehmet Çiçek’in ismini yaşatmaktır. Küçük kız kardeşimin isminin Naciye olması ise aynı depremde hayatının kaybeden teyzemin anısına saygı duymaktır. Ben de bir deprem mağduru olarak diliyorum ki; ülkemiz bu tür doğal afet, terör ve olağanüstü şartlar nedeniyle bir daha acılar yaşamasın. İnsanlarımız doğal yaşamlarını sürdürsün. Başta Reşadiye olmak üzere bütün Türkiye’de depreme dayanıklı tesisler inşaa edilsin.

Depreme duyarlı, dayanıklı evler, yapılar inşaa ederek, bu önemli doğal afet günümüzde cann ve mal kaybı yaşanmadan atlatılabiliyor. Unutmayalım ki, depremin kendisi değil, depreme dayanıksız yapılar öldürür. ” 



 Hasan AÇIKEL  Tokattan.net
   KOLAJ | Tokattan.net  KAYNAK | Tokattan.net 

Hiç yorum yok

Yorum Gönder

Okumadan Geçme
© Tüm hakları saklıdır
2016-2022 Tokattan.net